08.02.18
Jeongin
"Hiç sevmiyorum şu piçi!" diyerek tiksinti dolu bakışlarını koridordaki geniş cama yaslanmış olan çocuğa yöneltti.
"Biraz sal artık şu çocuğu hyung." Demiş ve omuzlarımı silkmişti Jeongin. Minho ise sinirli bakışlarını bir an olsun bal rengi saçları olan o çocuktan çekmemişti. Sakince gülümseyerek Minho'nun karşısına geçti ve iki kolu ile sarıldığı kitaplarını tek kolu ile ile tutmaya başladı Jeongin.
"Hyung.." kolunu dürtüklediğinde, bakışlarını Jeongin'e çevirmişti. Hafifçe gülümseyerek ona baktığında ise derin bir nefes alarak yanında yürümeye başladı.
Gülümsemesinş büyüterek kolunu tutmuştu Jeong.
"Panoya yeni bir şey asılmış Hyung, gelsene bakalım şuna." diyerek sarıldığı kolundan çekiştirmiş ve istediği yere doğru sürüklemişti.
"Bu kadar tatlı olmasan sana kanmazdım biliyorsun değil mi?" Kafasını neşeyle salladı. "Sadece tatlıyım değil mi?" diyerek yüzüne baktığında, gözlerini kısarak yanaklarını sıkmıştı Minho.
"Ow, minik bebek! Sadece tatlı değil, melek gibisinde, tamam. Ağlama hemen." dediğinde ise Jeongin yeniden gülmüştü.
Fakat panoya yürürken yanlarından geçtikleri Hyunjin'ler yüzünden Minho'nun yüzü tekrar gerilmişti. Şu an mümkün olabilecek en öldürücü bakışlar ile birbirlerine bakıyorlardı. Derin bir nefes alarak kafasını çevirdi Jeongin.
Bal rengi saçları, gözleri ile ahenk içinde olan çocuk çatık kaşları ile dilini dudaklarında gezdirmek üzereyken, gözlerinin ulaştığı nokta Minho değil Jeongin'di.
Jeongin, tam anlamıyla bir melekti. Şu an Hyunjin'in ona olan bakışlarında bile bir melek edasıyla utanarak yanından geçmişti. Hyunjin ise etkilemesi gerekirken etkilendiği meleğin arkasından dudakları aralık bir şekilde bakıyordu.
Jeongin, muhtemelen herkesin karşılaşmak isteyeceği o kişiydi.
Kibardı, her zaman nazik ve yardım severdi. Herkese tatlı davranır, tanımadığı insanlara bile nasıl olduğunu sorardı. Yüzüne takındığı tatlı ve saf gülümsemesi ile herkesin onu sevmesi için yeterliydi aslında. Tüm bunları yapmasa bile insanlar sırf o gülümseme uğruna Jeongin için her şeyi yaparlardı.
Herkes onun bir iyilik meleği, hatta gerçek bir melek olduğu kanaatindeydi. Fakat Jeongin, bunları asla önemsemiyordu. Bir melek olmadığının ve düşüncelerinin farkındaydı. Bu yüzden sadece gülümsüyor ve insanların yanından geçip gittiği sırada solan yüzü ile sert yüzü ön plana çıkıyordu.
Hyunjin ise bunu feci hâlde seksi buluyordu. Okula geldiği günden beri yapmadığı şey kalmadığı için herkes tarafından tanınmıştı Jeongin, fakat Hyunjin o tatlı gülümsemenin altındayken nasıl duracağını düşünüp durmuş ve kafayı yemişti.
Sapık değildi. Sadece Jeongin ona bir kere o şekilde gülümsenişti. Fakat diğerlerine gülümsediği gibi değildi, ona laf attıktan sonra takınmıştı o gülümseyi. Ve bu Hyunjine fazlasıyla kirli gelmişti.
Yanından öylece geçip giden çocuğa bakıp dudağını ısırdı. Fena bitiyordu o küçük çocuğa.
Yine her zamanki şapkalarından birini takmış tatlı yüzünü ön plana çıkarmıştı. Bacaklarını saran siyah bir pantolon giymiş, üstüne giydiği beyaz blüzünün üstüne ise süveterini geçirmişti. Tam anlamıyla bir soylu kafar asil, ve beyaz duruyordu.
Fakat bu tatlı aldanış bile yetmiyordu Hyunjin'e. O çocuk böyle değildi işte, o çocuk tatlı falanda değildi. Muhtemelen yapabileceği çok şey olan ama insanlardan saklayan tiplerdendi.
Jeongin ise yanından geçtiği çocuğun dudaklarını aklına getirdiği saniye dudaklarını yalama isteğimile tutuşuyordu.
Onlarınki tamamen, tensel çekimdi. Henüz temas etmeseler bile birbirlerini ancak bu kadar etkileyebilirlerdi.
Fakat Jeongin'in kendini, kirli Hyunjin'e kaptırırken unuttuğu önemli bir nokta vardı.
Minho, Hyunjin'den öylesine falan nefret etmiyordu.
Hyunjin bok gibi biriydi, ve bunun farkındayken Minho ondan tiksinmeden duramıyordu. Her baktığında istemsizce irite oluyor, yüzünü buruşturuyor ve huysuzlanıyordu.
Eğer durduracak biri yoksa sadece tiksintisiyle uzaktan bakmıyor laf atıyor, tartışıyor hatta kavga ediyordu.
Hyunjin, yine hiçbir şeyi umursamıyordu. Neyi umursadığı çok açıktı işte. Gençti ve henüz iş hayatına atılamamıştı. Her şeyi yapmakta özgür olduğu yıllar hızla geçip gidiyor ve bitiyordu. O ise son demlerini güzel harcamak istiyordu.
Ve bu demlerin güzel geçmesi için oldukça etkili planlara sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.