"Rica ediyorum derse katılmak yerine sohbet etmeyi ve kavga etmeyi tercih edenler dışarıya çıksın. Arkadaşlarınızın öğrenme haklarına saldıramazsınız." Bayan Park kürsüye geçmeden önce öfkeli olduğunu belli eden bir ses tonu ile konuştu. "Bana, dersime ve sınıf arkadaşlarına saygısı olmayan kimseyi burada görmek istemiyorum."
Taehyung sessizce kadını dinleyen arka sıraya baktı göz ucu ile. Kendi aralarında olan konuşmaları bir anda fazla sesli olmaya başladığında kadın ders anlatmayı durdurup onların tartışmasını kesmeye çalışmıştı. Elbette öfkelenme hakkına sahipti ve tüm sınıf arka sıradakilerin derste olmamasını sorun etmeyecek gibi görünüyordu. Fakat sınıftan kimse çıkmamış ve fazla mülayim bir karaktere sahip olduğunu belli eden kadın da zorla çıkarmamıştı kimseyi. Sessizce öfkesini belli eden bir uyarı ile tüm sınıf mesajı almıştı. Ya da en azından almış gibi davranıyorlardı. Gözleri ön sırayı bulduğunda derin bir nefes aldı.
Birinci ders bittikten sonra Hoseok gelmemişti. Onlar dışarıdayken gelip sırt çantasını da almış olmalıydı ki sırt çantası da yoktu. Diana'da ortalıkta görünmüyordu ve Taehyung ikisinin de birlikte kaybolduklarına emindi. Bunun sadece aptal bir randevu olmasını umuyordu. Fakat gözleri boş bir sırada değil Jimin'in üzerindeydi ve bunun hoş olmadığına emindi.
"Ara veriyoruz." Bayan Park sınıfa bakmadan kürsüsünden inmiş ve sınıftan çıkmadan önce konuşmuştu.
"Bu gerçekten berbat." dedi Yoongi arkaya dönerek. "Kadın kendisine yapılan saygısızlığa rağmen kaba davranmamaya çalıştı."
"Öyle." dedi sınıf arkadaşlarının sınıftan çıkmasını izlerken. "Hoseok sana mesaj attı mı?"
"Hayır." Yoongi kendi sırasından kalkıp onun yanına geçtiğinde sınıf birkaç kişi dışının kalması dışında boş sayılırdı."Belki de telaşlanmamıza gerek yoktur. Yani belki de bu sadece aralarındaki öpüşme sorununu çözmek istemeleri ile ilgilidir."
"Öyle olmasını umuyorum." gözleri hala yalnız başına oturan Jimin'i bulduğu zaman nefesini bıraktı. Göz ucu ile baktığı zaman Yoongi'nin birisi ile mesajlaştığını gördü ve aslında kim olduğunu biliyordu. Bunu umursamamaya çalıştı. "Belki de öyledir."
"Evet." dedi Yoongi yanından kalkarken. "Sigara içeceğim."
Kafasını salladı sadece cevap vermek yerine. Sadece sigara içmeye gitmediğine emindi fakat bu önemli değildi artık. En azından artık öyle olmaması için çalışıyordu. Kısa bir zamanda Jungkook ve Yoongi'nin yeniden sevgili olacaklarına emindi. Arkadaşları artık kendisi yüzünden acı çekmeyecekleri için mutsuz sayılmazdı. Eski bir hikâyeydi ve bitmesinin zamanı gelmişti. Fakat biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu ve doğrusu bununla ilgili bir sorunu yoktu. İşler her gün daha fazla karışıyordu ve Taehyung bunun her gün daha fazla olacağını düşünmeye başlıyordu. Elbette tuttuğu dileğin onu geçmişe getireceğini bilmiyordu ve yaşadığı her şey kendisi için de yeni sayılırdı. Geçmiş birebir aynı sayılmazdı. Her şey olduğundan daha karmaşıktı. Sırasından kalkmak istediği zaman elinde iki karton bardak ile Jimin'e doğru giden oğlanı gördü.
Kim Namjoon.
Bu oğlanın daha önceleri Jimin ile notlar dışında konuşmadığını hatırlıyordu. Kendisi ve arkadaşları ile de aynı şekildeydi bu durum. Selam ve iyi akşamlar dışında asla aralarında uzun soluklu bir sohbet geçmemişti ve bu da zamanın küçük değişikliklerinden bir diğeri olmalıydı. Gözlerini kısarak gülen oğlanı ve ondan kahveyi alan gözlüklü oğlana baktı. İlk dersten önce de ikisi sohbet ediyordular ve Jimin dünyanın en komik şeyini duyuyormuş gibi gülüyordu. Şimdi kahkaha atmıyor olsa bile gülümsüyor ve sohbet ediyordular. Bakışlarını onlardan ayırıp ayağa kalktı. Ara bitene kadar sigara içmek daha iyi fikir gibi geliyordu ve eskiden eşi olan oğlanı izlemekten daha iyi bir seçim gibi görünüyordu. Jimin'in gözünde tamamen delinin tekiydi ve belki de oğlan haklıdır diye düşündü.