"Baran"
Lavaboda elini yıkayan Baran'a seslenmenle bana döndü.
"Efendim"
"Sen de fazladan üst var mı?"
Üstüyle ellerini kuruttu ve bana döndü. Ulan peçete diye bir şey icat edildi acaba biliyor muydu.
"Ne yapacaksın?"
"Ne yapacağım işte seni özledikçe koklarım falan"
Bunu dememle koridorda durdu ve yüksek sesle gülmeye başladı. Ulan bir insanın iğrenç kahkahası bile Eren'e benzer mi?
"Tamam kes gülmeyi"
Yanıma geldi ve elini omzuma attı
"İtiraf et sen de benimle arkadaş olmak için sabırsızlanıyorsun"
Ona göz devirdim ve omzumdaki elini ittim.
"Yaaa sorma ölüyorum"
Güldü ve tekrar kolunu omzuma attı. Tekrar onu ittim.
"Kes şebekliği var mı yok mu? Maçta giyeceğim"
"Bekle"
Konuştuktan sonra karşı sınıfına girdi. Sınıflarımız karşılıklıydı. Birkaç dakika sonra elinde beyaz bir tişörtle geldi.
"Al"
Bana uzattığı tişörtü aldım ve ona güldüm.
"Sağ ol"
"Ne demek arkadaşlar bu günler içindir"
Güldü ve göz kırptı bense bu hareketine göz devirmekle yetindim.
______
Üzerime geçirdiğim tişörtle lavabodan çıktım. Okulda spor salonu olmadığı için üst değiştirecek bir yer yoktu. Ben de lavaboda değiştirdim.
Baran direkt bahçeye çıkmıştı ben de bahçeye doğru yürümeye başladım. İlerde potaların ordaki kalabalığa doğru yürüdüm. Gözlerim Barınla kesişince beni bir baştan aşağıya süzdü sonra da yüzünde memnun bir gülümseme oluştu. Ama o gülüş kısa sürdü ve eski alaycı yüzü geri döndü.
Niye beni süzüp güldü bu çocuk.
Baran beni görünce yanıma geldi ve her zamanki gibi kolunu omzuma attı.
"Evet Deniz'de geldiğine göre başlayalım kuzen"
Barın yaslandığı direkten doğruldu ve Baran'ın karşısına geçti.
"Rakip olmaya ne dersin kuzen"
Baran güldü.
"Rekabet her zaman güzeldir kuzen insanı diri tutar"
Göz kırptı.
"Göreceğiz Baran efendi. Sen başla"
Baran güldü ve bana döndü.
"Denizi aldım"
"İsak bende"
Sonra sırayla takımlarına adam seçtiler. Takımlar bitince Baran elini Barına uzattı.
"İyi olan kazansın"
Baran güldü
"Desene o zaman biz kazanacağız."
Barın güldü.
"Bence o kadar emin olma yıllardır kaybettiğiniz için galibiyeti unutmuşsundur Baran"
Baran güldü ve elini çekti.
"Göreceğiz"
Herkesin kendi tarafına geçmesiyle oyun başladı.
Atığım basketle üzerime resmen atlayan Baran'la düşme tehlikesi atlattım.
"O nasıl bir basketi yiğidim"
Yavaşça onu ittim hayvan herif bütün ağırlığını üstüme atmıştı. Bizim takım öndeydi ve bitmesene kısa bir süre kalmıştı. Maç kesin bizdeydi ama karşı tarafın da hakkını yememek lazımdı iyi oynuyorlardı.
"Yürü be Deniz"
Sahanın dışından gelen sesle o tarafa döndüm. Bala bize bakıp sırıtıyordu. Ona bakan beni görünce hemen el salladı. Bu çocuksu heyecanına gülüp ben de el salladım. Bunu beklemiyor olacak ki önce dondu sonra heyecanla yerinde zıpladı. Bu hareketi daha çok gülmeme neden oldu.
"Hadi üç saat sizi mi bekleyeceğiz"
Gelen sinirli sesle bu seferde o tarafa döndüm. Adının İsak olduğunu öğrendiğim çocuk sinirle bize bakıyordu. Baran topu bana verdi ve sahaya döndü. Ben de elime aldığım topu ona doğru atacaktım ki fazla yukardan attığım için top ona değil arkasına doğru gitti. Okulda yankılana sesle gözlerimi şaşkınlıkla açtım.
Gözüm arkasındaki bedene çarptı. Sonra da yerdeki seken topa tekrar ona döndüğümde bana bakıyordu sonra da yere düştü.
Barının düşmesiyle gözlerim mümkünmüş gibi daha çok açıldı.
Şimdi kesin bu sefer bana gıcık olur okulu dar eder diye sevinmeli miyim yoksa bayıldığı için korkmalı mıyım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizcik | Gay
General FictionKoridorun sonuna gelmiştim ki bana çarpan bedenle sendeledim. Ulan o nasıl bir çarpmaktır. Bana çarpan bedene döndüm. Hayvan herif omzumu çürüttü "Yuh! Önüne baksana ayı " Dudağı alayla kıvrıldı "Bana mı diyorsun" Eliyle kendini gösterince bu sef...