Tanıştığımız yerde siluetinle dans ediyorum
Bütün sokaklar senin adını söylerken
Ben de kalabalık odalarda saklandım
Sadece sen..
Hayata dair yeni şans edinmek güzeldi. Fakat Taehyung merak ediyordu bu ne zamana kadar devam edecekti? Yeniden mi yaşayacaktı geçen tüm yılları?
Karşısına bir kadın çıkmış ve ona seçim şansı verildiğini söylemişti. Dileği gerçekleşmiş, oldukça uzak bir geçmişe dönmüştü. Jimin ile kavga ettikleri gecenin sabahı bambaşka bir zamanda yaşarken buluyordu kendini. Söylediği şeylerin ağırlığının şimdi yaşadığı zamanda yok olduğunu hissediyordu.
Artık bitmişti her şey.
Tüm o kavgaları, sessiz çığlıkları, sorumlulukları ve ikisine dair her şey. Sırtında bir yük taşımadığını hissediyordu artık. Şimdi olduğu zamanda birçok şeyi hatırlıyordu. Sınav sorularını, cevaplarını, kimin kimi sevdiği gibi gereksiz birkaç şeyi ve hangi tarihte nelerin yaşanacağını. Okulu derece ile bitirecek Jimin'i. Onun en büyük hayalinin iyi bir akademisyen olmak ile ilgili olduğunu..
Fakat bu hayatını eskisi gibi yaşamayacağını da biliyordu. Hayat ona bir şeyleri değiştirmesi için bir şans vermişti. Bu şansı elleri ile geriye itmeyecekti. Bu hayatında bir şeyleri değiştirmeden var olmak istemiyordu.
"Ne düşünüyorsun?" Hoseok kahvesinden bir yudum alırken onun baktığı yere bakmaya çalışıyordu. "Sabah uyandığın andan beri garip davranıyorsun."
Böyle yabancı gibi davranmayı bırakıp uyum sağlamalıydı. "Üniversiteye uyum sağlamaya çalışıyorum."
Yalan sayılmazdı. Uyum sağlamaya çalışıyordu ama üniversiteye değil hayatına. Fakat bunu Hoseok'la paylaşmasa da olurdu.
Sessizce oturan Yoongi'ye baktı. İnsanları izliyor ve sessizce kahvesini içiyordu. Taehyung onun üniversite zamanlarında kahve sevmediğini hatırlıyordu. Belki de uyanmak içindir diye düşünmüştü. Ya da hayatı gibi arkadaşlarında da değişiklikler olmuştu. Yoongi'nin bakışları kendisini bulduğunda gülümsemeye çalıştı. Fakat arkadaşı kendisine ifadesiz bir şekilde bakıyordu. Evet, diye düşünmüştü değişmeyen bir şeyler hala vardı. Yoongi ve ifadesiz bakışları hala eskisi gibi aynılardı.
"Hala sarhoş gibisiniz. İçinizde en çok içen bendim ama ben bile uyandım. İçkiye dayanıklı değilsiniz."
Taehyung onun konuşmasıyla güldü. Hoseok'a gelecekteki sarhoş hallerini ve aslında onun da içkiye dayanıklı olmadığını anlatmak istiyordu ama, bunun onun sağlığı için iyi olmayacağına emindi. Bunları söylediği an arkadaşının bakışlarının ve tepkilerinin ne olacağını tahmin edebiliyordu. Elbette inanmayacak, onun delirdiğini düşünecekti. Belki de yalan söylediğini. Kim böyle bir şeyin mümkün olduğuna inanırdı ki?
Fakat işte mümkündü.
Buradaydı. Geçmişte.
"Sarhoş değilim." dedi Yoongi bakışlarını onlardan kaçırarak. "Uyum sağlamaya çalışıyorum."
Hoseok kahkaha atarak ikisine baktı. "Uyum sağlamak için hazırlık sınıfı okumuştuk diye hatırlıyorum. Birinci sınıfta işler bizim için daha kolay olsun diye ama bakıyorum bir tek benim için sorun değil."
Taehyung gülümseyip derin bir nefes aldı. Gözleri ifadesiz arkadaşını bulduğu zaman, Yoongi'nin dikkatle bir yerlere baktığını gördü ve arkasına döndü. Gördüğü beden ile derin bir nefes alma ihtiyacı duydu yeniden. Jimin en yakın arkadaşı ile birlikte gülerek bir şeyleri konuşuyordu. Sadece o zaman nefesini bırakmıştı. Jimin'i gerçekten gülerken görmeyeli çok uzun bir zaman olduğunu fark ediyordu.