İnsan sevdiğini kaybedince başka birine dönüşürdü.
Olay asla birini kaybetmek olmamıştı,olay sevdiğini kaybetmekti.
İnsan hayatın çaresizliğini ölen birini özleyince anlıyordu.
İlk başta yıkılırdın mesela ölüm haberini aldığında, içinde fırtınalar kopardı ama gene de gülümserdin insanlara, gözünden bir damla yaş akardı ama sen gene de dik dururdun, dik durmak zorundasındır çünkü.
Biraz süre geçer ardından, daha mezarına gidecek cesareti bile bulamamışsındır, evde sürekli boş şekilde duvarlara bakıyorsundur. Bu o çaresizliğin başlangıç kısmıdır.
Sonrasında biri ile onun hakkında konuşman gerekir veya öylece konusu açılmış olur, onun hakkında konuşurken bile sesin titrer, gözyaşların akmak için hazırda beklerler.
Geceleri herkesten soyutlandıktan sonra kapını kapatırsın, başını o yastığa koyup ağlarsın, dakikalarca hatta belki de saatlerce ağlarsın ama sonrasında gene rüyanda onu görmek istersin, hatta belki bir kez de bunun için ağlarsın.
İşte bu artık çaresizliktir.
Tükenmişsindir çünkü,onu bir daha göremeyecek olmak bile senin kalbine binlerce iğne batırmakla eş değerdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz
Storie d'amore"Katilsin sen!" Kadın neden bağırıyordu? Sonuçta herkes katil olabilirdi,gerçi herkes benim gibi bir seri katil olamazdı. "Herkes katildir." Dedim kadına, "Herkes katildir ve katil olmak sadece insan öldürmek değildir hanımefendi,duygu katilleri de...