20.02.19
"Hyung.." gözlerini silerek hastane odasında endişeli gözleri ile ona bakan Minho'ya baktı Jeongin.
"İyi misin Jeongin-ah? Neyin varmış, nerede bayıldın?" Jeongin dudağını büzerek hıçkırmıştı bu görüntü karşsında. Çünkü onun için bu kadar endişelenen hyunguna ihanet etmiş gibi hissetmekten alıkoyamıyordu kendini.
"Ben iyiyim," diyerek burnunu çekti. Minho ise kendini sakinleştirerek yatağın kenarına oturmuştu. Doktor 'bir yakının' diyince aklıma Minho'dan başka kimse gelmemişti. Bu yüzden sadece onu arayabilmişti. Hoş aklına başka kimse gelmemesi de normaldi; Minho'dan başka yakını yoktu çünkü.
"Ve sanırım o da iyi." dediğinde Minho kaşlarını çattı.
"Gerçekten özür dilerim, sana anlatmadım bile." diyerek ellerini yüzüne kapatarak hıçkırdı Jeongin.
Minho ise nazik olmaya çalışarak elini, yüzüne kapanan ellere getirmişti.
"Neler oluyor Jeongin?" Jeongin ellerini yüzünden çekmişti.
"Gerçekten böyle olacağını tahmin etmemiştim, sadece eğleniyorduk işte." dediğinde Minho'nun kaşları daha çok çatıldı.
"Kiminle eğleniyordunuz Jeongin?" Jeongin gözlerini sıkıca yumdu.
"H-Hyunjin ile.." Minho bir anda gelen affallama ile gözlerini büyüterek ona baktı. Jeongin'in ise göz yaşları tekrar akmaya başlamıtşı.
"Hamileyim." diyerek hıçkırdığında Minho şok olmuş ona bakıyordu.
"Benden nefret edersen gerçekten anlarım, zaten babamda iyi karşılayamayacaktır bu aptal bebeği. Ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum hyung, çok özür dilerim. Cidden çok özür dilerim."
Minho bir süre şaşkınlığını atmak ve dediklerini hazmetmek için Jeongin'e baktı. Tüm bunlar gerçek mi diye düşünüp duruyordu. Fakat kendine geldiğinde hızlıca Jeongin'e sarılmıştı.
"Asıl ben özür dilerim aptal!" dediğinde Jeongin şaşkınlık ile sarılmasına karşılık verdi.
"Abi rolüne o kadar kaptırdım ki, bana rahatça bir şey anlatamaz olduğunu farkedemedim bile. Üzgünüm." dediğinde Jeongin hâlâ şaşkınlık ile ona bakıyordu.
Minho ondan uzaklaşarak yüzünü avuçları arasına aldı.
"Ondan öyle bahsetme tamam mı? Henüz hiçbir şeyin farkında olmayan masum bir canlı o." Jeongin usulca kafasını salladı.
Minho zeki bir adamdı.
Zekiliğini şu an bile ortaya koyuyordu.
Jeongin kendini bir kaosun ortasında hissetmesine rağmen Minho şoku hızlıca atlatarak yanında olmuştu. Tabiki ona kızmıştı fakat bunu siktir etmişti, çünkü Jeongin'in ne durumda olduğu açıktı.
"Hyunjin nerede şimdi? Ona haber verdin mi?" dediğinde kafasını iki yana salladı Jeongin.
"Gitti o, bütün iletişiminizi kestik bile." Minho gözlerini yumarak sakin olmaya çalışıyor, diğer yandan Jeongin'e belle etmemeye çalışıyordu.
"Ne demek gitti, haberi yok mu?" Jeongin kızaran burnunu çekerek eğdiği yüzünü kaldırdı.
"Benimde az önce oldu hyung.." Minho sinirlensede belli etmemeye çalışıyordu. Çünkü ister aylar ister yıllar geçsin, Hyunjin'i asla sevememişti.
"Pekâlâ, ara ve buluşmanız gerektiğini söyle o zaman. Bir şekilde haber vermelisin Jeongin." Jeongin kafasını salladı.
"Bebeğinin tahlil sonuçları çıkmış, gidip onları alalım ve doktorunla konuşalım. Sonrada Hyunjin'i ara tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.