•17: Yolu nasıl bulacağını bilmiyordu•

738 181 46
                                    

"Elinizde milyonlarca sıfır olsa bile," dedi Bay Akira gülümseyerek. "önlerinde bir olmadığı sürece değerleri olmayacaktır. Zengin, yakışıklı, güzel ya da başarılı olabilirsiniz." sınıfa baktı. "Fakat eğer bir vicdanınız yok ise tüm bunların önemi olmayacak."

Kim Taehyung elindeki kalemi bıraktı ve gözleri en ön sırada oturan bedeni buldu. Jimin dikkatle hocayı dinliyor ve bakışları bir an olsun odağını kaybetmiyordu. Taehyung derin bir nefes alarak bakışlarını ondan ayırdı ve yeniden defterine baktı. Büyük bir karışıklığın ortasında hissediyordu ve bunun hissettiği gibi olduğunu biliyordu. Geleceği berbattı.

Sevmediği bir işte çalışıyor, hazır olmadığı fakat altında kaldığı sorumlulukları için ayakta duruyor ve boğulduğu bir evliliği, evi yaşıyordu.

Geçmişe döndüğü zaman bir şeylerin değişeceğini biliyordu. Fakat bu şeylerin büyük bir karmaşa yaratacağını bilmiyordu. Şimdi zamanın ona verdiğinin bir şans olduğunu düşünemiyordu. Geleceğinin değişeceğini biliyordu elbette. Fakat bu istediği şekilde olmayacak gibi görünüyordu yine.

Jungkook yoktu ve bundan sonra olmayacaktı.

Min Yoongi ile artık arkadaş değildi ve bunu atlatamayacak gibi görünüyorlardı.

Nefesini bıraktı.

Bay Akira gülümseyerek ara verdiğini söylediği zaman hemen yanından kalkan arkadaşına baktı. Hoseok ön sırada oturan kızın yanına doğru gitmiş ve gülümsemişti. Taehyung ikisinin birlikte gülerek sınıftan çıkmalarını izlemiş ve derin bir nefes almıştı. En azından Hoseok mutlu sayılırdı. Gözleri Jimin'i bulduğu zaman yutkundu. İki gündür onun odasında kalıyor,onunla uyuyor ve sarılıyordu.

Jimin sınıftan çıkana kadar onu izlediğini fark etmemiş, daha sonra o sınıftan çıktığı zaman kafasını sallayarak defterine bakmaya devam etmişti. Birisinin yanında oturduğunu hissettiği zaman nefesini bırakmış ve kafasını kaldırmıştı.

"Selam." demişti Yoongi onun gözlerinin içine bakarak. "Konuşabilir miyiz?"

Derin bir nefes aldı ve arkadaşına en azından bir zamanlar arkadaşı olan adama baktı. Belki de oğlana ya da her neyse.

"Zaten konuştuğumuzu düşünüyordum." diye mırıldandı onunla göz kontağını yok etmeyerek. "Ne hakkında konuşacağız?"

"Jungkook." dedi Yoongi nefesini bırakarak. "Bunu tahmin ettiğini biliyorum."

Taehyung gözlerini onun gözlerinden ayırarak hala sınıfta olan birkaç kişiye baktı. Bazıları müzik dinliyor bazıları ise sohbet ediyorlardı. Burada kontrolünü kaybetmek ya da bağırmak istemiyordu.

"Konuşmak istemiyorum."

"Yine kaçıyorsun." dedi Yoongi ona bakarak. "Her zaman kaçıyorsun Taehyung. Buna daha ne kadar devam edeceksin?"

Dikkat çekmemeye çalışarak sırasından kalktı ve gülümseyerek Yoongi'ye baktı. "Evet." dedi. "Evet, kaçıyorum ve kaçmaya devam edeceğim."

Daha sonra onun cevap vermesine izin vermeyerek sıradan uzaklaştı ve sınıftan çıktı hızlı adımlar ile. Bunun sinirlerini bozduğu inkar edilmeyecek bir gerçekti. Üç gün önceye kadar Taehyung ikisinin arasında olanları bilmiyordu ve Yoongi ona bağırarak Jungkook'un asla onu sevmeyeceğini söylemişti. Şimdi ne demek istediğini biliyordu ve bu arkadaşına karşı öfkesini daha fazla artırıyordu.

Nefesini bıraktı.

Personel girişine doğru yürürken derin nefesler alıp veriyordu. Yeniden sinirlendiğini ve yeniden kandırılmış hissettiğini biliyordu. Bunun kolay kolay yok olmayacağının farkındaydı ve şuan için kaybolmasını istediğinden emin değildi. Yoongi ondan özür dilemek yerine geliyor ve sevgilisi için onunla konuşmaya çalışıyordu.

Young and in love||VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin