Selam gençler :D bugün nasılsınız ben baya iyiyim. Hayatımı düzene sokuyorum yavaş yavvaş hayatım düzene girmek istemese de ben sokuyorum işte. Neyse moralimi bozan mk8 bölümünden sonra akşam iki bölüm birden yazdım.
Neyse ne olur moral yükseltecek yorumlar yapın aşkolar.
***
İnanamıyorum gerçekten inanamıyorum şuan akşam yemeği sofrasında karşımda oturan Diyara inanamıyorum! Kimseye gerçeği de söyleyemiyordum vallahi bizi Midyat meydanında sallandırırlardı. Allahım şunda ki rahatlığa bak bizim eğrelti yalan bir ortaya çıksa hepimizin sıçtığının resmiydi ya bide kendini kuzenim Mahir olarak tanıtmıştı şaka gibiydi.
Diyarı tanıyan birisi çıkarsa eğer bu çevreden ikimizin de ölüm fermanı imzalanmış demekti. Tedirgince çorbamı içerken konağın kapısının aralandığını işittim tahta kapı o kadar büyüktü ki ister istemez duyuluyordu. Birkaç dakika sonra avluya Dildar geldiğinde endişem iki katına çıkmıştı gelip yanıma oturduğunda ne yapacağımı şaşırmış bir haldeydim.
Dildar yanımda Diyar tam karşımda resmen eski yeni birlikte akşam yemeği yiyorduk. "Beni çağırmışsın baba?"dedi Dildar bir anda eyvah eyvah bunu babasına soracağını hiç düşünmemiştim umursamaz sanmıştım daha çok.
"Yoo oğul çağırmadım."dedi Şervan babam Diyar ile göz göze geldiğimizde kaşları çatılmıştı.
"Şiyar bana beni çağırdığını söyledi."dedi Dildar bakışları Şiyar'a döndüğünde Şiyar direk konuyu üzerine almıştı.
"Bir gece daha zil zurna sarhoş gelme diye erken gel dedim en azından akşam yemeğinde evde olabilirsin."dediğinde Dildar yumruğunu sıkmıştı ama sesini çıkartmamıştı muhtemelen babasının yanında olay yaratmak istemiyordu.
Tam kendimi sakinleştirip çorbamı içecekken Şervan babamın sesiyle elim ayağım boşalmıştı. "Eee Mahir oğlum baban nasıl amcanlar nasıl? Haberleri var mı kalacağından?"dediğinde korku dolu gözlerimi Diyar'a çevirdim ama o bana göre daha rahattı korkusunu belli etmemeye çalışıyordu nasıl bir risk aldığının farkındaydı en azından.
"İyiler Şervan ağam onlarında size çok selamları var eminim yakında toplu bir ziyaret yaparlar."dedi Diyar derin bir nefes aldığımda titreyen elimle çorbayı içmeye başladım.
"Gelsinler tabi kızlarını da görsünler en büyük hakları sen ne kadar kalacaksın Midyatta?"dediğinde Diyar hafifçe gülümsedi.
"Burada birkaç işim var izin verirseniz birkaç gün kalmak isterim."dediğinde gözlerimi belerttim. Ne demek birkaç gün kalmak? Bu çocuk manyak mıydı? Benim eski erkek arkadaşım olduğu daha doğrusu beni nikah günü terk eden adam olduğu öğrenilirse ikimizi de öldürürlerdi beni de onu ifşalamadığım üstüne eve aldığım için öldürürlerdi allahım sen bizi koru kazamız mübarek olsun yarabbim.
"Tabi oğul ne demek."dedi Şervan ağa ve bana döndü. "Kızım çorbanı bile bitirememişsin bak herkes yemeğini yemiş hala hasta mısın yoksa?"dediğinde kafamı olumsuzca salladım.
"İştahım kaçtı da."diye mırıldandım ve bakışlarımı Diyar'a çevirdim.
"Gelin kızım kuzenine misafir odasını ayarlayı verirsin emi."diyen Gülistan Hanıma döndüm bu kez.
"Tamam ayarlarım."diye sızlandığımda diğer yanımda oturan Yüksel hafifçe omzumu dürtüp kulağıma doğru yanaştı.
"Ne yakışıklı kuzenin varmış yenge."diye fısıldadığında gözlerim kocaman olmuştu dehşet dolu cani bakışlarımı üzerinde gezdirdiğimde hafifçe yutkundu ve biraz geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL (Töre serisi)
ChickLit"Ben Zilan aşiretinin ağası Azad ağa! Kızımın yaşadığı bu rezilliği de onun onurunu da kurtaracağım ve bunu sadece bir hafta içinde yapacağım kızım Avzem Zilan'ı bir hafta içinde evlendireceğim."diyen babam ile gözyaşlarım bir kez daha süzüldü yanak...