Keyifli okumalar 🌹
Tüm yaşadıkları film şeridi gibi geçerken zihninin derinliklerinden titreyen kirpiklerini yavaşça kaldırıp gözlerini kehribar gözlere dikti Alev.
Yüzünde dolanan bakışları bu kez dudaklarına inince zoraki kendine gelip sertçe itti büyük bedeni yakınından. Yumruk yaptığı elini Kılıç'ın temiz suretine geçirdi birden .
" Sana benim işlerime karışma dedim... Benim meselem dedim." Diyerek yakasına yapıştı bu kezde. Kılıç sessizce onu izliyordu,öfkesini atmasını bekliyordu.
" Ne yaşadığımı biliyor musun?" Diye sordu, gözlerinden ateş saçıyordu her kurduğu cümleyle.
"Ölüyordum ben. O şerefsiz beni diri diri gömdü. Yaşadıklarımdan, çektiğim acılardan haberin var mı? " Kılıç'ın yakasından tutup kendine çekti. Yeşil gözleri öfkeyle parlarken Kılıç ifadesizce bakıyordu ona, sahi haberi var mıydı?
" Onu ben öldürmeliydim." Alev kalbinin ağrıdığını hissetti yine, dinmiyordu içindeki yıllara yayılmış öfke, dinmiyordu, yavaşça ellerini ayırıp yanındaki sandalyeye attı bedenini.
Güçsüz olmaktan nefret ediyordu.
" Ağlama! " Kılıç'ın sert sesi gelince kulağına yeni farkına varıyordu art arda düşen gözyaşlarından.
" Hiçbir şey bilmiyorsun.Bak... Bak buraya." Alev karnını açıp ameliyat izini gösterdi... Boylu boyunca olan yara izine çevirdi bakışlarını Kılıç, gözlerini hemen kaçırıp ellerini sıktı.
" Bilmiyorum haklısın... Bildiğim tek şey o herifin senin canını yaktığı. " dedi Kılıç, garip bir şekilde canı sıkılmıştı yine.
Gözünün önündeki tene baktı tekrar, ve onu yaralayan kişiye yaptıklarını düşündü, olmuyordu işte. İçi soğumuyordu.
Dizlerinin üzerindeki vücudu birden yerle buluşunca onu iterek ayaklanan Alev'e baktı.
" Sen ne yaptın? Sen yakmadın mı canımı! ? " Hiçbir şey diyemedi. Her bir kelimesi içini yaksa da ağzını açıp tek bir cümle sarf edemedi yine.
" Al intikamını o zaman. Eğer için soğuyacak ise vur beni. Vur ki acın geçsin... Benim bu pişmanlığım son bulsun" Kılıç masadan aldığı silahı esmerinin eline yerleştirdi, ve kendine doğrulttu.
" Sana yaptığım her şeyden pişmanım fakat onlara yaptıklarımdan değil. Şimdi beni sorgulama ve içinden geçenleri yap." Alev elindeki silahtan kaldırdığı kırgın bakışlarını kızgın surete çevirdi.
" Neden yaptın bunu?" diye sordu, çünkü kim kendini böyle deli bir tehlikeye atardı ki.
Kim bir başkası için böyle çılgın bir şeye kalkışırdı?
" Seviyorum seni... Sen ister kabul et ister etme. Durmuyor deli yüreğim.
Seviyorum! " Söylediği sözleri duyamıyordu Kılıç ,ne dediğinin farkında bile değildi, tek istediği şey o yeşil gözlerin üzgün bakmamasıydı.
Yaşının kaldıramayacağı pek çok şey yaşamıştı. Güçlü kalmak için her gece ölüp ölüp dirildiğini biliyordu.Esmeri için pek çok şeyi göze almıştı.
Birden beline sarılan elle neye uğradığını şaşırmıştı Kılıç.
" Sevme beni... Beni seven herkes bana ihanet ediyor." Alev yüzünü gömdüğü büyük sırtta derin bir nefes aldı.
Ona sarılmıştı.
" Onca acı çektim... O zaman neredeydin!? "
Kılıç gülümsedi. Diyemiyordu ki.
Gözünün kapandığı her an gölgen olup seni gözetledim, diyemiyordu.
" Ben ölüyordum? " Kılıç ellerini esmerine dolayıp kendine çekti.
" Madem seviyordun. Gökyüzüm kapanırken neredeydin? " Diyerek tekrar güçsüz yumrukları ile vurmaya çalışıyordu... Karşılığında sadece "Özür dilerim" diyen kısık sesi duyuyordu fakat yine de öfkeliydi.
" Özür dilerim." Kılıç, yirmi yedi yıllık hayatında ilk defa bu kadar çok kurmuştu bu cümleyi, içinde bir çok anlamı vardı.
' sevdiği için, koruyamadığı için, yalnız bıraktığı için ; ona kötülüğün en büyüğünü yaptığı içindi bunca özür.'
Büyük bir boşluk oluştu içinde Kılıç'ın, düşünme yeti yok olmuştu sanki.
Aklında öldürdüğü adamın sözleri yankı yapıyordu yine.
" Her geçe benimleydi " Demişti Volkan, yüzünde iğrenç gülümsemesi vardı.Ordan sonrasını hatırlamıyordu, gözleri kararmıştı ve Kılıç'ı durdurmak artık imkansızdı.
Tekrar esmerinin saçını okşayıp sıkıca kendine çekti .
" Özür dilerim" dedi fısıldar gibi. Başka cümle bulamıyordu, tükenmişti sözcük haznesi işte. Kendini üstün çıkaracak hiçbir sözü yoktu.
" Dileme Allah'ın cezası...Onu öldüren ben olacaktım. Ölürken en son beni görecekti o" diyen genç kız yakasında tutup aşağı çekti onu.
" Öyle oldu. Senin istediğin gibi Esmerim." Alev onun yakasını bırakıp hayretle kaşını kaldırdı.
"Böyle durma... Gözlerin böyle bakmasın ki öfkem dinmesin sana." Alev ağlayan gözleriyle ayrılacağı sırada Kılıç tekrar sarıldı ona.
" Nasıl istersen dururum , yeterki seni göreyim." Dedi ve tekrar gözyaşlarını tutamayan yeşilleri görmek için Alev'in yüzünü avuçları içine aldı.
" Görmüyor musun? " Kılıç onun akan yaşını silip yanağını okşadı.
" Seni böyle görünce nasıl yıkıldığımı... Beni nasıl değiştirdiğini gör artık." Görmesi gereken her şeyi görüyordu genç kız ya da o öyle sanıyordu, kimseye güvenmemeyi öğrenecekti artık.
" Seni mahvedeceğim Kılıç! " dedi diklenerek.
" Artık tüm öldürme planlarımın bir numaralı adamısın, Kara listemin bir numaralı arananısın, " diyerek işaret parmağını Kılıç'ın göğsüne vurdu, Kılıç'ın yüzünde gülümseme büyürken genç kız ayak parmakları üzerinde kalkıp yanağından öptü. Kılıç sok olmuştu.
Gözlerini kapatıp hissetmek istese de bu durum çok kısa sürdü... Eli yavaşça yanağını bulurken şaşkınca Alev'e baktı yine. Baş parmağı ile ağzını silen esmerin gözünden ateş çıkıyordu sanki.
"Böyle mi öldüreceksin beni." Kılıç ölümcül bakışları ile Alev'in üstüne yürümeye başlayınca genç kız bakışlarından ürküp yavaş yavaş duvara tosladı.
Yüzünü yana eğip gözlerini yumdu. Yanağına değen dudaklar ile vücudu titredi genç kızın.
" Tenin ." diyen Kılıç onun boynundan öperek çenesine doğru ilerledi küçük buseleriyle.
" Ah bu tenin. Olan aklımı da aldı."
....
İyyyyyyyy bu ben değilim kiii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Saltanat
ChickLit" O kapıdan çıktığın anda. Hayatındaki her canlıyı. Tek... Tek... Öldürürüm!"