12

10.5K 671 83
                                    

Kantinden aldığım çayla bahçeye çıktım. Boş bulduğum bir banka oturdum. Banka oturmamla benekli kedi yanıma geldi ve banka kıvrıldı. Sanırım bu okulda beni seven tek varlık bu benekli şeydi. O günün üstünden 3 gün geçmişti ve o tayfadan hiç kimse benimle konuşmayı bırak yüzüme dahi bakmıyordu. Zaten önceden de bakmıyorlardı ama en azından Baran benimle konuşuyordu. Şimdi o da yanıma gelmiyordu. Önceden yanıma gelince kovduğum Baran şimdi yanıma gelsin istiyorum.

Onlardan özür de dilemiştim ama beni umursadıkları pek söylenemez. Bari bi barışsaydık.

Of ne düşünüyorum lan ben! Bana ne barışmasınlar çok da şey. Hem zaten gidicem ister barışırlar ister barışmazlar. Zaten salak Eren'in planı da tutmadı. Değil benle uğraşmayı yüzüme bile bakmıyorlar. Kaldım öyle ortada.

Bu arada Barın iddiayı kaybetmişti. Bu üç gün içerisinde baya bir kavga etmişti. Hem de çok saçma olaylara. Sanki bana olan sinirini milletten çıkarıyordu!

"Pışt benekli şey kaldık senle baş başa"

Kedinin başını sevmemle miyavladı. Kurulduğu yerden ayağa kalktı ve yanımdan gitti. Ağaçlık tarafta oturan Barının ayak ucuna kuruldu

"Sende mi benekli. Sen de mi beni bırakıyorsun"

Gözümü kısarak baktığım yerle hafif dudağım büzüldü. Ulan bu kedinin gitmesi niye bu kadar koydu bana. Sonra gözlerim Barınla kesişti. Bir süre gözlerine baktıktan sonra başımı diğer tarafa çevirdim.

Ben şimdi niye durduk yere trip attım ki!

Dur bir dakika durduk yere değil. Bu çakma bad boy bu mahalle çocuğu üç gündür yüzme bakmıyordu. Sanki ben bir şey yaptım hepsini Eren hayvanı yaptı. Ama bu çakma ne yaptı tribini nefretini bana kustu.

"Bir daha seni çevremde görürsem acımam!"

Duyduğum bağırışla kaşlarımı çattım.

"Bir dahaki sefere canını yakarım ibne"

Son duyduğum kelimeyle kaşlarım hayretle havalandı. Hızla yerimden kalktım ve sesin geldiği okulun arka tarafına doğru gittim.

Adının Özgür olduğunu öğrendiğim çocuk birinin yakasına yapışmıştı. Tutuğu çocuk korku dolu bakışlarla ona bakıyordu. Adımlarımı daha da hızlandırdım.

"Çocuğu rahat bırak"

Nasıl giriş ama.

Sesimi duyduğunda çocuğun yakasını bırakmadan bana döndü. Önce kaşları hayretle kalktı sonra da gülümsedi.

"Sen yeter ki ise"

Konuştuktan sonra çocuğun yakasındaki ellerini bıraktı. Ve arkadaşlarına bir bakış attı

Arkadaşlarıyla beraber yanıma geldi ve eliyle omzumu pat patladı

"Görüşürüz kahraman"

Göz kırptı ve yanımdan geçip gitti.

Ne çabuk oldu lan!

Onu boşverip demin yakasını tutuğu çocuğun yanına gittim. Duvara tutunmuş duruyordu. Hızla yanına gittim.

"İyi misin?"

Dolu olmuş gözlerle bana baktı

"İ-iyiyim keşke bulaşmasaydın"

Güldüm!

"Ne yapsaydın seni dövmesine izin mi verseydim? Sonra nasıl kahraman olurum"

Son kelimeyi alayla söylememle o da güldü. Yürümeye başlamamla onun yürümediğini gördüm. Ona döndüğümde ayağına basamadığını gördüm. Ona doğru yürüdüm ve koluna girdim. Yavaş adımlarla okulun arkasından çıktık.

İlerde bize bakan iki kişiyle az kalsın düşüyordum. Barın çatık kaşlarla bize bakıyordu onun aksine Özgür gülerek bana bakıyordu. İkisini de umursamadan okulun içine girdim.

"Hangi sınıftasın"

Ağzından küçük bir kahkaha firar etti.

"12-E"

Biz bu çocukla aynı sınıfta mıydık.

"Aynı sınıfta olduğumuzu bilmiyordum. Ben Deniz"

Ona uzattığım elime baktı sonra da elimi sıktı

"Bende Kerem"

Tanıştıktan sonra sınıfa gitmek istediği için sınıfa gittik. Çıkışa kadar da sessiz sakin geçti. Okuldan çıkmamızla yanımdaki Kereme döndüm.

"Evin hangi tarafta"

Eliyle ilerdeki üç katlı evi gösterdi. Ne güzel evi okulun yanındaydı. Beni şimdi uzun bir otobüs yolculuğu bekliyor.

Vedalaştıktan sonra durağa doğru yürümeye başladım.

"Pışt kahraman"

Sesin geldiği tarafa bakmamla ara sokakta kendini duvara yaslamış gülerek bana bakan Özgür'ü gördüm. Gülerek eliyle bana gel işareti yapıyordu. Ben de tabii ki ne yaptım onu yok sayıp gitmek yerine tıpış tıpış ayağına gittim.

Yanına varmamla beni yakamdan tutup duvara yaslaması bir oldu.

"Okulda kahramancılık oynamak kolay gel bir de şimdi burada oyna."

Güldüm

"Merak etme ben her yerde kahramancılık oynamayı severim"

Konuşmamla ona kafa atamam bir oldu.

Ne kalın kafası varmış. Kafam acıdı bee!

Geriye doğru sendeledi ama yakamı bırakmadı. Tekrar yakamı sıkıca tuttu.

"Eee oynayalım o zaman"

Gülerek konuştuktan sonra yüzüme yumruğunu geçirmesi bir oldu. Bir tane daha geçirdi tam bir kez daha vuracakken onu ittim ve ben bir tane vurdum.

Bu sefer geriye doğru sendelemedi tam tekrar bana atılacaktı ki bir yumruk daha geçirdim yüzüne bu sefer sendeledi ve baya geriye doğru gitti ve yere düştü.

Yere düşmesiyle sinirlenmiş olacak ki hırsla yerinde kalktı ve dudağındaki kanı sildi. Gülerek bana baktı.

"Aferin lan! O kadar da zengin bebesi değilmişsin. Ama yazık olacak sana. Keşke karşımda durmak yerine yanımda dursaydın"

Konuştuktan sonra bana doğru hızla atıldı yüzüme yumruğu geçirdi tam ona karşılık verecekken üst üste vurmaya devam etti. Kalan son gücümle onu itmeye çalıştım. Dizine bir iki kere vurdum ama fayda etmedi buna daha çok sinirlenmiş olacak ki beni hırsla itti.

Ve işte o an olanlar oldu. Geriye doğu sendeledim ama gücüm kalmadığı için yere düştüm ve kafamı bir yere vurdum . Tam tekrar ayağa kalkmaya çalışacaktım ki gözlerim karamaya başladı.

________

Özgür beyde sahalarda.

Acımadan vurdu da vurdu. Dalgalı Denizime hiç acımadı.

Gözlerim bir Barın aramdaki değil. Böyle heybetli heybetli gelip sen kimin Deniz'ine vuruyorsun diyip kafa göz dalsa.

Denizcik | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin