15| Ateşten Çember

411 40 11
                                    

İyi okumalar!

***

Yağmurun bulutlardan kurtulup dünyayla buluşmak için uğraş verdiği bir günün sabahıydı. Sabahın erken saatlerinde Hogwarts öğrencileri kahvaltıdan sonra dersliklerine gitmiş fakat küçük bir kısmı ise bir düello merasimi için düello standının her iki yanına toplanmışlardı.

"Her iki binadan, iki rakip birbirleriyle düello yapacak. Kazanan taraf diğerlerinden farklı bir duvarın önünde bekleyecek, onlar için daha farklı planlarım var. Affedilemez lanetlerin yasak olduğunu söylememe gerek var mı?"

Standın her iki yanına dağılmış öğrencilerden "Hayır," mırıltıları yükselirken Evan ellerini arkasında birleştirip tatmin olmuşçasına baktı herkese. "Pekâla, herkes hazırsa ismini okuduklarım standa çıksın."

Arkasında birleştirdiği ellerini çözerek avucu arasında duran parşomeni araladı ve karışık bir şekilde hazırladığı listenin başındaki ilk isimleri okudu: "Robin Hamilton, Sabine Cabot."

Evan standtan indiğinde Robin ve Sabine karşı karşıya geçti. Biri Ravenclaw binasından, diğeri ise Hufflepuff binasındandı. Düello pozisyonu aldıktan sonra "Expelliarmus!" diye bağırdı Hufflepuff'lı Sabine Cabot. Robin bu büyüyü zorlanmadan savuşturup "Entomorphis!" dedi sertçe ve asasından çıkan büyü kız durduramadan bedenine çarptı.

Bu basit ve oldukça kısa düellonun sonunda Sabine bir örümceğe dönüşmüş, Robin ise oldukça zor bir kişiyi alt etmiş gibi gerine gerine arkadaşlarının alkışlamalarına karşı elini göğsüne vurmuştu bir kaç kez.

Evan onları açık bir dille eleştirip Robin'e boş yere kendini övmemesini ve bu düellodan iki yaşındaki bir bebeğin bile sağ çıkabileceğini söyleyip onu küçük düşürmüştü.

Sıradaki isimleri okuduğunda karşılıklı iki erkek düello etmeye başladı. Bu önceki düelloya göre daha uzun ve daha kaliteli olmakla beraber düello sonunda yine Evan'ın "Siz buna düello mu diyorsunuz?" adlı ezme çalışmalarına maruz kalmışlardı.

Joyce Clay ile Libby Bentley bol çığlıklı bir düellodan çıktıktan sonra sıra sıra listedeki isimler aşağı doğru inmeye başlıyordu. Kızlı erkekli karışık bir çok isimden sonda nihayet Evan gelmesini beklediği kişinin adına yaklaşmıştı.

"Eleanora Rhodes," Sonrada karşısındaki kişiyi söylemeden önce alayla kaşlarını kaldırarak "Joseph Barnett." dedi. Eh, belki de bu ikiliyi özenle seçmiş olabilirdi. Joe'nun Eleanora tarafından iyi bir ders alacağını ve -ki Eleanora'nın her halükarda kazanacağından emindi- ona bir daha yaklaşmaması için böyle bir plana ihtiyaç olduğunu düşünüyordu.

Sonuç olarak ikisi de karşı karşıyaydı.

Eleanora'nın asasından çıkan yüksek sesli büyü Joe'ya fırladığında önünde bir kalkan yaparak büyüyü sektirdi. Joe ileri doğru bir adım atarak asasını kendi etrafında bir kez döndürdü ve karşılık olarak sert bir lanet attı.

Immobulus lanetini aklından geçirdi Eleanora ve asasından çıkan sessiz büyü Joe'ya ilerledi. Çocuk bu laneti asasıyla duvara sektirerek sersemletme laneti fırlattı. Saniyeler içinde Eleanora büyüyü savuşturur savuşturmaz bir saniye beklemeden Vermillious lanetini attı. Aynı zamanda küçük adımlarla rakibin üzerine gidiyordu.

"Expelliarmus!" diye bağırdı Joe tedirgin bir ifadeyle. Pekâla, Eleanora dişli bir rakipti ve onu yenmek zorlayacak gibiydi.

Eleanora alayla kahkaha atarak Expelliarmus büyüsünü basit bir hareketle geri teptirerek Joe'ya farklı bir lanet attı. "Beni bu basit büyülerle yenebileceğini mi sanıyorsun?" diye bağırdı büyü sesleri arasından. Asasını sallayıp hırsla tehlikeli bir lanet daha attı. "Oysa arkadaşlarım için oldukça tehdikâr yeminler ediyordun."

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin