22.03.22
"Dur bebeğim, dokunma bir yere sakın." Jeongin kapıyı açarak vestiyerdeki ıslak mendil paketinden birkaç tane alarak eğildi.
Gün boyu koşturup duran kızı değil sözleri çok yormuştu onu bugün. Üstelik bugün düştükten sonra bile ağlayarak bir çifti göstermişti. Ve bu Jeongin'in canını yakıyordu.
Fakat dönemezdi ya geriye, elinden gelmiyordu bir şey. Ne Hyunjin'e ulaşabiliyor, ne de bulabiliyordu.
Eğilerek Yeonanın eline bulaşan çamurları silerek, dikkatlice montunu ve ayakkabılarını çıkardı.
"Banyoya git hemen geliyorum ben." dediğinde kız gülerek banyoya doğru koşturmuştu.
Ruh hâli çok çabuk değişiyordu, Jeongin'in aksine. Jeongin annesi gittiğinden beri yalnız kaldığı kızıyla yüzleşip duruyor, gittikçe daha kötü bir ruh haline bürünüyordu.
Fakat Yeona, bazen çok mutlu oluyor ve Hyunjin'i aklından siliyor. Bazen ise babası için ağlayıp feryat figan ediyordu.
Jeongin bitmiş hissediyordu. Henüz yirmi dört yaşındaydı, fakat küçük kızı onu hiç olmadığı kadar yoruyordu. Fiziksel bir yorgunluğun aksine zihinseldi onunki.
Jeongin düşünceli tavrı ile montları vestiyere asarken, o sırada mutfakta tatlı yapan Minho ise kafasını çıkararak vestiyere baktı.
"Erken geldiniz!" diye bağırdığında, Jeongin'de üzerini çıkararak içeri adımlamıştı. Elindeki kirli mendilleri çöpe atarak ona baktı.
"Bir buçuk saat oldu hyung." dediğinde Minho tatlıyı sunum tabağına yerleştirmeye çalışıyordu.
"Ne bileyim normalde iki saatten önce dönersek evi yangın yerine veriyordu." Dediğinde Jeongin kıkırdadı.
"Yere yapıştı parkta yüz üstü, sonra kalkayım derken bir de poposunun üzerine düştü." diyerek iç çektiğinde Minho gülerek ona baktı ve tatlıyı dolaba koydu.
"Senin kızın olduğunu her yerde belli ediyor işte." diyerek omuz silkmişti.
Jeongin'de göz devirerek banyoya doğru adımlamış, aşağıdaki raftan havluları çıkartarak etrafı dağıtan kızına bir iç çekmişti."Aish! Ben onları daha yeni topladım, Yeona!" diyerek hızlıca havluları elinden aldı ve dürmeye başladı. Yeona ise dudaklarını büzmüş ona bakıyordu.
"Ama ben civcivli havlumu arıyordum.." dediğinde babası ona döndü ve arkasındaki havluyu gösterdi. Kuruması için banyonun içerisindeki kalorifere asılmıştı.
"Aa orada mıymış? Woah!" diyerek yeni bir şey keşfetmiş gibi havluya uzanan kıza gözlerini devirdi.
"Hayır bu kadar salak olması benim eserim olamaz bu diğer babasına çekmiş." dediğinde Yeona havlusunu yere atarak üzerini çıkarmaya başlamıştı.
Havluları kaldıran babası da ona uzanarak kolye ve bilekliklerini çıkardı.
Sanırım Yeona babasının kızı olduğunu en çok giyiminde belli ediyordu. Jeongin modayı çok sevdiği için kendi gibi Yeona içinde güzel şeyler seçiyordu. Ama babasına benzeyen yüzükler takamayacak kadar, çünkü onları yemeye çalışıyor, olduğu için bileklikler ve kolyeler takıyordu.
Hatta o kadar bağlıydı ki bu moda anlıyışına kolye ve bileklikleri olmadan evden dışarı adım atmıyordu.
Jeongin, kızı üzerini çıkarırken küvetteki suyu hazırlamaya çalışıyordu. Suyun sıcaklığının ideal olduğunu düşündüğünde içerisine köpük yapmak için birkaç şey döktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.