2| Düello

1K 90 27
                                    

İyi okumalar!

***

"Bugün kazandığımız yirmi puanla çok iyi ilerliyoruz." Bir sevincin gözle görülür bir yansımasıydı Karmen Dainty. Ne geleceği ne de yaşayacakları tatsız olayları düşünürdü. Daima şimdideydi. "Kesinlikle yıl sonu kupasını biz kazanacağız." Yüzündeki küçük tebessüm bile sevincini yansıtıyordu.

Eleanora kıkır kıkır gülerek arkadaşının koluna girdi. İkisi yan yana gelince tüm olumsuzluğu atıyorlardı üzerlerinden. "Evet, geçen yıl ki gibi. Ayrıca ondan önceki yıl gibi..." Duraksadı ve kaşlarını çattı. "Ve, ondan önceki yıl gibi!"

Karmen kahkaha atıp "Çok fenasın!" diyerek Eleanora'nın koluna yavaşça vurdu. Karmen Dainty, Muggle bir ailenin tek büyücü çocuğuydu ve okulda bir kaç kişi tarafından -ki bunlar kesinlikle Slytherin'di- zorbalığa uğrarken Eleanora'nın onu zorbaların elinden kurtarması ile tanışmışlardı. Okulun ikinci yılından beri en yakın arkadaş olmuş, birbirlerinden kopmamışlardı.

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz ki?" Arkalarından yükselen tiz bir sesle Eleanora gerilerek Karmen'in kolundan çıktı. İkisi aynı anda arkalarını dönüp ona baktılar. Bellatrix Black'e. "Hayır yani..." dedi kıvırcık saçlı Black. "Okulda ki tek bina Ravenclaw mı? Bizi unutuyorsunuz sanırım."

Eleanora kendisine doğru yürüyen kıza tersçe bakıp dudaklarını araladı. "Okulda ki tek bina Ravenclaw değil. Ama okulda ki en kötü binanın Slytherin olduğu belli. Alınmayın ama... Slytherin'in okulda önemli bir yere sahip olduğunu bile düşünmüyorum." Dudakları alayla yukarı kıvrıldı.

Bellatrix, gözle görülür bir öfkeyle Eleanora'nın üzerine yürüdü. Ellerini iki yanına yumruk yapmış, gözlerindeki çılgınlıkla kıza onu öldürmek istercesine bakıyordu. "Eğer bir daha Slytherin'e tek bir laf daha edersen—"

"Ne olur?" Eleanora kollarını dolgun göğüslerinde birleştirdi. "Lord'una haber yollayıp beni öldürtür müsün? Yoksa işkence mi çektirirsin?" Göğsündeki bir elini ağzına götürerek sahte bir kahkaha patlattı. "Yapma Black..."

Bellatrix'in çatlak, kuru dudaklarında küçük bir sırıtış peydah oldu. Eleanora'nın iyice dibine girerek asasını kızın sarı saç tutamına doladı. "Bunun hesabını kendim soracağım Rhodes." Kulağına eğildi. "Hem de çok fena."

"Tanrım!" dedi Eleanora sahte bir korkuyla. Gözlerini iri iri açarak Bellatrix'e dehşetle baktı. "Sanırım seni bu tehditinden dolayı Profesör Dumbledore'a şikayet etmem gerekiyor, yoksa ben ne yaparım Black?"

"Dalga geçmeyi kes." dedi Bellatrix üstten bir bakışla Eleanora'ya bakarak. Saçlarının katran karası onun kim olduğunu iple çekerek göz önüne sakince koyuyordu. İçindeki güç ve Lord'una amansız sevgisi onun geleceğini ve şimdiki zamanını karanlığa sürükleyen yegane şeylerdendi. "Buraya sana bir şey söylemeye geldim."

Eleanora'nın kaşları havaya fırladı. "Senin bana bir şey söylemen için önce kafandan beni öldürme planlarını atman lazım, Black."

Bellatrix alayla sırıtıp Eleanora'nın kulağına eğildi. "Lord'um sana son kez teklif gönderiyor Rhodes. Ya bizim tarafta olmayı kabul edersin ya da Karanlık Lord çok çok başka bir yöntem deneyecek. Ama canın da çok acıyacak! Fiziksel acıdan bahsetmiyorum..."

Bellatrix sırıtmaya devam ederken aniden omuzlarından itilmesiyle sırıtışı güneşin bir anda ışığını kaybetmesi gibi söndü. Eleanora kanında kaynayan öfkeyle asasını Bellatrix'in boynuna bastırdı. "Ona daha önce de söyledim Black. İstemiyorum dedim, niye ısrar ediyor o aşağılık?"

"Ne cüretle?" Bellatrix daha Eleanora'nın hamle yapmasına fırsat vermeden asasından fırlayan sersemletme lanetiyle sarışın cadıyı duvara doğru uçurdu. "Ona- ona, Lord'uma nasıl böyle bir kelime kullanırsın?"

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin