XXVIII

1K 116 85
                                    

The weeknd - die for you

"Hyunjin-ah!" Jeongin odanın içerisindeki çalışma masasının, üzerinde bulunan dosyaları ve çantasını toparlarlen diğer yandan Hyunjin'i uyandırmaya çalışıyordu.

Hyunjin ona söz verdiğinden bu yana ufak tefek değişiklikler olmuştu. Bir anda eskiye dönmeleri muhtemel değildi ancak artık Hyunjin ve Jeongin aynı yatakta uyuyor, Hyunjin'in çoğu eşyası bu evde duruyordu.

Hyunjin'in yaşamı biraz alt üst olmuş olsa da; Jeongin ile aynı kıyafet dolabını ve yatağı paylaşmaktan ufacık şikayeti yoktu.

"Ya Hyunjin!" Yatağa doğru koşturarak Hyunjin'i dürtüklediğinde, sarışın adam hâlâ dudaklarını büzmüş mırıltılar çıkararak uyumaya devam ediyordu. Jeongin kollarını çekiştirerek onu yataktan çıkartmaya çalıştığında Hyunjin sonunda yataktan çıkmış ve ayaklanmıştı.

Saçları tamamen dağılmış, gözleri uyumaktan şişmiş durumdaydı. Gözlerini bile açmadan ayakta durmaya çalışıyor, "Tamam uyandım ben.." diyor ancak kelimeleri Yeona'dan bile daha anlaşılmayacak şekilde söylüyordu.

Jeongin eline bir havlu tutuşturarak, "Yürü saçlarını yıkayıp üstünü giyin, hızlı ol!" dediğinde Hyunjin hâlâ uyuyor gibiydi. "Sakın klozetin üstünde de uyuma Hyunjin!" Dediğinde ağlak sesler eşliğinde banyo kapısı kapanmıştı.

Jeongin her sabah telaş içinde kalıyordu çünkü; Hyunjin geldiğinden beri evde iki çocuk var gibiydi. Sabahları kesinlikle uyanamıyordu. Asla rüyasından çıkamıyordu, uyku sorunları vardı ve bu en basitiydi. Bu yüzden genelde bir dava aldığında bile duruşmaları sabah saatlerine almaz 'başka bir duruşma ile çakışıyor' yalanını kullanırdı.

Jeongin mutfakta Yeona için yemek hazırlarken, Hyunjin yıkadığından dolayı ıslak olan saçları ile Yeona'yı uyandırmıştı. Güzel kızını öperek uyandırmaya çalışmış ve onu banyoya göndermişti.

Yüzünü yıkamasında; üstünü giyinmesinde yardımcı olduktan sonra geceden hazırladığı çantasını vestiyere bırakarak koşturarak mutfağa gitmişti.

"Günaydın baba!" diyerek masaya otururken, Hyunjin arkasından gitmiş ve "Bu kız beni yoruyor ya.." diyerek oturduğu sandalyede bacaklarını sallayan kızının arkasına geçerek saçlarını taramaya başlamıştı.

"Yeona-sshi hadi istediğin tokaları getir, saçını yapalım." dediğinde Jeongin masayı hazırlıyordu.

Hyunjin hâlâ şiş olan gözlerini ovalayarak tezgaha yaslanmıştı. Yeona'nın tokalarını seçmesi genelde çok uzayan bir süreçti, bu yüzden son iki hatadır Hyunjin; Yeona'yı beklerken Jeongin ile uğraşırdı.

"Jeongin-ah," Jeongin ona döndüğünde gülerek kahküllerine taktığı bigudiyi almış ve yanağını öpmüştü. Sonrasından dudaklarını büzerek Jeongin'i belinden tutmuş ve, "Hâlâ ayılamadım.." demişti. Jeongin çocuksu bir tavırla kaşlarını çatarak Hyunjin'in elindeki bigudiyi almıştı. "Ama öpersen ayılırmışım!" dediğinde gülerek elindeki bigudiyiyle hafifçe kafasını vurmuştu. "Çıkarcı." dediğinde Hyunjin de gülmüş ve ondan kaçmaya çalışan adamın arkasından sarılarak boynuna sulu bir öpücük bırakmıştı.

Jeongin gülerek aldığı bardakları bırakarak, kafasını yana çevirmiş ve Hyunjin'in dudaklarına kısa bir öpücük bırakmıştı. Hyunjin kısa öpücükle bile mutlu olmuşken bu sefer yanağını uzunca öpmüş ve, "Zafer yine Hyunjin'in!" diyerek içeri koşturan Yeona'nın yanına gitmişti.

Yeona kahvaltısını yaparken, babaları sadece reçelli ekmek ve kahve ile geçiştirmiş Yeona'yı ve kendilerini tam olarak hazırladıklarında Jeongin Yeona'nın beslenmesini çantasına koyarak kapıya yönelmişti.

ghosting | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin