Merhaba herkese. Bu bölümü yazarken çok ağladım şimdiden peçetenizi hazırlayın derim ve bölüme geçin :')
Medyayla birlikte okuyun çok içlenirsiniz.
Yorum yapmayı unutmayın lütfen.
****
"Şöyle de çek!"diye cıvıldadım bebeklerimin üçünü kucağımda tutmaya çalışırken üçü benim kucağımda biri ise Diyarın kucağındaydı. Bizim fotoğrafımızı Ali çekiyordu neredeyse bir albüm dolduracak kadar hastane fotoğrafı çektirmiştim. İlerde çocuklarımın bir sürü hatırası kalsın istiyordum baktıkça bu güzel günleri hatırlamak istiyordum. Bebeklerimizle biraz vakit geçirdikten sonra hemşire topuk kanı almak için gelmişti. Ben kıyamadığım için tek tek hepsinin ayağını Diyar tutmuştu kanlar alındığında işitme testi için hemşire dördünü de götürmüştü.
Dördünün de maşallahı vardı. Öğlene doğru taburcu olacaktık Mirto abim hastane dolabını doldurmuştu gelenimiz gidenimiz çok olur diye. Hastaneye ağalar akın etmişti tabi Firuz ağanın ilk torunlarıydı altınını alan hastane kapısından akın etmişti. Kaç kişi hayırlı olsun demişti kaç kişi gidip gelmişti hatırlamıyordum bile tek bildiğim koca bir keseyi dolduracak kadar altın topladığımızdı. Bebekler işitme testi ve diğer testlerden de geçtiğinde geri getirmişlerdi Ezman ağlamaya başladığında ilk Diyar kucağına almıştı.
Susturamadığında şansını bu defa annem denedi onda da susmamıştı bu kez Hasibe anne aldı ama Ezmanı yine susturamadılar. Çaresiz benim kucağıma bırakmışlardı Ezmanı güzelce sarıp sarmaladım kokumu duyduğu anda sakinleşmişti. "Ohh mis kokulu oğlum benim anasına gelince de susarmış."anlına bir öpücük kondurdum.
Bir süre kucağımda salladım kollarım ağrıdığında Diyara uzatmıştım Diyarın kucağına gider gitmez tekrar ağlamaya başlamıştı sanki benden ayrılmak istemiyordu. Kıyamayıp tekrar kucağıma almıştım benim kucağımda huzur bulup susuyordu. Minik gözlerini açtığında çok şaşırmıştım yeni doğan bebeklerin öyle çabucak gözlerini araladıklarına hiç şahit olmamıştım. Minik gözlerini açmış bana bakıyordu eldivenleri ellerini tutup öpmüştüm iyice kendime çektim ve kokusunu içime çektim. Cennet kokuyordu benim güzel oğlum, kucağımdan bir türlü indirememiştim beni hissedemeyince habire ağlıyordu çünkü.
Bende ona kıyamıyordum. Hastaneden taburcu olup eve geçene kadar da kucağımdan indirememiştim neden bilmiyorum ama bir türlü benden ayrılmıyordu. Bir kolumda o varken aynı anda diğerleriyle de ilgilenmeye çalışıyordum. "Annem niye sen hiç benden ayrılmıyorsun daha dakika bir gol bir öldürdün beni be oğlum."diye sızlandım Diyar bana bakıp güldüğünde kucağındaki Azadeyi biberonla besliyordu malum tek bir göğsüm vardı oda hepsine yetmezdi.
"Belli Ezman anneci olacak annesinin dibinden ayrılmayacak."hafifçe gülümsedim.
"Eee ne sandın Diyar Bey beni şimdiden iki yakışıklıyla paylaşmaya hazırlansan iyi edersin."
"Sende beni iki prensesle paylaşmaya hazırlan güzelim."dedi ve biberonu bir kenara bırakıp Azadeyi hafifçe havaya kaldırdı. "Azadem güzeller güzeli prensesim benim."kendisine çektiğinde omzuna yaslayıp sırtını ovarak gazını çıkartmaya başladı. Berfu yatağın üzerinde sıranın ona gelmesini bekliyordu aynı zamanda Ardilde öyle.
"Maşallahları var sessiz sessiz bekliyorlar değil mi Diyar?"
"Aynen öyle güzelim."Diyarın bir anda gözleri dolduğunda kaşlarım çatıldı gözlerinden birkaç damla yaş akarken iki kızına da kucağına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL (Töre serisi)
ChickLit"Ben Zilan aşiretinin ağası Azad ağa! Kızımın yaşadığı bu rezilliği de onun onurunu da kurtaracağım ve bunu sadece bir hafta içinde yapacağım kızım Avzem Zilan'ı bir hafta içinde evlendireceğim."diyen babam ile gözyaşlarım bir kez daha süzüldü yanak...