stray kids - red lights
02.03.18
Jeongin yine bir partiye gelmişti. Hyunjin'in burada olduğuna emindi, tam da bunun için gelmişti.
iki gün önce onunla olan konuşmasından sonra biraz düşünmüştü, ve onunla konuşması gerekiyordu. Ve parti tam da bunun için gerekli olan ortamdı.
Hyunjin yine arkadaşlarıyla içmiş, kısmen kafayı bulmuştu. Çakır keyif olmuşken geçen olduğu gibi Jeongin girdi görüş açısına.
Üstündeki ceketi çıkararak hızlıca kenara koymuş ve bir içkiyi fondip yaparak dans edenlwrin arasına atmıştı kendisini, Jeong.
Daima gömleklerinin üzerine giydiği süveterlerinden birini boş giymişti bu sefer. Dar deri pantolonun üzerine giydiği, crop süveter ile açılan belinin ve belli belirsiz kaslarının ne kadar ilgi çekici durduğunun farkında gibiydi.
Hyunjin'se direkt farkındaydı. Görüş açısına girdiği andan itibaren kaşlarını çatarak tüm dikkatini ona vermişti. Yanına gelen kişiler ile kıvırdığı belini ve kalçasını gördükçe deli oluyordu.
O da az önce Jeongin'in yaptığı gibi içkisini fondip yaparak dans edenlerin arasına girdi. Kimseye çaktırmadan, kalabalığın arasından Jeongin'in karnına kolunu dolayarak kendine çekmişti. Belli olmadıklarına emin olmak istiyordu. Çünkü geçen gün de konuştukları gibi, birbirleriyle anılmak istemiyorlardı.
Jeongin daha ne olduğunu anlamadan dansına devam ederken, onu kendine çevirmiş ve sonra sertçe kolunu tutarak yukarı boş olan bir odaya çıkartmıştı.
Hyunjin odanın kapısını kilitlerken, Jeongin yine aynı egolu tavrı ile saçlarını düzelterek nefeslerini düzene sokuyordu.
Hyunjin'de kilitlediği kapıya yaslanmış onu izliyorken, sırıtarak üzerine ilerledi. Ondan uzun olmasına rağmen, çenesini zarifçe tutarak dolgun dudaklarına yaklaştı.
Hyunjin ise az önce ilgisini çeken belini kavramış ve kendine bastırmıştı.
Bundan sonra ne olacağı belliydi ve Hyunjin'in az önce yaptığı konuşma planı çöp olurken, Jeongin istediğini elde ediyordu yeniden.
Dudaklarını ayırarak, uzaklaşmadan konuşmaya bşladı. Her bir kelime de dudakları onunkine değiyordu, bunun onu ne kadar etkilediğini bildiğinden yapıyorcasına asla geri de adım atmıyordu.
"Adımın senin gibi biriyle duyulmasını istemiyorum dedim."
"İstemiyoruz." diye düzeltti Hyunjin.
"Güzel, o hâlde." Diyerek tekrar işine dönmüştü.
Hyunjin'in delirdiği dudaklar yeniden onu bulmuş, uğruna çıldırdığı beden ise ellerinin altında konumlanmıştı.
Keyifle gülümsedi.
Jeongin'e aşık falan değildi. İkiside birbirine karşı duygusal en ufak şey beslemiyorlardı. Onların arasında olan tek şey seksüel bir çekimden ibaretti. Ve böylede kalacaktı.
Hyunjin, bir anda adımlamaya başlayarak Jeongin'in karşı duvara kadar geri adım atmasına, ardından sertçe duvara çarpmasına neden oldu.
Jeongin inleyerek kollarını Hyunjin'in omuzlarında birleştirirken, Hyunjin elini açık süveterin içinden sokmuştu. Soğuk parmakları pürüzsüz teninin etrafında dolaşırken, içi titriyordu karşısındaki çocuğun. Keyifle gülümsedi tekrardan, elini çıplak beline getirerek ufak hareketlerle okşamıştı. Jeongin daha da titrerken, kendini Hyun'a bastırıyordu.
Hyunjin sakince Jeongin'in üzerindeki süveteri çıkartmış, ardından tekrar birleştirmişlerdi dudaklarını. Jeongin, Hyunjin'in sert öpüşlerine karşılık sürkli saçlarını çekerken, Hyunjin ellerini bileklerinden tutarak birleştirmiş ve tek eli ile tutmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.