FİNAL

6.9K 165 124
                                    

Umarım bana çok kızmassınız bu final için. Sizleri seviyorum ama ta kitabın başından beridir bu son benim aklımdaydı.

Lütfen yorum yapmayı unutmayın netice de bu bizim son bölümümüz.

***

Büyük bir kavganın fitilini ateşlemek üzereymişiz gibi geliyordu. Bu haklı bir kavgaydı yalandan ne kadar tiksindiğimi biliyordu yüzüme baka baka devam etmesi beni deli ediyordu. Bana her şeyi yapabilirdi ama yalan söyleyemezdi!

"Ne yalan söylemişim?"dediğinde cinlerim iyice tepeme çıkmıştı hala devam ediyordu.

"Hala yalan söylüyorsun hiç utanmıyorsun değil mi? Adam gibi karşımda doğruları söyleyemiyorsun!"diye çıkıştığımda daha da sinirlenmişti.

"EVET ADAM GİBİ DOĞRULARI SÖYLEYEMİYORUM! GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA BABANI ÖLDÜRDÜM DİYEMİYORUM SIRF SENİN GÖZÜNDE KATİL OLMAMAK İÇİN YALAN SÖYLÜYORUM. RUSYA YA İŞ İÇİN GİTTİM DİYORUM PEŞİMİZDEKİ İTLERİ ÖLDÜRMEYE GİTTİM DİYEMİYORUM SEN HUZURSUZ OLMA DİYE! BENDEN İĞRENME DİYE ELİ KANLI BİR KATİL BENİM KOCAM DİYE DÜŞÜNMEMEN İÇİN SANA YALAN SÖYLÜYORUM AMA NAFİLE BU KEZ YALANCI AŞAĞILIK BİR ADAM OLUYORUM GÖZÜNDE!"bir şey dememe izin vermeden çekip gittiğinde elim havada kalmıştı. Odanın kapısını çarpıp çıktığında üçüzler uyanmıştı nereye gittiğini bilmiyordum tek bildiğim ikimizin de kalbinin incindiğiydi fazlasıyla üstelik.

Akşamüzeri nereye gidiyordu? Giderdi tabi sen yalandan hoşlanmıyordun oda kendisini senin gözünde bir katil olarak görmekten korkuyordu sen onun korkusunu yüzüne vurdun Avzem. Üçüzlerin ağlamasına Hewi odaya geldiğinde onlarla ilgilenmesini istemiştim. Balkona çıktığımda taşa oturdum bacaklarımı kendime çekerken iç çekerek ağlamaya başlamıştım. İyi olmadığımı gören Hasibe anne üçüzleri kendi odasında kendi yatağına yatırmıştı benim ilgilenemeyeceğimin farkındaydı.

Bütün akşam Diyarın dönmesini beklemiştim. Gözüme gram uyku girmemişti saatler geçmişti güneşin doğuşunu bile izlemiştim ama Diyarın arabası konağın girişinden içeriye hiç gelmemişti. Konaktan çıktığımda dışarıdaki bahçe koltuğuna geçip oturmuştum üzerimdeki şala sıkıca sarıldım serindi hava ama umurumda değildi.

Kötü bir şey olacak diye ödüm kopuyordu telefonlarını da açmıyordu kalbim ağzımda atıyordu sanki bir el yüreğimi sıkıyor gibi hissediyordum. Sabah konaktakilerin uyandığını duyduğum halde dışarıda beklemeye devam ediyordum. Hewi ve Firuz babam birkaç kez yanıma gelmişlerdi benimle konuşmaya çabalamışlardı ama nafile beni ikna edip içeriye sokamamışlardı.

Konağın dışından yansıyan polis arabalarının ışıklarını gördüğümde göğsümdeki el kalbimi parçalayacak gibi olmuştu sanki. Buraya gelmemesini diledim burada bir sürü konak vardı bir başkasına gelmiş olmalarını diledim ama o polis arabası bu konaktan içeriye girmişti. Aklım her zaman neden en kötüsünü ilişirdi ki, hızlıca ayaklandım ve kahya Mehmet abinin yanına ilerledim polisleri o karşılamıştı.

"Bir sorun mu var memur bey?"dediğinde Memur ikimize bakıp konuştu.

"Avzem Miran?"diye sorduğunda kafamı salladım.

"Be-benim."

"Eşiniz Diyar Miran saat gece üç sularında anayolda bir tırla kafa kafaya çarpışmış."dediğinde nefesim kesilmişti sanki gözlerim dolu dolu olurken kafamı iki yana salladım.

"Ha-hangi hastanede nerede benim kocam? Nerede? Hadi hemen gidelim nerede ameliyata mı alındı konuşsanıza?"diye bağırdığımda kafasını eğmişti nasıl söyleyeceğini bilemez gibi sesimize konaktakiler çıkarken memur bey konuştu.

VİSAL (Töre serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin