Söz verme, sözünü sen tutamazsın
Kalbim soğuk zaten, yokluğun üşütmez
Bu kalpte yeniden aşk hüküm sürmez
"Eğer tek bir sayı bile yanlış olursa tüm hesabı en baştan yapmak zorunda kalırsınız." Bay Akira gülümseyerek tahtayı gösterdi. "Büyük problemlere sebep olabilir tek bir hata. Elbette yapmama ve işinizden kovulma gibi seçeneğiniz var. Ama bunu istemezsiniz değil mi?"
Kim Taehyung muhasebeden nefret ediyordu. Üniversiteden mezun olduktan sonra bulduğu, daha sonrasında kurtulamadığı muhasebe işini asla sevmemişti ve sevmeyeceğini biliyordu. Hayatının yarısını bu işi yapıp boğularak geçirmişti. Fakat şimdi tek isteği geleceğinde bunu değiştirmekti. Ortalamasını yükseltecek ve yabancı dil üzerine çalışacaktı. Böylece o çok istediği fakat düşük ortalaması ve yabancı dil sınavından aldığı düşük puan ile kabul edilmediği tur işine girebilecekti. En azından hayatında bunun yolunda gitmesini istiyordu.
"Evet." demişti Bay Akira onun düşüncelerini yok ederek. "Bugün için bu kadar yeter. Yazdıklarınızı tekrar edin ve örnekler üzerinden alıştırmalar yapın."
Hoca sınıftan çıktığı zaman diğerleri de toparlanmaya başlamışlardı. Yanında oturan Hoseok gülümseyerek defterini sırt çantasına koymuş ve daha sonra arkadaşına bakmıştı.
"Ne zaman döneceksiniz odanıza prensim?"
Taehyung derin bir nefes alarak sırt çantasını sıranın yanından almış ve ayağa kalkarak arkadaşına bakmıştı. "En azından şimdi değil."
"Ah." Hoseok güldü. "Başkalarının odasında kalıyorsun ve bundan rahatsız olsalar bile kırıcı olmamak için susacaklar. Rahatsızlık vermek senin için sorun değil ise eğer.."deyip omuz silkmişti birlikte sınıftan çıktıkları zaman.
"Jimin rahatsız olduğu zaman bunu belirtir."
"Yani iki gün içinde onu tanımaya başladığını mı söylüyorsun?"
Nefesini bırakarak yanında yürüyen oğlana baktı Taehyung. Arkadaşı sakin bir gülümseme ile ona bakmadan yanında yürümeye devam ediyordu. Yanlarından geçen üçlüye baktı göz ucu ile. Jimin bir yanında Diana diğer yanında Hyunjin ile hızlıca yanlarından geçmişti. Nefesini bırakıp bakışlarını onların üzerinden çekti. Personel girişinde Jimin kendisine sarıldıktan sonra birkaç dakika daha oturmuş ve daha sonra sınıfa gitmişlerdi.
"Feci bir şekilde aşığım." dedi Hoseok gülümseyerek. "Buzdan bir kale gibi görünüyor ama gülümsediği zaman cehennem kadar sıcak."
Gülümsedi.
Gerçek aşklar zaman ne kadar geçerse geçsin değişmiyor olmalıydı. Jung Hoseok en azından bunun böyle olduğunun küçük bir kanıtı gibi görünüyordu.
"Nasıl gidiyor?" dedi tüm sorunları bir kenara iterek arkadaşına bakarken. "Yani siz ikiniz iyi anlaşıyor gibi görünüyorsunuz."
"Evet." dedi öğrenci girişinden çıktıklarında. "Birbirimizin numarasını kaydettik ve yeniden buluşacağız."
Derin bir nefes alarak kafasını salladı. Zaman Hoseok'a küçük bir şans vermiş ve diğer ikili için işleri karmaşık hale getirmiş gibi görünüyordu. Fakat Kim Taehyung bunu düşünmekten kaçıyor ve kesinlikle düşünmeyi istemiyordu.
"Taehyung." dedi Hoseok servisin önünde durdukları zaman. Cebinden çıkardığı anahtarı onun elini tutup açarak avucuna bıraktı. "Odana geldiğin zaman kapıda kalmaman için."
Cevap vermedi.
Avucunun içine bırakılan anahtara baktı onun yerine. Yoongi ile arkadaşlıklarının sallantıda olduğunu düşünmek Hoseok için zordu ve Taehyung bunu biliyordu. Ne olursa olsun Hoseok hayatlarının sonuna kadar arkadaş olarak kalmalarını istiyordu ve şimdi Taehyung bunun imkansız olduğunu söyleyemiyordu. Yoongi ve kendisi için bu arkadaşlığın artık bir önemi kalmış gibi görünmüyordu. Hoseok'un aksine ne Yoongi ne de kendisi arkadaşlıkları için bir adım atmayacaklardı. Ne yaparsan yap. Ben yokum bundan sonra demişti Yoongi. Zihninde sürekli tekrar eden kelimelerin ve görüntülerin yok olmasını dilerdi.