txt - ghosting
Jeongin eşyalarını toplarken odağına giren nokta ile derince soluklanmıştı. Yeona her zamanki gibi okul çıkışı iş yerine gelmişti, ancak son bir haftadır kazandığı bir alışkanlığı vardı.
Bakım evinden çıktığı gibi koşarak iş yerine geliyor, babasına öpücük verdikten sonra hemencecik Hyunjin'in yanına gidiyor ve Hyunjin çıkana kadar onunla vakit geçiriyordu.
Babası yalandan bu duruma alındığını dile getirdiğinde, 'seninle aynı evde yaşıyoruz, hep birlikteyiz ama Hyunjin ile sadece birkaç saat görüşüyorum.' gibi şeyler söylüyordu. Açıkça Yeona çoktan Hyunjin'i gittiğini bildiği babası yerine koymuş ve ona bağlanmaya başlamıştı.
Eve girdikleri an, yemek boyu Jeongin'e bakım evinden, arkadaşlarıyla oynadıkları oyunlardan bahsetmek yerine sadece Hyunjin'den bahsediyordu. Hafta sonları boyunca huysuzlanıyor, Hyunjin'i istiyordu.
Jeongin, Yeona'nın pedogogu ve arkadaşı Seung ile çoktan konuşmuştu. Seungmin seansları boyunca usulca babasından bahsediyor küçük kızı alıştırıyordu, fakat yinede tamamiyle açıklama görevi iki adama kalmıştı.
Belki de bu yüzden Yeona, Hyunjin'e bu kadar bağlanıyordu. Eğer babası dönüyorsa, babasının Hyunjin olmasını diliyordu her gece uyumadan önce.
Babası bir şeyi çok isterse olabileceğini söylemişti. Bu yüzden sürekli bunu diliyordu, Tanrı ona istediği şansı sunardı belki.
Jeongin gülüşen baba kıza bakarak gülümsedi. Yüzü, sıcak ve tatlı bir gülümseme ile kuşatılmıştı. Hyunjin'e her ne kadar güvenmediğini söylese bile, ona güveniyordu, Yeona konusunda.
Yeona ile geçirebileceği her anı değerlendiriyor, kolluyordu. Jeongin bir aile olma konusunda hiç güvenmiyor olsa dahi, Yeona'ya babalık yapabileceği konusunda güven duyuyordu.
Çünkü ona gelen en ufak zararda kendine geliyormuş gibi endişeleniyordu ve bu yüz ifadesinden bile anlaşılabilirdi.
Kapıdan kafasını uzatarak ikiliyi izlemeyi bırakmış, göz göze geldiği Hyunjin'e içtenlikle gülümsemişti.
"Yeon-ah, hadi artık evimize gitmeliyiz." Dediğinde Yeona'nın gülen yüzü solmuş bir şekilde babasına döndü.
"Biraz daha Hyunjin ile kalamaz mıyım?" dediğinde, Jeongin acı bir şekilde gülümsedi.
"Bebeğim eğlenceni bölmek istemiyorum ama herkes çıktı sadece üçümüz kaldık. Ayrıca Hyunjin hyung da eve gitmeli ve dinlenmeli." Hyunjin derin bir nefes alarak kolundaki saate baktı. Gerçekten geç olmuştu, bu yüzden kucağındaki kızı indirmeyi denedi ama Yeona sıkıca boynuna sarılarak buna engel olmuştu.
"Ama baba, hafta sonu geldi. Hyunjin'i iki koca gün göremeyeceğim." dudaklarını büzerek söylediği cümlelere Jeongin gülümsemiş ve ikilinin yanına ulaşmıştı. Yeona'ya yaklaşmak için, Hyunjin'in sandalyesi önünde diz çöktü.
Hyunjin, onlarla gelmeyi teklif etmek istese dahi bunu yapmıyordu. Yine ve yeniden küçük kızın yanında bir kavga etmek istemiyordu. Bu yüzden sadece susuyordu.
"Pekala o hâlde bugün yapacağımız film gecesine Hyunjin'de katılmak ister miymiş sormaya ne dersin?" Hyunjin ve Yeona'nın gözlerinin içi parlarken gülümsemiş ve küçük kızın yanağına sulu hir öpücük kondurmuştu. Çünkü ona kesinlikle küçük bir kedi gibi bakıyordu.
"Sen istiyorsan gelebilirim sanırım, hm?" Yeona yeni yeni çıkan süt dişlerini göstererek gülümsemiş ve hızlıca boynuna sarılmıştı. Bu sırada Jeongin ve o göz göze geldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.