[Cehennem Günü]

17.7K 678 83
                                    

Yorumlarınızı unutmayın

Keyifli okumalar 🌹

Pusat, pencereden yansıyan güneş nedeniyle üzerinde çizgiler oluşan uzun parmaklarını seyretti. Elini havaya kaldırıp, şeffaf teninin altındaki solgun mavi damarlara dikkat ederek, sanki yeni keşfedilmiş bir canlı türüymüş gibi onları inceledi. Parmak uçlarını bir yabancının dudağına dokunan kör bir adam gibi dudaklarında gezdirirken onları zar zor hissedebiliyor ve durumunun ciddiyetini yeni yeni kavrıyordu, yaşadığını anca öyle hissedebiliyordu, Ceylan’ın dudaklarına değen dudakları kalbinin ritmini hissettiriyordu ona, bu hissi çok sevmişti ve istiyordu.

Doğduğu günden beri kalbinin atışını duyamıyor, hissedemiyordu, bazen bir kalbi olduğuna bile inanmıyordu. Tamamen kendini kabullenmiş bu kusurunu unutmuşken, siyah incilerin sahibi hayatına girip her şeyi mahvetmişti. Onun ruhuna katliam açmıştı sanki.

“ Bilgiler hazır efendim. “ Yanına yaklaşan adama kafasını sallayarak devam etmesi için el işareti yaptı.

“ Ceylan Ak, 18 yaşında annesi ve babası ayrı, annesi 7 sene önce bilinmeyen bir nedenden öldü. Babası kumarbaz herifin teki. Ceylan hanım yarı zamanlı olarak bir kafede çalışıyor. Lise mezunu.” Adam devam edeceği sırada Pusat ayaklanıp, “ Tamam. Yeter.” Diyerek tekrar pencere kenarına yürüdü.

“ Pusat, Gamze hanım geldi. “ Ablası Handan içeri girerek kardeşini süzdü.

“ Bir şey mi oldu? Düşünceli gibisin. “ Pusat ablasının yanından geçip doktorun olduğu odaya yürüdü. Bir an önce Ceylan’ın yanına gitmeliydi.

“ Merhaba doktor hanım.”

“ Merhaba Pusat beni neden çağırdın apar topar. “ ikili oturduğu koltuklarda önlerine gelen kahveleri yudumlamaya başladı.

“ Durumu biliyorsun doktor. Sana kalbimi hissetmediğimi söylemiştim. Tonlarca ilaç içtim, tedavi gördüm fakat olmadı. “

“ Evet, bunun için yapacak bir şey kalmadı Pusat, böyle yaşamalısın... Hem üzülme ben yanındayım. Sana verdiğim ilaçları düzenli alman yeterli” dedi doktor hanım sıcak bir gülümsemeyle,

“ Hissettim!” Dedi sert bir tonla Pusat, onu dinlemiyordu bile.

“ Nasıl yani ? Neyi hissettin? “ Doktor garip bakışları arasında önündeki adamı süzdü .

“ Hissediyorum işte! Kalbimin attığını hissettim, şu an hissetmiyorum ama “ Pusat kahvesinden bir yudum daha alarak doktora baktı.

“ Nasıl oldu bu? “ meraklı sesine gülümsemişti Pusat.

“ Biriyle öpüştüm, dudaklarıma değen dudakları kalbimi yerinden sökecekti sanki. Artık buraya gelme diye çağırdım seni. “ Doktor duyduklarına kahkaha atarken Pusat’ın bakışlarına baktı, yutkunarak yavaşça sildi gülüşünü.

“ Peki kim bu seni geri döndüren kız? “ Öfkeli çıkmıştı sesi, Pusat gülümsedi, aklına geldikçe yüzünde hin bir gülümseme beliriyordu.

“ Vay düşünürken bile gülüyorsan. “ yıllardır ilaç ile derman arayan beden, bir insandan bulmuştu dermanı.

“Çok değişik bir kız. Daha önce hiç öylesini görmedim. “ Doktor anında gözlerini ona dikti. Dişlerini sıkıp başını çevirdi.

“ Ne yapmayı düşünüyorsun? “ Diye sordu çekingen bir tavırla. Pusat korkunç bakışlarıyla doktorun üzerine yürüdü, gittikçe gerilen doktorun önünde durup hafif eğildi.

“ Beni istemiyor doktor, benden kaçıyor.”

Bir çocuk edasıyla dudaklarını büzüp doktorun arkasına geçti.

“ Ama benden kaçılmaz değil mi doktor? “ Doktor omzuna dokunan ellerle üşüdüğünü fark etti. Zoraki yutkunup kafasını salladı.

“ Kaçılmaz Pusat” Gri gözler parlarken doktorun arkasından içkilerin bulunduğu dolaba ilerledi.

“ Onu hapsedeceğim.” Doktor, duydukları ile sertçe yutkundu.

“ A-ama bu suç, bunu yapamazsın.” Yüzünden okunan tedirginlik sesine yansımıştı genç kadının.

“ Bu umurumda değil doktor. Sadece burada benimle olmasını istiyorum.”

Ayaklanıp sacını düzeltti Pusat, gözleriyle saati kontrol etti.

Vakti gelmişti...

*** ***

“ Bir şekilde buluyor beni korkuyorum ondan. Eve gitmek istemiyorum, evimi biliyor.” Bulunduğu odada yine ona takmış Pusat hakkında konuşuyordu. Gelen mesajı okumadan silmiştim Ceylan. İçindeki korku gittikçe artıyordu genç kızın.

“ Merak etme peşindeyiz onun.” Hakan komiser elindeki kağıtları ve verilen ifadeleri tekrardan gözden geçirdi.

“ Pusat... Pusat... İsim çok tanıdık geliyor ama çıkaramıyorum ki.” Ceylan endişeli gözlerini hep yaptığı gibi saate çıkardı. İçinde garip bir duygu vardı... Göz ucuyla Hakan’a bakıp elini yavaşça dudaklarına götürdü ve okşadı.

Hemen girdiği transtan çıkıp kendine gelmeye çalıştı.

“Eğer istersen, Bizim pansiyonda kal.” Hakan yeri izleyen kızın dikkatini çekince gülümsedi.

“ Yani eve gitmek istemiyorsan en emniyetli yer orası, hem bende orada olacağım. Bir şey olursa hemen müdahale ederim.” Ceylan utançla yüzünü eğdi. Burada kalmak istemiyordu, arkadaşlarına da gidemiyordu.

“ Şey... Tek mi kalacağım? ” Çekingen bir tavırla kurduğu cümleye göz devirdi adam. Ceylan onunla da tek kalmak istemezdi.

“ Merak etme iki kadın polis de yanına vereceğim. “ diyerek ayaklandı, Ceylan ona yaklaşan esmer adamı süzmeye başlamıştı ister istemez, esmer tenine yapışmış kazağı ve arkaya taradığı saçlarıyla hoş bir yapıya sahipti, hemen çekti gözlerini.

Aklına ister istemez kızgın griler dolmuştu yine. Kafasını sallayarak ayaklandı.

“ Keşke baksaydın mesaja.” Hakan önden ilerlerken, Ceylan ona cevap vermek istemeyerek gözlerini devirdi. Kendine küfürler savunurken içinde yersiz bir korku vardı...

Geldikleri beş katlı evin ilk katına girdiler.

Ceylan her defasında etrafına bakınıp duruyordu. Bir kadın polisle göz göze gelince zoraki gülümsedi.

“Korkma. Burada emniyettesin.” Diyen kadına baş salladı. Bir daireye girip içeriyi süzdü.

“ Burada bulamaz değil mi beni?” titreyen sesiyle konuştu Ceylan.

Hakan gülümseyip bir koltuğa bıraktı bedenini.

“Merak etme bulamaz seni.” Hakan Ceylan’ın çekingen tavrına gülümseyip eğildi.

“Benim görevim yardıma muhtaç insanları korumak Ceylan. Lütfen benden çekinme. Yeliz, Pınar, ben gidiyorum, bir saate gelirim. Dikkatli olun yine de.” Hakan ayaklanıp çıkarken Yeliz onu uğurladı.

“ Ceylan, canım. İstersen biraz uyu, çok uykusuz görünüyorsun.” Ceylan irkildi. Çalan telefonunu duyunca ayaklandı hemen.

Arayan yine Alev idi. Onu meşgule atıp yatıştırıcı mesajlar yolladı ve ona gösterilen odaya girip kendini yatağına bıraktı. Bugün iş yerine de gidememişti.

Boğazını sıkan eşarbı çekip açtı. Karnı guruldadı açlıktan. Bir psikopat yüzünden evinden olmuştu adeta. Bu durum nereye kadar gidecek merak ediyordu?

Saatine baktı genç kız.

Eşarbını başından çıkarıp saçlarını açtı. Başıda çatlamak üzereydi. Kapısı tıklatılınca hemen örtüsünü kafasına sardı.

“Girin. “ deyince ağır ağır açıldı kapısı.

“ Yemek hazır. Gel bir şeyler yiyelim. Hakan komiser bekliyor. “ Ceylan zoraki gülümsedi kadına.

“Abla çok teşekkür ederim. Ben yatmak istiyorum. Size afiyet olsun. “ Kadın gülümseyip göz kırptı.

“Sıkma canını. İyi bakalım, sen dinlen. Bir şey olursa yan odadayım. “ Ceylan dudağını yalayıp kafasını salladı.

Gözleri tekrar saate takıldı.

12 : 30

“İnşallah bulamaz beni. Şeytan herif.” Diyerek sızlanmaya başladı sinirden. Ellerini başının üstüne atarak gözlerini kapattı.

Yorulmuştu...

Derin bir iç çekti içine genç kız. Başını yastığa koyup dolan gözlerini tavana dikti.

Buraya gelemezdi değil mi?

Onu bulamazdı?

... ...

Saçlarının arasında dolanan parmaklarla daha da gevşedi genç kız. Yanağından sürünerek dudaklarının üzerindeki parmakların yaydığı rehaya kaptırmıştı kendini Ceylan...Bir bebek gibi dokunuyordu. Dudağını okşayan parmakları zihni idrak edince kaşları çatıldı birden. Gittikçe sıcaklayan vücudundaki tüyleri diken diken etmişti bu garip dokunuş.

Yavaş yavaş zihni kendine gelmeye başlayınca gözlerini açtı.

Üzerinde onu delip geçen bakışlarla onu seyreden adamı görünce anında onu itip ayaklanmaya çalıştı genç kız. Sırtı sert bir şekilde yatakla buluşunca dudaklarından hafif bir inleme çıktı. Burnuna dolan parfüm kokusu üstündeki bedenin kimin olduğunu açıkça belli ediyordu.

“ Pusat”  Karanlıkta parlayan gözleri görmeye çalıştı genç kız. Yüreğinde filiz veren korkuyla araladı zeytin karası gözlerini. Saçlarını örtmeye çalıştı aceleyle.

“ Şşş!..” Pusat, onun kulağına yaklaşarak kasılmış çenesi ile konuşmaya çalıştı.

“Sana beni kızdıracak şeyler yapma dedim... Ama sen burda, o herif tam yan odada “ Ceylan onu itmeye çalıştıkça daha fazla sıkıyordu Pusat.

“ Korkun beni sana çekiyor küçük hanım .” genç kız yutkunarak gözlerini kapattı.

Rüyaydı bu... O burda olamazdı.

Pusat sinirle yaklaştı ona tekrar .

“ Sakın bağırma. “ Ceylan hızla kafasını salladı ve korku dolu bakışlar ile onu izlemeye başladı. Bir yandan da saçlarını örtmeye çalışıyordu.

“ Nasıl? Nasıl girdin buraya? “ Sessiz çıkan sesine tezattı hızla atan kalbi. Pusat yine onun üzerine eğilip sırıttı, gri gözleri genç kızın dudaklarına indi.

“ Kapıdan .” olamazdı, böyle rahat davranamazdı. Bu sinir bozucuydu.

“ Ha-hakan komiser ve diğerleri... “Diyerek endişeyle ayaklanmaya çalıştı Ceylan.

“ Şu seni süzen eleman mı? O derin uykuda. Diğerleri de uyanmak üzere. “Diyerek ayaklandı pusat.

“ Lütfen bırak peşimi, istemiyorum seni... Bıktım artık ya, istemiyorum anlamıyor musun?” diyerek isyan ediyordu genç kız, kaç gündür yaşadığından hiçbir şey anlamıyordu.

“ Umrumda değil.” Dedi sert sesiyle Pusat, parmaklarını onun boynuna sürterek konuştu. Ceylan hemen örtüsünü düzeltip boynunu kapatmaya çalıştı.

“ Ne istediğin... Nasıl hissettiğin umurumda değil küçük hanım. “ biraz daha eğilip gri gözlerini dudaklarına indirdi... Ceylan’ın buruşan yüzüne bakıp sinsice gülümsedi. Cebinden çıkardığı mendili yatakta yatan bedenin burnuna tuttu Pusat.. Çırpınan beden bir müddet sonra bayılmıştı.

Kucağına aldığı genç kızla odadan çıktı . Salondan çıkacağı sırada yerde öylece yatan adamın yanına yaklaşıp durdu.

“ Senin derini yüzerdim de... Neyse!.”

*** ***

Bahar esintilerinin süslediği düşlerini, bir yırtıcı gibi yok etmişti Gri gözlerin sahibi... Peşine koştuğu uçurtmayı bile kıskanmıştı ondan. O yüzdendir ki yerde paramparça olan uçurtmaya bakıyordu Ceylan.
Gözlerini, nefretle ilerideki gölgeye çevirdi.

“Sen iflah olmazsın Pusat, senin kalbin körelmiş. Sen bir şeytansın. Nefret ediyorum senden.” Dilinden dökülen her cümle onun biraz daha yaklaştırıyordu karanlık gölgeye.

“ Kalp!” gölgenin içinden fısıltı gibi çıkan sese dikkat kesildi bu sefer. Uzun adam ona yaklaşıp yerdeki yırtık uçurtmayı aldı ve yanan ateşe fırlattı...

..

“ Bak duyabiliyor musun?” Pusat, genç kızın elini sol göğsünün üstüne koydu.

“ Bak atıyor mu?” Diye devam ettirdi. İçindeki öfkeyi yenemiyordu.

Elinin bulunduğu göğüs atmıyordu. Hissedemiyordu.

Korkuyla elini çekip iğrenir bir ifadeyle, itti kalıplı bedeni Ceylan

“ Kötülüğünün cezası bu lanet herif, bu sana verilen bir lanet. “ Diyerek her seferinde itiyordu onu. Pusat öfkeli yüzü tutup dudaklarına kapandı... Uzun bir öpücüğün ardından hiç ayrılmadan genç kızın elini tutup tekrar kalbinin üstüne koydu ve bastırdı.

“ Bak... Bak nasıl atıyor şimdi. Duyuyor musun? “

Ceylan elinin altında tıpkı onunki gibi atan kalbi hissediyordu.
Bu nasıl bir duyguydu? Böyle nasıl yaşayabilirdi insan?

Zoraki çekti kendini önündeki adamdan ve iğrenerek ağzını sildi. Siyah incileri grilere savaş açmıştı yine.

“ Buda bana verilen mucize o zaman. Bu lanetin, mucizesi! “

...

Hızla kapanan kapıyla gözünü kısarak açan Ceylan bir rüya aleminde olduğunu fark etti, kalbi sıkıştı yine. Bulunduğu yatağın rahatlığı tüm vücuduna iyi gelmişti. Sonra zihni tamamen açılmış korkuyla bulunduğu yeri incelemeye başlamıştı.

“ Ceylan Ak .” Diyen sese döndürdü bakışlarını. Karşısındaki kadının ona yönlendirdiği öfkeli bakışlarını garipsemeye başlamıştı... O bakışlarda kin vardı. Ama nedenini bilmiyordu.

“ Bakışların bir ceylanı andırıyor.. İsmin gibi “ diye devam ettirdi lafını, Ceylan hala bulunduğu yerde şok yaşıyordu... En son yaşadığı şeyleri aklına getirince yataktan attı kendini.

“ Neredeyim ben burası neresi?” doktoru ardına bırakarak dışarı koştu.

Kapıya yönelen bedeni bir başka beden tarafından durduruldu.

...
“ Sana buraya bir daha gelme dedim doktor...” Pusat gözleriyle ilerde oturan doktoru öldürüyordu sanki. Genç kadın kaşını kaldırıp yüzünü eğdi.

“ Lanet herif, nasıl geldim buraya? Burası neresi? Ne yaptın bana?”

Pusat doktorun kapattığı kapıya bakıp tuttuğu ellere döndü. Korkuyla açılmış siyah incilere korkunç bir gülümseme sundu. Çırpınan kızın kulağına yaklaşıp can alıcı sesiyle konuştu.

“Cehennemime hoş geldin !”

🌸🌸🌸

Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum canlar 🌸



Kanlı Saltanat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin