çok uzun ve duygusal bir bölüm sizlerle :)
-*-
Yalnızlığıma vurulan en güzel darbeydi varlığın...
Sen geldin, biz olduk...
Sevgisizliğe atılan tek kurşundu aşkın...
Ve içimizde kocaman bir aşk doğdu...
Boşluğa uzanan bir okyanustu bakışların...
Gözlerime bir değdi,
Kurak tüm topraklarım, yemyeşil bir orman oldu...
Sen bana öyle bir mutlulukla geldin ki,
Hayatımdaki tüm olumsuz cümleler gülüşünle tuzla buz oldu...---
-GELİN ODASI-
“Sen ne dersen de...
Kızarsan kız...
Ama bu gece ikimizin,
Bu gece senin ve benim,
Bizim...
Sen benim gelinim
Ben senin kaderin olacağım sevgilim...
Seni çok seviyorum...
S.S.Sera elindeki nota ve önündeki koca kutuya hayretle bakıyordu. Sahra ile Sinem de arkasında durmuş kıkırdıyorlardı. Sera nota bakmayı bırakıp arkadaki iki oyunbaza döndüğü an ikili ciddi görünmeye çalışarak kıkırdamayı kestiler.
“Bu işle ne derece alakanız var?”
“Hiç!”
“Sıfır!”Sera kaşlarını kaldırdı. “Bu kutuyu bu odaya kim getirdi? Hanginiz?”
Sahra ile Sinem birbirine bakıp, aynı ayna kafalarını sağa sola salladılar.
“Bilmiyoruz.”
“Görmedik.”“Siz benimle kafa mı buluyorsunuz?” diye bağırdı. “Az önce duşa girdiğimde bu odada bu kutu yoktu ve siz iki cadı buradaydınız. Bir çıktım yatağımın üzerinde bu kutu ve siz iki cadı yine bu odadasınız.”
“Ben bir ara işemeye gittim, belki o ara konmuştur,” dedi Sinem.
“Ah, evet hatırladım. Sen işerken de o sesle benim de çişim geldi, bende diğer tarafa geçip işedim. Malum hamilelik. İşetiyor çok-”“Kesin şu sıçık muhabbeti ve bunu hanginiz getirdi söyleyin! Çünkü ben Semih’e gelinlik giymek istemediğimi açıkça söyledim.” Elini beline koydu. Üzerinde sadece ‘Semih’in Gelini’ yazılı sabahlığı vardı. Karnı çok belirginleşmişti ve bu yüzden de gelinlik giymek istemiyordu. “Soru 1- Gecikiyorum ve elbisem nerede? Soru 2- Semih hangi cehennemde? Ve son şansınız!” ikili sessiz kalınca “Peki,” deyip odadan hızla çıktı.
-DAMAT ODASI-
Deniz tuttuğu şampanyayı “Bir, iki, üç!” diye bağırıp, patlattı ve köpüğü etrafa saçtı. Sonra da bardaklara doldurup, “Abimin en mutlu gününe!” diye bağırarak kadeh kaldırdı.
Semih gülerek, “Çok teşekkür ederim sevgili kardeşim,” dedi ve tam kadehi ağzına götürüyordu ki, kapı hışımla açıldı.
“Semih Soykan! Elbisem nerede?”Semih birden arkasına baktı ve kadını çıkan karnı ile sabahlıkla görünce öksürük krizine girdi. “Yani üstünde olmasını tercih ederdim tabi.”
“Ya adam ben sana gelinlik istemiyorum dedim, sen benim elbisemi nasıl çalar da o koca gelinliği odama koyarsın?” Semih o anlarda kadının kafasını kaşıdığını görüyor ama Sera’nın bunun farkında olmadığını biliyordu.
“Çalma?” diyerek yüzünü buruşturup, arkasına baktı. “Bu çalma sayılmaz ki,” dedi yeniden kadına bakarak. “Değişim, diyelim. Daha hoş. Çalma çirkin oldu yani ‘hırsız’ der gibi. Sonuçta çalma olsaydı onu çalıp, yerine başkasını koymazdım değil mi?” sonra güldü. Yemin ederim, çok mantıklı bir açıklama yapmış-ve kadın bağırdı.“Ben gelinlik giymek istemiyorum ama!” ve yine kafasını kaşıdı...
Semih ona yaklaştı ve onu kollarına aldı. “Sen ‘seni istemiyorum’ da dedin, ama bak yanımdasın. ‘Evlenmek istemiyorum’ dedin, bak gelinim olacaksın. ‘Karnımdaki bebekleri istemiyorum’ dedin, ama anneleri olacaksın ve müstakbel Sera Soykan, gelinlik istememen umurumda değil, sen bu gece benim gelinim olacaksın. Şimdi şu beni baştan çıkaran bedenini de alıp, o odaya gir ve o gelinliği giy, yoksa inan o imza benim umurumda bile değil şuan, seni odaya götürüp, uzunca bir süre oradan çıkamayabilirim. O yüzden benden bir an önce kaç sevgilim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHRA ÇÖLÜ * İKİNCİ ŞANS SERİSİ IV - FİNAL
RomanceBir yürek bir çok kez inanır karşısındakine... Ama bir kere aşık olur... Bir yürek binlerce kez şans verir kendine... Ama bir kere o çarpıntıya kapılır... Bir deniz... Bir çöl... Bir gün bir araya gelir Ve işte her şey de tam o anda başlar... Birbir...