İyi okumalar!
***
12.07.1976
Son nefes gırtlaktan çıkarken o soğuk gecede biri kulağına eğilirdi. Pis nefesini yüzüne üfleyerek fısıldardı kulağına; "Sır saklayabilir misin?"
Karanlık gecenin ortasında parıl parıl parlayan ayın ışığı gümbürderdi. Bulutlar gökyüzünü kaplayarak yıldızları arkasına alır, günlerce içinde biriktirdikleri tutsak yağmur tanelerini özgürce dünyaya boşaltırdı.
"Sırrı saklayabildin mi?" Diye sorar bu sefer. Eğer cevabın "Hayır." ise sonun çığlıkların yankılandığı bir uçurumun kenarında son nefesini vermek olurdu.
Uğrusuz bir meleğin aynaya yansıyışıydı Eleanora Rhodes. Amansızca yüreğinde çırpınan beyaz kanatları, onu karanlıkla ortaklık kuran bu günlerden uzaklaştırmaya çalışırken, sırtına kurulu bir çift siyah kanat onu karanlığın başlangıç çizgisine taşımak istiyordu.
O siyah kanatların asıl sahibi kendisi değildi. Kanatların sahibi iki yüzlü bir şeytandı. Ve şeytan onu uçurumun kenarına bırakmadan, karanlığa teslim etmeden evine dönemezdi.
Bir yaz akşamı olmasına rağmen soğuk rüzgârların estiği o tepede ansızın iki kişi belirdi. Güneş henüz batmamıştı ve hava kararmak üzereydi. Adam kızı kollarından tutuyor, kurtuluş çırpınışlarını durdurmaya çalışıyordu. Ancak kız pes edecek bir büyücü degildi, ne durumda olursa olsun savaşırdı.
Adam, kızın asasını uçurumdan aşağı fırlatıp denize attı. Eleanora Rhodes, o an kendini o kadar yalnız hissetti ki, elinde hiç bir şey kalmamıştı; ne savaşacak bir asası, ne de güvenliğini koruyacak hırsı.
Baba dediği adam onu yere doğru fırlatınca dengesini koruyamayıp çimlerin arasına yuvarlandı. Omzu, bedeni ile arasında kalınca dişlerini sıkarak kısık sesle inledi. Başını kaldırarak saçlarının arasından babasına baktı. "Ne istiyorsun benden?" diye sordu kısık bir ses tonuyla. "Öldürecek misin beni?" Ellerini geriye doğru yaslayarak hafifçe dikleşti. "Öyleyse öldür hadi. Senden de, bana yaşattığın bu hayattan da kurtulmuş olurum."
"Kes sesini." Paul asasını kızına doğrultarak "Sen artık haddini aştın." Diye mırıldandı. Yerinde kıpırdanadak dudaklarını yaladı ve küçük adımlarla Eleanora'nın üzerine yürüdü. "Demek bizden gizli Muggle dünyasında kendine ev tutarsın." Dudaklarından kaçan histerik gülüşle asayı tuttuğu elini sıktı. "Beni her geçen gün biraz daha şaşırtıyorsun Nell."
"Bundan sana ne?" Diye tısladı dudakları arasından. Bu bir hataydı.
Paul asasını hiddetle havaya kaldırıp ufak bir savaş narasıyla "Crucio!" Diye haykırdı. Renksiz, lanetli büyü naif bedenine çarptığında dudaklarından kopan çığlık, etraftaki ağaçlara konan bir kaç karganın havalanmasına neden oldu. "Demek sana ne?" Dedi Paul deli gibi sırıtarak. Asasını kıpırdatarak farklı bir noktaya yaptı büyüyü. "Baban sana böyle mi öğretti kızım?"
Eleanora dişlerini birbirine kenetleyerek yerde iki büklüm kıvrandı. Bir saniye büyünün durup bir saniye sonra tekrar bedenine lanetin çarpmasıyla boğazından bıraktığı feryat kulaklarını acıttı. Nefes nefes nefese yerde kıvranırken yumruk hâline bile getiremediği elleriyle kollarını sıkıyor, terden yapış yapış olan alnını yere bastırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood in the Water | Evan Rosier
FanfictionLord Voldemort, Evan Rosier'a bir görev vermişti ve Evan Rosier, görevini başarıyla tamamlamakta son derece kararlıydı. * evan rosier x fem!oc written by; marcelinedreamss ⤻asıl başlangıç: 19.11.2021 ⤻asıl bitiş: 21.03.2022 •Tamamlandı• Yeniden ya...