ghosting | hyunin

XXIX

chase atlantic - heaven and back

Nefret gerçekten yoğun bir duyguydu, bunu tam olarak şu an anlıyordu Jeongin.

Nefretin tanımı karşıdaki kişiye karşı olumsuz duygular besleme, ancak Jeongin karşısındaki bu adama karşı fazlasını taşıdığına emindi.

Chan, büronun alacağı şehir dışında olacak törene "çok önemli bir işim var" diyerek Hyunjin ve Jeongin'i göndermişti. Son anda Yeona'yı, Jisung ve Minho'ya emanet edip iki günlük seyahete gelmişlerdi.

Ancak bu ödülün yanında Hyunjin'in, büro için fırsat kollaması gerekiyordu, ve kolladıkları o  fırsattaki yatırımcı Hyunjin'e asılmaktan başka bir şeyle meşgul değildi.

Jeongin'e asılan bir adamda olmuştu ama Jeongin onu net bir dille reddetmişti buna rağmen Hyunjin resmen karşısındaki adamla flörtleşiyordu.

Kaşlarını çatarak ikiliye bakıyordu sadece, çok fazla sinirliydi. Kendi sevgilisinin, çocuğunun babasının başkasıyla flörtleşmesini izlemek ve bunun karşısında anlaşma bozulmasın diye bir şey diyememek çok korkunçtu.

Öte yandan Hyunjin bu adama katlanmak zorunda hissediyordu, çünkü bu yatırımcıyı kaçırırlarsa Chan onu çiğ çiğ yerdi. Ama diğer tarafında duran Jeongin'de onu endişelendiriyordu.

"Bir şeyler içmeye ne dersiniz Bay Hwang, tören bitmek üzere." Tören akşam olduğu için, resmen gece için onu içmeye davet etmesi Jeongin'i çıldırtacaktı. Hyunjin onun teklifini onayladıktan sonra Jeongin'e dönmüştü. "Ah, siz de katılmak ister miydiniz Bay Yang.." adam isteksizlikle konuştuğunda Jeongin kafasını iki yana sallayarak hafifçe eğilmişti. "Üzgünüm, odama çekilip biraz dinlensem iyi olacak. Size iyi eğlenceler dilerim." diyerek gülümsediğinde adamın gözleri parlamıştı resmen.

İstenmediği bir yere gidecek hâli zaten yoktu ancak bunun sinirini Hyunjin'den çıkaracağı kesindi.

Odaya girdiğinde sinirle eşyalarını çıkartıyordu, cidden Hyunjin bunu nasıl kabul ederdi. Daha yeni barışmışlardı üstelik, üzerinden iki ya da üç gün anca geçiyordu.

Sinirle gömleğini çıkartırken yerdeki bavula değdi gözü, açık söylemek gerekirse o an Hyunjin'in kıyafetlerini parçalamayı ya da bavulunu toplayıp kapının önüne koymayı düşünüyordu.

Ancak ne yapacağından emin değildi, çünkü bir ilişki yaşamayalı çok uzun süre olmuştu artık ne bilgisi ne de bu konularda bir fikri yoktu.

Dudaklarını ısırarak aynaya baktı.

Belki de biraz üniversiteli o jeongin gibi düşünürse işin içinden çıkabilirdi. Ama bu gerçekten tehlikeliydi ve Jeongin kafası attığı için olgunca düşünemiyordu.

Yetişkinliğini siktir etmiş hızlıca üstündekileri çıkararak duşa girmişti. Hyunjin'den sinirini almak istiyorsa bunu eskiden yaptığı gibi bir seksle alırdı. Ya da bir seks oyunuyla, ama dediğim gibi bu yetişkinliğe uymayan tipten bir şeydi.

Duştan çıkarak saçlarını kurutmadan bavulun yanına gitti, Hyunjin bu sabah en sevdiği beyaz gömleğinden söz etmişti, ve yanındaydı. Muhtemelen o adamla yarınki buluşma için giyeceği gömlek.

Hızlıca üstüne geçirdi ve aynanın karşısına geçti. Onu baştan çıkarmak zaten kolaydı, Jeongin bunun farkındaydı ve eskisi gibi olmasa dahil ona oyunlar yapmak hoşuna gidecekti. Sonuçta Yeona varken bir şey yapamayacakları belli olmuştu, bu fırsatı kendi lehine değerlendirmesi daha iyi olurdu.