Sabah, Yeona her zamanki gibi herkesten önce erken bir saatte uyanmış babasının odasına gitmişti.
Hyunjin'in gittiğini düşündüğü için orada gördüğünde şaşırsada, sağ eli ile tuttuğu bez bebekle kaşlarını çatarak ikisini inceledi.
Hyunjin'in üstü çıplaktı.
Bundan herhangi bir anlam çıkaramayacak kadar küçük olduğu için sadece iç çekti. Bu şekilde üşürdü. Küçük elini onun çıplak koluna getirip sürttü. Teni soğumuştu bu yüzden elini sürterek onu ısıtmaya çalışıyordu.
Sonunda küçük eli yorulduğunda, üstündeki yorganı çekiştirmeye çalıştı. Ancak bu hareketi sadece iki adamın uyanmasına neden olmuştu.
"Yeona-sshi?" Jeongin uykulu gözleri ile, kollarını Hyunjin'in boynundan çekerek doğrulurken, Hyunjin onun hareketlenmesi ile gözlerini açmıştı. "Ne yapıyorsun kuzum?" dediğinde Yeona küçük tilki gözlerini açtı. "Hyunjin'in üstünü örtmeye çalışıyordum, üşümüş." dediğinde Jeongin tatlı bir şekilde gülümsemişti.
Hyunjin gözlerini tam açamadan, küçük kızın tatlı sözlerini duymasıyla gülümsemişti. "Sarılırsan ısınabilirmişim diye duydum?" diyerek hafifçe doğrulduğunda, Jeongin ona bakıyordu. Şimdiden gerçekleştirdiği anlık yakınlaşma onu utandırmıştı. Bir gün öncesinde yüzüne bakmayıp, sürekli ona kızarken şimdi kendi yatağında onun kokusu ile uyumuştu.
Yeona kısa bacakları yüzünden zorlanarak yatağa tırmanıp, yatağın üzerinde ayakta durdu. "Üzerine atlarsam daha çok çok çok ısınırsın!" dediğinde Hyunjin gülmüş Jeongin ise geriye kaçmaya çalışmıştı. Ancak Hyunjin belindeki elini çekmeyerek onu kendine yakınlaştırmış, Yeona'nın ikisinin üzerine zıplamasına neden olmuştu.
Hyunjin acı ile inlerken, Jeongin gülüyor; "Bunu sen istedin." diyordu.
Yeona gülerken, Hyunjin'in karnı üzerinde yan bir şekilde oturmuş bacaklarını babasının kolları arasına sokmuştu. "Baba neden Hyunjin ile birlikte uyuyordunuz?" Dediğinde Jeongin gülümsemesini bozmamaya çalışarak, Yeona'yı koltuk altlarından tutmuş ve kendi kucağına almıştı. "Çünkü.." yalancı bir alayla düşünürken, Yeona küçük gözlerini açmış ona bakıyordu. "Hyunjinie çok güzel kokuyor ve omzu çok rahat." dediğinde Hyunjin araladığı dudakları ile ona bakıyordu.
Aralarındaki şeyin anlık bir yakınlaşma olmaması onu mutlu ediyordu. Diğer yandan Yeona ve sevdiği adam ile sıcak yatağın içinde cumartesi sabahına uyanmak, sohbet etmek çok tuhaftı. Ama güzeldi. Hemde tahmin edilemeyecek kadar.
"Öyle mi?" Yeona masumluğu ile konuşarak hyunjin'e eğilmiş ve boynunu koklamıştı. Sonrasında ağzını açarak şaşkınlık nidaları çıkarmıştı. Hyunjin'de onun gibi, dudaklarını aralayıp aynı sesleri çıkarınca gülerek doğruldu. "Hyunjin-ie çok güzel kokuyor!"
Yeona yeniden zıplayarak onun göğsü üzerine uzanmış kafasını koyduğu kalbi ile ritimlerini dinlemişti. Hyunjin de onun saçlarını okşayarak öpücükler kondurduğunda sakince gülümsedi. Fakat sonra uyuşuklukla, "Baba.. ben çok çok çok acıktım." Jeongin doğrularak esnemiş, "Pekâlâ kahvaltı hazırlayalım o hâlde." demişti.
Yataktan Hyunjin'i kıpırdatmadan üzerinden atlayarak, bir çocuk gibi inmiş ve banyoya yürümüştü.
Babasının gittiğini gören kız Hyunjin'e dönerek sakince soludu. "Hyunjinie, sana bir şey soracağım." dediğinde Hyunjin saçlarını okşamayı bırakarak gözlerini açtı. "Ne oldu Yeona-sshi?" dediğinde Yeona yatağın boş kısmına geçerek.
"Bana doğruyu söyleyeceğine söz ver ama tamam mı?" düzgün söyleyemediği kelimelere rağmen ciddi bir ifade ile ona bakarken, Hyunjin sadece tatlı yüzünü öpmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghosting | hyunin
Fanfiction[ hyunin mpreg story. ] Ben bir tek seni sevdim, ama en çok sana kırgındım Hyunjin.