•24: Evi özlüyorsun fakat evi yakan sensin•

958 177 128
                                    

Hayat çoğu zaman kesinlikle karışıktı ve Kim Taehyung dünyanın en karmaşık hayatına sahip olduğuna emindi. Diğer insanların geçmişe dönmedikleri, eski eşlerini kıskanıp başka oğlanları tehdit etmediklerine emindi. Bir şeyleri düşünmeden yapma kısmını atlatması gerekirdi fakat oğlan inatla bunu yapmaya devam ediyordu. Elbette bir şeylerin farkındaydı ve gençlik hataları her yere saçılmış durumdaydı. Genç bir beden için fazla yaşlı bir ruha sahip sayılmazdı fakat tüm karmaşalardan sonra ruhunun olduğundan daha yaşlı olduğunu düşünüyordu.

"Vay canına." demişti Hoseok sınıfa geçtikleri zamanda."Oğlan seni tavuk gibi haşladı Kim tavuk Taehyung."

Taehyung gereksiz şakalar yapan ve gereksiz bir şekilde kendi durumundan zevk almış arkadaşını görmezden gelmişti. En azından ders bitene kadar ve bu fazla zorlayıcıydı. Hoseok'un bakışlarını üzerinde hissediyordu ve onun daha fazla şakalarını duymak istemediği için kafasını defterinden kaldırmamıştı. Üstelik Jimin ve oğlan birlikte oturmaya devam ediyordular. Ne yaptıklarını ya da konuşup konuşmadıklarını görmek istediğini sanmıyordu. Yeterince açık bir konuşma yapılmıştı ve bunu yeniden yapmak istediğini kesinlikle düşünmüyordu. Bazı şeyler yaparken kesinlikle mantıklı geliyorlardı fakat sonrası aynı şekilde mantıklı gelmeye devam etmiyordu.

Bu sinir bozucuydu.

Hoseok'un imalı bakışları ve gülümsemeleri ders bitene kadar devam etmişti. Taehyung eğer servis kalabalık olmasa ve ayakta durmak için uğraşmasa oğlanın tüm bunlara yeniden devam edeceğine emindi. Öğrenim hayatı boyunca nefret ettiği servisten ilk kez nefret etmiyor olduğunu biliyordu.

Gözlerinin etrafta gezinmesine izin vermiyordu ve bu kesinlikle bakışlarının tanıdık gözler ile karşılaşmasını istemediği içindi. Bu utanç vericiydi. Taehyung sınıf arkadaşları olan oğlanı Jimin'den uzak durması için üzeri kapalı-aslında pek kapalı sayılmaz- bir şekilde tehdit etmişti. Jimin diğer oğlan için gelip konuşmak istemiş ve onu azarlamıştı. Dışarıda yaptığı kesinlikle azarlama sayılırdı.

Bunu bir daha yapma

Doğrusu kesinlikle yeniden yapmak gibi bir niyeti yoktu. Namjoon'un laftan anlamasını umduğunu söyleyemezdi. Oğlan küçük bir çocuk gibi gidip onu Jimin'e şikayet etmişti. Dudakları alaylı bir tebessüm ile kıvrıldı. Yapmayacaktı!

Yeniden azarlanmak ya da Jimin'in işe yaramaz küçük bir oğlan çocuğunu savunmasını dinlemek istemiyordu. Kafasını sallayarak düşüncelerinden sıyrılmaya çalıştı. Pekâlâ, bu kesinlikle bir kaçış değildi. Bazı şeyler yeniden öfkenin kanında dolaşmasına izin veriyordu ve bu sarhoşluk ile aynı değildi. Bir elma ya da kahve kesinlikle işe yaramazdı. En azından yanındaki oğlan kendisi yerine Yoongi ile konuşmaya dikkatini vermiş gibi görünüyordu.

Nefesini bıraktı.

Fakat elbette yurda gelmişlerdi ve Hoseok sonsuza kadar sessiz kalmamıştı. Yoongi odanın kapısını açtığı zaman uzun oğlan ikisinden önce davranmış ve ayakkabılarını çıkararak odaya girmişti.

"Vay canına." dedi Yoongi gülümseyerek."Odamızı gerçekten özlemiş olmalısın."

Taehyung diğer oğlanın imalı bakışlarını -yeniden- üzerinde hissettiği zaman bu sefer susmak istemeyeceğinin farkındaydı ve derin bir nefes alarak kapıyı kapatmak dışında bir şey yapmadı. Hoseok'un babası için üzgün olmaması elbette onu mutlu ediyordu fakat belki de oğlan üzgün olmamayı denemiyor olsaydı konu kendisi olmazdı. Her insan bencildir değil mi?

"Yoongi."

Kendini yatağına bırakırken gözlerini arkadaşlarının üzerinden ayırmadı. Tüm ima dolu bakışlar ve gülümsemeler oğlanın yüzünde devam ediyordu.

Young and in love||VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin