22.Bölüm Yaşadığı Öne Sürülen Kadın

14 1 0
                                    


22.BÖLÜM "YAŞADIĞI ÖNE SÜRÜLEN KADIN"

Hayat insana acı çektirirdi.

Hayatın insana çektirdiği acıya bazen dayanır,bazen dayanamazdın.Ben hayatın bana kimsesizliği daha çocukken tattırmasına dayanmış,hayatın benden yıllar sonra verdiği sevgiyi bir anda almasına dayanamamıştım.

Psikolojik tedavi görmüştüm.

İlk uyandıktan ve artık fiziki tedavimi tamamladıktan sonra iyi olmadığımı biliyordum.Yağmurla ve Arjenle ne tek kelime ediyor,ne de normal insan gibi aktiviteler yapıyordum.Tek istediğim bir koltuğa oturup hayatımdaki son nefesime kadar düz duvarı seyretmekti.

Ama öyle olmamıştı.

Bazı geceler kabuslarla kalkıp kendimi abimin katili bellerdim.Nefes alamaz nefes darlığıda çekerdim ve Yağmur ya da Arjen'in zorla burnumdan geçirdiği o oksijen maskesi bana etki ederken ve ettikten sonra da dayanamayıp ağlıyordum.Ağlama krizlerine de giriyordum.Bazen evrendeki en tepkisiz insanken bir acı kalbimi dürtükledikten sonra en acılı,en tepki veren ve en sesli ağlıyan insan ben oluyordum.Bunu durduramıyordum çünkü duygu değişimlerim öyle sık ve öyle sert yaşanıyordu ki kendimi bile anlayamıyordum.

Sonra birden hayatımın en sancılı döneminde aklıma gelen tek şey ajan olmak geldi.

Birden bire,en beklenmedik zamanda.

Sonrasında kendimi çalışmalara vermiş,bir yılda kaybettiğim o forma geri kazanmak için gecemi gündüzüme katmış,gerektiğinde solunum krizlerine girmiştim.Çok sabah kendimi bana nefes aldırmak isteyen doktorlar ve hemşirelerle buluyordum.Sonra zaman geldi.

Ajan eğitimine alınmadan direkt CIA ajanı oldum.Yağmur ve Arjen Türk İstihbaratındaki işlerinden henüz bağlantılarını kesmedikleri için onlarda benimle oldular.Beraber çalıştık,beraber ter döktük ve ben her şeye olduğu gibi bunlar içinde onlara minnettar oldum.

Şimdi buraya girmek için ter döktüğüm binanın içinde,oranın baş toplantı odasındaydım ve karşımda karşısına çıktığım ilk andan beri bana bir baba sevgisiyle bağlı olan bir adam vardı.O adam CIA'in en dişli eski ajanlarındandı ama ben onun kızı gibi olabilmiştim.

Onun çocukları gibi olmuştuk.

"Çocuklar," dedi Bay Landon.Sesinde gerginlik yoktu,sesinde bizi oldukça rahatlatacak şefkat vardı. "Bu gün ki toplantıda Bay Koydere ve çalışanları olmayacak,biz bizeyiz yani."

"Oh be!" Diye hemen gevşeyen Harry'e sinirle baktığımda bana omuzlarını silkeledi ve sonrada bana sırıtıp Bay Landon'a döndü.

"Bir kere Harry," dedi Bay Landon. "Bir kere kaynatma ulan şu toplantıları."

"Benim ne suçum var ya?" Diye yakındı o da karşılık olarak.Bay Landon ona karşılık vermek istesede vermedi ve bakışlarını hepimizde dolandırıp en başından beri girmek istediği ama Harry'nin girmesini engellediği konuya değindi. "Şu an içinde olduğunuz görev diğer görevlerden belki daha tehlikeli,tüm Avrupa'nın bile uğraşmaktan korktuğu bir adamla iş yapıyorsunuz ama ben size güveniyorum."

"Anlaşıldı." Dedi Arjen gülerek. "İhtiyar bize biraz edebiyat kasıcak gençler."

"Lan sen benle nasıl böyle konuşursun eşşek sıpası!" Diye yükselen ses bizi güldürdü.

"Ah hadi ama!" Diyerek isyan etti İsabel. "Adamı iki de bir durduruyorsunuz sonra bize patlayacak."

"Sen sus nehir gözlü." Taylor bunu derken İsabel'in benimle aynı renk olan siyah saçlarını karıştırdı.

İzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin