12| Bulanık

400 43 16
                                    

İyi okumalar!

***

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinin öğretmeni profesör Hatkins'in öğrettiği yeni büyülerle seçili bir kaç öğrencinin yaptığı düellolardan sonra ders sona ermişti. Eleanora hâlâ düzensiz olan nefesini dizginlemeye çalışarak sınıfta yalnız kaldıkları hocasına baktı. "Buyrun, profesör." dedi kibarca. Hatkins onu durdurmuş ve bir şeyler konuşacağını söyleyerek sınıftan çıkmasına engel olmuştu.

"Bu zamana kadar seni gözlemiyorum da, gerçeten yaptığın düellolarda çok başarılısın." Eleanora kaşlarını çatarak devam etmesini bekledi. "Zaman kötü, Rhodes. Gün geçtikçe karanlık taraf biraz daha ele geçiriyor dünyamızı. Eğer istersen, mezun olduktan sonra Seherbaz olman için işleri hızlandırırım."

Eleanora'nın kaşları şaşkınlıkla havaya kalktığında dudaklarında oluşmak üzere olan sırıtışa engel olarak düşünceli gözlerle profesörüne baktı. Hem karanlık taraftan hem de karanlık tarafla savaş hâlinde olan diğer bir saftan katılım isteği alıyordu. Bir an için kendini diğer herkesten üstün gördüğünde o çoktan kararını vermişti.

"Üzgünüm profesör, ancak Seherbaz olmak istediğimi sanmıyorum." Gülümsemeye çalışarak başıyla selam verdi ve "İzninizle," diye mırıldanarak gitmek için hazırlandı. "İyi günler." Arkasını dönerek derslikten çıktı.

Koridora çıktığı an dudaklarından kaçan kahkaha ile yanından geçen bir kaç kişi ona tuhafça bakmıştı. Eh, kim olsa deli gibi durduk yere kahkaha atan birini görünce tuhafça bakardı.

Sağ elini önden saçlarına atarak parmaklarını sarı tutamların arasından geçirdi ve Ravenclaw binasına ilerlemeye başladı. Kahkahası durmuştu ama dudaklarındaki sırıtış hâlâ yerli yerindeydi.

Omzuna birisinin sertçe çarpmasıyla sol eliyle göğsüne bastırdığı kitabı yeri boyladı. "Ne yaptığını sanıyorsun?" Kendisine çarpana bakmadan dizlerini kırarak yere eğildi ve kitabı eline alarak ayağı kalktı. Gözüne girmek üzere olan saç tutamını ufak bir baş hareketiyle geriye doğru gönderdiğinde kendisine çarpana baktı.

"Barnett?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Önüne bakmadan mı yürüyorsun?"

Joe ellerini cüppesinin ceplerine sokarak sırıttı. "Ben önüme bakarak yürüyorum da, sen fazla keyifliydin az önce. Neydi önündekini göremeyecek kadar gözünü kör eden mutluluk?"

Eleanora'nın yüzünde çok kısa bir an şaşkınlık ifadesi geçti ancak kendisini toparlayarak ifadesizce çocuğun suratına baktı. "Seni ilgilendirmez." Küçümseyici bir bakışla Joe'yu baştan aşağı süzerek tekrar gözlerine baktı. "Seninle burada durup ilk kim çarptı tartışması yapmayacağım. Tabii, sen burada kendi kendine düşünmek istiyorsun, tabii, buyur."

Son kez yüzüne alayla bakarak arkasını döndü. "Etrafın Slytherin'li erkeklerden geçilmiyor Rhodes." İleriye doğru attığı adımı duraksadı ve olduğu yerde durdu. "Evan Rosier mezun olduktan sonra diğerleri mi senin bakıcılığını yapıyor? Yoksa kıymetli sana yaklaşan erkekleri mi geri püskürtüyorlar demeliyim?Hah, biri de onun kardeşiydi değil mi?"

Eleanora yutkunarak dişlerini birbirine bastırdı. Yanakları içe doğru hafifçe çöktüğünde sağ elini kıvırarak yumruk hâline soktu. "Git." dedi sadece. "Git buradan Barnett. Yoksa yemin ederim ki bu sözlerine seni öyle bir pişman ederim ki..." Joe alayla güldüğünde sağ gözü seğirmişti.

"Vay canına Rhodes! Şimdi de kötü kız mı oldun?" dedi Joe, bir kahkaha patlattığında Eleanora'nın nefes alışverişleri hızlanmaya başlamıştı. "Beni kabul etmezsen başına daha neler neler gelecek." dedi tehdikâr bir ses tonuyla. "O aptal Slytherin sürüsü de cezalarını çekecek, beklesinler sıralarını."

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin