Arabadan inmemle okulun kapısına doğru yürümeye başladım. Giriş kapısının oraya geldiğimde duvara yaslanmış etrafa boş bakışlar atan Barını gördüm. Kısa süre sonra o da beni farketti. Ona doğru yürümeye başlamamla birinin bana seslenmesi bir oldu.
Sesin geldiği tarafa döndüğümde Baran koşarak bana doğru geliyordu. Yanıma gelmesiyle kolunu omzuma attı. Yüzüme doğru hafif eğildi ve konuşmaya başladı.
"Bir yıl oldu görüşmeyeli. Özledin mi beni"
Duyduğum iğrenç espriyle yüzüm ekşidi. Omzumdaki kolundan kurtuldum.
"Ne sen bunu söylemiş ol ne de ben duymuş olayım"
Konuştuktan sonra yürümeye başladım. Tabii Baran beni bırakmadı ve kolunu tekrar omzuma attı.
"Bak bu yeni yıla girerken yapmamız gereken yazılmamış kuralardan biridir. Bunu yapmayan yeni yıla girmiş sayılmaz"
Sanki çok önemli bir şey anlatıyor gibi konuşuyordu. Bu haline gülümsedim. Kolu hâlâ omzumda olduğu için o beni yönlendiriyordu. Barının yanına gideceğimizi düşünürken o Barını takmadan bahçeye girdi.
Geriye doğru baktığımda Barının kaşları çatılmış bir şekilde bize baktığını gördüm. Baran'a döndüm.
"Sen Barına küs müsün?"
Gülümsedi
"Evet"
Kaşlarım çatıldı.
"Neden"
Biraz bekledi ve konuşmaya başladı.
"Yılbaşında bizi ekti beyefendi. Ben o kadar hazırlık yaptım ama o beni ekti"
Dedikleriyle ne diyeceğimi bilemedim. Ona Barının o gece benim yüzümden çalıştığını söylesem ne düşünür acaba.
"Ama....."
Diyecek bir şey bulamadım.
"Biliyorum o gece çalışmış..."
Sonra gülümsedi.
"Aslında başta ona kızdım ama şimdi numaradan küsün. O gece baya para almış, belki benimle barışmak için bana bir şey alır diye uzatıyorum küskünlüğü"
Dedikleriyle gülümsedim. Her zamanki Baran işte.
Baran konuştuktan sonra güldü. Gülmesini bölen şey birinin omzumdaki elini çekmesiyle durdu. İkimiz de arkamıza döndük.
"Kuzen hava sıcak bu kadar sarılmayın birbirinize bunalırsınız"
Kaşları hafif çatık bir şekilde konuşmuştu. Baran ona omuz silkti.
"Ben beni eken kişilerle prensip gereği konulmuyorum"
Sonra arkasını döndü ve yürümeye başladı. Biraz gittikten sonra bize döndü.
"Denizcim geliyor musun?"
Barın kolunu omzuma attı ve beni kendine doğru çekti.
"Gelmiyor Deniz kardeşin"
Barının konuşmasıyla burun kıvırdı ve tekrar yürümeye başladı. İlerde oturan İsak'ın yanına gitti.
"Deli bu çocuk deli!"
Barın kendi kendine konuşmuştu. Ona dönmemle o da bana baktı. Kısa bir süre yüzüme baktıktan sonra gülümsedi.
"Yakışmış"
Saçlarımı göstererek konuşmuştu. Bugün geç kaldığım için saçlarıma şekil vermeden okula gelmiştim. Arabada düzletmeye çalışsam da dağınık duruyordu. Yani o kadar güzel durmuyordu.
Saçımı düzeltmek için elim saçıma doğru gidiyordu ki elimi tuttu.
"Düzletme böyle kalsın"
Elimi geri indirirken bu seferde kolumdaki bilekliği gördü. Deminki gülümseme daha çok büyüdü.
"Asıl bu yakışmış"
Dedikleriyle ben de gülümsedim. Kısa bir süre gülerek birbirimize baktık ta ki Baran'ın adımı bağırmasına kadar.
"Kuzen katili olmak istemiyorum ama bu beni zorluyor arkadaş"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizcik | Gay
General FictionKoridorun sonuna gelmiştim ki bana çarpan bedenle sendeledim. Ulan o nasıl bir çarpmaktır. Bana çarpan bedene döndüm. Hayvan herif omzumu çürüttü "Yuh! Önüne baksana ayı " Dudağı alayla kıvrıldı "Bana mı diyorsun" Eliyle kendini gösterince bu sef...