10. BÖLÜM - AYRILIĞIN MAKAMI

5.3K 696 281
                                    


Hangi şarkıydı hüznün şarkısı,
Sözleri neden her kalanı ağlatır?
Neydi ayılığın makamı,
Giden neden her kalan tarafından suçlanır?
Belki de tüm suç kalanındır
Ve gitmeye gücü olmadığı için kalmıştır...

*-*
Sahra adamın omzuna başını koymuş Deniz’in evinin bahçesinde müzik dinliyorlardı. İkisinin de huzur yüzlerinden okunuyor, mutluluk ise gözlerinden akıyordu. İki hafta önce gittikleri o tatilin ardından her şey daha güzel, her şey ikisi için de daha özeldi artık. Hafta içi dörtlü olarak harika zaman geçiriyor, haftasonu da baş başa birbirlerine olan özlemlerini sonlandırıyorlardı.
“Çok güzel bir hafta sonuydu, yine...” dedi kadın başını kaldırıp adama bakarak.


“Evet, benim içinde öyle. Güzel ve...” başını eğip onu öptü, “Kısa...”
Sahra kıkırdayarak başını salladı, “Sana ömrümü versem, yetmeyecek sanırım.”
“Benim ömrümün sana yetmeyeceği gibi, senin ömrün de bana yetmez.” Arkasına bakıp, ofladı. “Bu kızlar ne zaman hazır olacaklar? Acıktım.”

“Ee sana bir şeyler hazırlayayım diyorum.”
“Olmaz.” Tekrar arkasına döndü, kimseyi görmeyince de kadına bakıp, “Ama önden bir tatlı kaçamağı yapabilirim. Mesela dudaklarınla...” dedi ve kadının ensesinden tutup, kendine çektikten sonra dudaklarını soluksuz öpmeye başlamıştı ki, kızların ikisi de koşarak “Biz geldik!” dediler.

“Bu kadar da zamansız olunmaz arkadaş,” diye homurdandı Deniz hemen ayağa kalkıp, gömleğini düzelterek. “İyi bakalım, hadi gidiyoruz.”
Sahra da kalkınca adam onun elini sıkı sıkı tuttu ve birlikte restorana gitmek için evden çıktılar.

***

“Ne demek uzun bir süre burada olamayacağım?” diye sordu Sera kaşlarını çatarak.
“Merak etme, kızının operasyonunda yanında olacağım Sera.”
Sera sinirle oturduğu koltuktan kalktı, yukarıda kızı uyuduğu için fazla da bağıramıyordu, “Bak Semih, kızımın operasyonunda yanımda olup olmaman önemli değil. Sana daha önce de söyledim-”

“Biliyorum Sera. Sevgilin ya da sana aşık olan bir adam olarak yanında olmaktan bahsetmiyorum. Bana bunun cevabını çok güzel verdin ve bende artık vazgeçtim.” -Şimdilik... “Ben sadece çocuklarımın ablalarının yanında olacağım. Sanırım bu kadarına da itirazın olmaz. Sadece iki aylık bir resim projesi. Çok önceden ayarlanmıştı. Asla iptal edemeyeceğim hassas bir proje.”
Sera başını salladı, “Peki tamam. Yolun açık olsun o zaman Semih bey!”

Semih ayaklandı, “Yarın yola çıkacağım. Kendine, kızına ve bebeklerime iyi bak,” derken ‘bebeklerime’ kelimesine özellikle vurgu yapmıştı.
“Bakarım.” Adama bir adım yaklaştı, “Böyle mi vedalaşacağız peki? Daha sıcak olabilirsin diye düşünüyorum.” -Allah’ım bu hamilelik hormonları insanın dengesini alt üst ediyordu.
Semih başını eğerek güldü, “Aslında evet şuan istediğim seni taşıyıp odaya götürmek ve sana sabaha kadar sevişerek veda etmek.”

“Ee? Neden yapmıyorsun? Bunun için sana hiç engel olmadım, olmam da biliyorsun.”
“Buna engel sen değilsin. Olmayacağının da gayet farkındayım. Üstelik geldiğim andan beri farkındayım.” Kadının yanağını okşadı, “Ama ben vazgeçtiğim bir kadına dokunamam. Bu senden faydalanmak olur ve ben bunu asla yapmam. Hoşçakal Sera.”
Adam evden ayrıldığında kadın çaresizce gözlerini yumdu. “Allah’ım bana yardım et. Bitir içimdeki bu güvensizliği! Ellerimdeki kelepçeleri çözmeme yardım et, yüreğimdeki mührü çekip al, yeniden ayağa kalkmam için güç ver Allah’ım...” gözlerini açıp kapıya baktı, “Ona sarılıp ‘bende seni seviyorum’ demek için cesaret ver...”

SAHRA ÇÖLÜ * İKİNCİ ŞANS SERİSİ IV  - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin