02.08.19
"Aish!" belini tutarak kendini yatağa attı.
Hamile hayatının zor olduğunu elbette biliyordu, fakat bu kadarını ön görememişti.
Hamile olmak sandığından daha da zorluyordu onu, sürekli beli ağrıyor ve ağlıyordu.
Elini şişmiş karnının üzerine koydu.
"Oh pekâlâ, seni seviyorum tabiki ama sencede biraz abartmıyor musun?" Diyerek kaşlarını çattı ve yatağın başına sırtını dayayarak oturmaya başladı.
"Tamam hani anlıyorum bebeksin falan da, ayı gibi oldun kızım." diye sitem ederken bir anda yüz ifadesi değişerek karnına eğildi.
"Ya hayır öyle demek istemedim bebeğim hayır sakın tekmeleme tamam mı?" endişe ile karnını tutup konuşuyordu, ki karnı ile -bebeği ile- konuşmak son sıralar favori aktivitesi hâline gelmişti.
"Hayır öyle bir çakıyorsun ki falsotolu hissediyorum resmen, söz seni futbola yazdıracağım büyüyünce." Diyerek nefes aldı. "Ama piyano da çalmak istemez misin? Böylece baban gibi güzel ellerin olur, çok güzel bir ikili oluruz!" konu aniden değişmişti.
"Ah hayır, dur yine dağıldı konu. Sürekli dağıtıyorsun konuyu küçük hanım. Ay küçük hanım demek çok tuhaf hissettiriyor, boşver onu. " Kahkaha atarak ayağa kalktı ve üstündeki sweati çıkarttı.
"O kadar fazla yemek yiyoruz ki çenem ağrıyor artık çiğnerken." Sonra altındaki pantolunu hızlıca çıkararak rahat şeyler bakındı dolabından.
"Çok kilo aldım, Hyunjin sürekli fiziğim güzelliğinden bahsederd-" duraksayarak derin bir nefes aldı.
Pişmanlık duyuyordu. Hatta o kadar yoğun bir pişmanlıktı ki, Hyunjin bebek büyüdükçe daha da kazınıyordu aklına.
Sürekli bebek doğduğunda Hyunjin'in ondan haberi dâhi olmadığını hatırlayıp kötü hissediyordu.
"Sana hamileliğimin ilk haftalarında çok zayıflamıştım," Diyerek altına bir şort geçirdi. "Ve o sürekli yemek buluşmask ayarlamaya çalışıyordu, ah Tanrım.." iç çekerek beyaz bol tişörtü üzerine geçirdi ve saçlarını karıştırdı.
"Ama eminim bu halimden hoşnut olmazdı, sürekli kıvrımlarımdan söz edip duruyordu çünkü." sonra bu dediğine kıkırdadı.
"Bilmiyorum belki de hoşlanırdı." Sonra tekrar bacaklarını açarak yatağa oturdu. "Sanırım bunu artık asla bilemeyiz, o yüzden duygusallığı bırakalım."
"Sonuçta baban yanında, henüz 21 yaşında olsa da her zaman yanında olacak, ve sende onun. Değil mi?" Dudaklarını büzerek bir süre karnına baktı, onun konuşamadığının farkındaudı. Ama en azından tekme falan atsaydı bari.
"Ve Minho hyung da her zaman bizimle olacak. Sanırım o benim öz abim olmalıydı. Her şey bu kadar zor olmasına rağmen o her zaman yanımda ve destek olup duruyor, baksana." diyerek ayağa kalktı.
"Duygusallaştım ama Mimho hyung evde olmadığı için ona sarılamayız." Mutfağa giderek hazır ramen paketlerinden iki tanesini aldı ve su kaynatmaya başladı. Son aylarına girmesine rağmen garip bir şekilde acılı ramen aşeriyordu. Diğer insanlar gibi meyve falan aşermemesi garip gelsede, Minho bunu hiç yadırgamadan eve bir koli ramen ile gelmişti.
Yaptığı iki paket rameni hızlıca odasına götürerek kapıyı kapattı. Annesi alış-veriş yapıyordu ve eve döndüğünde yine sağlıklı yemekler pişirecekti, fakat bu sırada hamile oğlunun yine hazır ramen yediğini görürse Jeongin fırça yiyebilirdi.
Bilgisayarını açarak rahat koltuğa kuruldu ve çubukları alarak rameni yemeye başladı.
İkinci kutunun ağız şapırdatmaları eşliğinde sonuna gelmişti ki kapısı açıldı. Yerinde hoplarken kulaklığı kafasından kaymıştı bile. Dolu ağzı ile şaşkınlıkla annesine bakarken annesi kaşlarını çattı.
"Sen gelmiş miydin?.." diye sorarak önüne dönerken annesi odaya adımlamıştı. "Döneli yarım saatten fazla oldu Jeongin, yemek hazır demek için uğramıştım ama yine ramen yemişsin!" dediğinde ağzındakileri zar zor yutarak annesine gülümsemeyi denedi.
"Gerçekten üzgünüm, ama orada öylece bırakayım mı ramenleri anne, üzülürler." Annesi iç çekerek sabır dilenirken Jeongin gülümsemesini büyüttü.
"O kadar acı yemek bebeğine yarıyor mu sanıyorsun?" diye tehditkâr bir tavırla konuştuğunda Jeongin gözlerini büyüterek ayağa zıpladı.
"Ne? Yaramıyor mu? Ne demek yaramıyor, kötü bir şey mi bu?" Dediğinde kadın kafasını aşağı yukarı sallayarak mutfağa yöneldiğinde Jeongin arkasından sakince gidiyordu.
"Yah! Anne, öyle deme~." diye dudaklarını büzmüş ve kaşlarını düşürmüştü.
O sırada kapı çalmış ve Minho içeri girmişti fakat Jeongin, annesi kapıyı açarkende annesinin arkasına geçip darlamaya devam etmişti.
"Evet Jeongin, diyorum ya çok acılı ve baharatlı yiyorsun." Jeongin ağlayacak gibi olduğunda mutfaktaki masaya oturmuştu. Minho da ellerini yıkayarak geldiğinde onun bu hâline kıkırdadı.
"Aslında tuvalette bile zorlanıyorum- Anne!" diye atılınca annesi çorbaları koymayı bırakıp ciddiyetle yüzüne bakmıştı. "İşte bu yüzden dikkat etmelisin." Minho gülmemek için zor dururken Jeongin bir anda ağlamaya başlamıtşı.
"Anne ya onu-" diye hıçkırdığında Minho kahkahasını tutamayarak kendini yere attı ve abartılı bir şekilde gülmeye başladı, annesi de elindekileri bırakıp gülmeye başlamıştı.
"Hyung! Gülme!" diye ellerini yüzüne kapattığında Minho zorla ayağa kalktı, "Ağlama salak," dediğinde Jeongin burnumu çekerek yüzüne baktı.
Minho bu ifadesini görmesiyle tekrar gülerken konuşmaya çalışıyordu. "Bebeğini sıçmayacaksın korkma." Ama Jeongin yine gülmemişti. Aslında onunla ağır dalga geçiyorlardı ama Jeongin o kadar duygusaldı ki en ufak şeyden anlam çıkartıp ağlıyordu, tıpkı şu an olduğu gibi. Tuvalette o kadar acıdan sonra sancılar çekince bebeğinin sancısı olabileceğini düşünmüştü. Ama atladığı bir kısım vardı. Sancı karnında değil kalçasında oluyordu, yani..
"Ama hyung çok sancı çekiyorum." diyerek saf bir ifade ile burnunu çekince annesi sonunda gülmesini durdurup ona döndü.
"Küçükken zeki oğlum diye seviyordum ben bu çocuğu," dediğinde Minho tekrar abartı kahkahasını sundu.
"Salak gerçekten sıçmayacaksın sakin ol, hem sen götünden mi çıkaracaksın çocuğu sanki." dedinde Jeongin kafasını salladı.
"Doğru, karnımı kesecek- Anne karnımı kesecekler!" diye tekrar hıçkırıkları ile ağlamaya başladığında annesi gelip kafasını okşamıştı.
"Ah salak oğlum," diyerek fısıldadı.
"Bunu kondom takmadan önce düşünecektin.."
***
soft bölüm yazacaktım güya saçma sapan bir şey yazmışım amk
GELECEĞE GEÇİCEZ SONUNDA OHA HEYECANLANDIM
her neyse bu arada bir önceki bölümde karışıklıklar varsa üzgünüm, son anda tarihte bir oynama yapmak istedim ve bölümü de düzenlemeye çalıştım ama gözümden kaçan şeyler olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.