4| Felix Felicis

821 70 14
                                    

İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar!

***

Bulutlu bir sonbahar sabahıydı. Her sabah tıklım tıklım olan Büyük Salon, bu sabah da öyleydi. Tüm öğrenciler afiyetle sabah kahvaltılarını yapıyor, bir yandan da arkadaşlarıyla sohbet ediyordular. Kimileri önündeki ders notlarına odaklanmışken, kimileri ise tüm hayatı yemekmişcesine karınlarını doyuruyordular.

"İlk dersimiz ne?" Eleanora sorusunu sorduktan sonra Balkabağı suyundan küçük bir yudum alarak bardağını geri masaya bıraktı. "İksir'di galiba, değil mi?" Karmen başını sallayarak onu onayladı ve elini karnına bastırdı.

"Evet." dedi onu yanıtlayarak. Karnını yavaş yavaş ovalayarak içinde oluşan ağrıyı gidermeye çalıştı. "Slytherin ile ortak." Yüzünü buruşturarak "O son sosisi yemeyecektim..." diye homurdandı.

Eleanora surat asarak tabağına şöyle bir bakt; iştahı kaçmıştı birdenbire. Karmen'in dediği gibi Slytherin ile ortaktı ders. Belki de iştahını kaçıran şey buydu. Kendini tutamadı: "Sinir bozucu şeyler..."

Karmen karnının ağrısını bir an unutarak kıkırdadığında midesine saplanan acıyla inleyerek karnını geri tuttu. "Benim karnım doydu ama gözlerim doymadı, Nell." dedi Eleanora'nın adını kısaltarak. "Sende yediysen gidelim artık, yoksa tekrar tabağımı dolduracağım!"

Eleanora gülümseyerek yanına indirdiği çantasını omzuna astı. "Hadi gidelim." Onlar gibi kalkan bir kaç öğrenciyle beraber Büyük Salon'dan çıktıklarında İksir dersliğinin bulunduğu kuleye doğru ilerlediler. Bir yandan sohbet ediyor, bir yandan da Profesör Slughorn'un bu sefer hangi iksiri öğreteceklerini tartışıyordular.

Dersliğe girdikleri zaman henüz dolmamıştı içerisi. Yerlerine geçtiklerinden yaklaşık beş dakika sonra, derslik öğrenci ağırlamaya başlamıştı.

Herkes yerlerini aldıktan kısa bir süre sonra Profesör Slughorn kapıyı aralayarak içeri girdi. "Merhaba..." diye mırıldandı öğrencilerin karşına geçerken. "Merhaba..." Herkeste tek tek göz gezdirip masanın üzerindeki kazanların kapağını açtı. "Bu sabah bazı malzemeler hazırladım. Bunların ne olduğunu bilen biri var mı acaba?"

Eleanora ile Karmen aynı anda el kaldırdıklarında Slughorn'un kararsız bakışları ikisi arasında gezindi. En sonunda dudaklarını birbirine bastırarak en gözde öğrencilerinden birine söz hakkı verdi. "Eleanora... Bize bunların ne olduğunu söyle hadi."

"Şuradaki şişenin içindeki Veritaserum, efendim." dedi kendisinin sol, masanın karşısındaki Slughorn'un ise sağındaki şişeyi göstererek. "Gerçekleri söyleten bir iksirdir." Alt dudağını yalayarak onun çarparızındaki iksir şişesini gösterdi. "En arkadaki Çok Özlü İksir, bu iksirin yapımı oldukça zor." Slughorn ona takdir edercesine baktığında ortadaki kazanı gösterdi. "Ve bu da... Amortentia."

Çokta büyük olmayan kazanın üstünden pembe buharlar tütüyordu. "Aşk iksiri, en etkilisinden. İnsanların cazip bulduğu şeye göre kokarlarmış..."

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin