"Hayatımdan nefret ediyorum!" dedi suratını buruşturarak.
Kim Taehyung nefret ettiği üniversiteden sadece ona kalan arkadaşlarını seviyordu. Öyle ki bu ikiliyle aynı yerde çalışmayı seçmişti zamanında. Şimdi ikili ile bira içerken durmadan bunu mırıldanıyordu. Yıllardır onu sıkmayan tek şey arkadaş olduğu bu iki kişiydi.
Mesai saati bittiğinde arkadaşları onu bira içmeye davet etmiş ve Taehyung nefes almasına engel olan eve biraz geç gitmekte bir sorun görmemişti.
Eve erken gitse bile yine kavga edeceklerdi. En azından arkadaşları ile biraz içerek kafasını dağıtır ve eve gittiğinde uyurdu. Jimin onu beklemeden uyumuş olurdu belki de eve gittiğinde. Taehyung bunun böyle olmasını diliyordu.
"Jimin tam bir banshee." dedi Min Yoongi bira bardağını masanın üzerine koyarken.
Gülen arkadaşlarına bakıp nefesini bıraktı Taehyung. Kendisini ciddiye alıp almadıklarına emin değildi fakat bunu komik bulmuyordu. Kesinkle komik bir tarafı yoktu.
"Onu hiç ağlarken gördün mü?" dedi Jung Hoseok. "Banshee değil. Daha çok kuyu cadısı gibi görünüyor."
Yoongi ve Hoseok kahkaha atmaya başladılar.
"Boşanmak istiyorum."
Kahkahalar durdu.
Taehyung derin bir nefes alarak gözlerini bira bardağından ayırdı ve şaşkınlıkla kendisini izleyen ikiliye döndü. Kabul ediyordu ki söylediği şey onlar kadar kendisini de şaşırtmıştı. Bunun ciddi bir şey olduğunun bilincindeydi.
"Siktir!" dedi Yoongi gülerek. "Bu gece bizi işletemezsin."
Taehyung nefesini bırakarak arkadaşına baktı. "Sizi işletmiyorum Yoongi."
"Taehyung." dedi Hoseok ciddi bir ifade ile ona bakarak. "Sarhoş olacak kadar kafayı bulduğunu sanmıyorum."
"Sarhoş olmadan saçmalıyor." Yoongi de onun gibi ciddi bir ifade ile baktı arkadaşına. "Bunun komik olduğunu falan mı düşünüyorsun?"
"Hayır." Kafasını iki yana salladı. "Hayır, kafayı bulmadım ve şaka yapmıyorum."
Susan ikiliden ayırdı bakışlarını.
Pekâlâ, şaka yapmadığına ve sarhoş olmadığına emindi.
"Biz anlaşamıyoruz."dedi kırık bir şekilde devam ederek. "Birbirimizi anlamıyoruz. Yıpranıyoruz, birbirimizi yıpratıyoruz."
"Erken bir karardı evlilik." Yoongi nefesini bıraktı. "Bunu sana anlatmaya çalıştığımız zaman bize sorun olmayacağını söylemiştin. İşle ilgili olsa tamam. Ama sana yardımcı olabileceğimiz bir konu değil bu."
Fakat işin aslı şuydu ki, Kim Taehyung bir yardım istiyor ya da bekliyor sayılmazdı. Altı yıllık evliliklerinin ve ondan daha önce var olan sevgilerinin sona yaklaştığını hissediyordu. Aslında aralarında bir zamanlar var olan sevginin artık olmadığına emindi. Emin olmadığı tek şey Jimin'di.
Jimin de farkında mıydı sona yaklaştıklarının?
"Bu iki sevgilinin ayrılması türünden bir şey değil." Hoseok birasından büyük bir yudum aldı. "Evliliği bitirmek sevgilinle ayrılmaya benzemiyor."
Taehyung derin bir nefes aldı. "Nasıl olduğunu biliyorum." dedi. "Ayrılıyorum demedim."
"Ayrılmak istediğini söyledin." Yoongi arkadaşına baktı. "Düşünmek yapmanın başlangıcı değil mi?"
Taehyung kısa birkaç saniyeliğine durdu. Boşanmak kolay mıydı?
Sevgi gitmişti ama bunu resmi bir şekilde bitirebilir miydi?