Bu seçimler ve seslerin hepsi kafamın içinde
Bazen delirmişim gibi hissettiriyorsun
İnsanlar yaptıkları ve yapamadıkları arasında sıkışıp kalan varlıklardır. Hatalar, yapılanlar, yapılmayanlar ve duygular her şeyi var eden, aynı zamanda her şeyi yok edenlerdi.
Kim Taehyung ciğerleri yanmaya başladığı anda yaşadıkları binaya girmişti.
Fakat durmak yerine koşmaya devam ederek merdivenleri çıkmıştı ve işte evinin önünde duruyordu. Nefes almaya çalışarak duraksadı. Bunu ne kadar isterse istesin geciktiremez. yok edemezdi. Bir an önce içeriye girmeli ve ne olacaksa olmalıydı. Kapıyı açıp içeriye geçtiği zaman derin bir nefes aldı. Işıklar kapalıydı. Hoseok'un çoktan oğlanı eve bırakmış olmasını umuyordu. Tam olarak ona güveniyor sayılmasa da bu konuda... Yoongi yanındaydı ve işlerin yolunda gittiğini umuyordu. Ayakkabılarını çıkarıp koridorda durdu birkaç saniye.
Beklediği şey bir kavgaydı.
Sessiz bir ev kesinlikle beklentileri arasında yoktu. Yatak odasına gidip gitmemekte kararsız kaldığı için salona geçti. Işığı açtığı zaman gördüğü manzara ile derin bir nefes alma ihtiyacı hissetti.
Küçük yemek masasının üzerinde sönmüş birkaç mum ve güller vardı. Soğuduğu belli olan yemekler ve koltukta oturup kendisine bakan bir Jimin bulmuştu.
İfadesizce yüzüne bakıyordu eşi. Nefesini bırakıp masaya ve yeniden Jimin'e baktı.
"Uyumamışsın." yutkundu. "Neden?"
"Seni bekledim." dedi Jimin. "Neredeydin?"
Nefesini bıraktı.
Evet, şimdi başlıyordu her şey.
"Biraz yalnız kalmak istedim." bakışlarını ondan kaçırıp yeniden masaya baktı.
"Bugün evlilik yıl dönümümüzdü." Jimin oturduğu yerden kalkmadan ona bakmaya devam etti. "Hatırlamanı beklemiyordum. Fakat eve geleceğini düşünmüştüm. Yalnız kalmak istedin." diye mırıldandı. "Peki ben yalnız kalmak istiyor muydum?"
Bazen yemin ederim benden nefret ettiğini düşünüyorum
Gözleei Jimin'i buldu. Onun gibi ifadesiz bir şekilde bakıyordu eşine. Jimin'in hayatlarında bir sorun yokmuş gibi davranamayacağını düşündü bu gece. Bu gece hayatlarında bir sorunun olduğunu kendisine inkar edemeyecekti. Bakışları yemek masasındaydı eşinin. Büyük bir kavga bekliyordu, fakat Jimin oldukça sessizdi. Gözleri birkaç saat önce hazırladığı masanın üzerindeydi. Taehyung onun yanında oturdu.
"Eski bir arkadaşı gördüm." dedi nefesini bırakarak. "Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık."
Fakat Taehyung kabul ediyordu ki gerçekleri asla tam bir şekilde söyleyemeyecek olsa bile, Jimin'e yalan söylemezdi.
"Pek yalnız değilmişsin." diye mırıldandı Jimin.
Taehyung ona bakıp ellerini sıktı. Üzerinde paçavra pijamaları yoktu, saçları taranmıştı. Eski Jimin gibi görünüyordu. Onu ilk tanıdığı zamanlarda olduğu gibiydi.
"Üzgünüm." ellerine baktı. "Han nerede?"
Jimin'in bakışları kendisini buldu. "Uyuyor." ona bakmaya devam etti. "Sorumsuz bir babası olduğu için onu eve babasının arkadaşları getirdi
Başlıyordu beklediği şey.
"Üzgünüm." dedi tekrar. "Bu bir şeyi değiştirecek mi emin değilim ama üzgünüm."