5| Kolye

876 84 15
                                    

İyi okumalar!

***

Büyük Salon'un görünmeyen tavanından yere düşen her kar tanesi, sonsuzluğun simgesi ve mutlak büyünün gücüydü. Normal bir kar tanesinden farklı olarak ışıl ışıldı, yere düştüğünde birikmek yerine yok oluyordular. Melekler kadar saf ve beyaz kar taneleri, soğuk sessizliğe iplikle bağlanmış, Tanrı'nın yeryüzüne günahsızca emanet ettiği tek şeydi.

On iki tane noel ağacı Salon'un her bir köşesine serpiştirilmiş, tavana doğru uzanıyordu. Kar tanelerinin bir çoğunun hedefinde olan çam ağaçları, dikenleri dik bir şekilde, düşmanlarıyla yüzleşirmiş gibi ketumdu.

Bu noel tatilinde, evlerine dönmek yerine tatillerini Hogwarts'ta geçirmek isteyen, yaklaşık otuz ila kırk öğrenci, Profesör McGonnagall'a adını yazdırtmıştı.

Eleanora'nın en yakını Karmen, kendi etrafında bir tur atıp kısık sesli, hoş bir melodiyle Muggle şarkılarından birini mırıldanıyordu dans ederek. Saçlarını savurarak elini Eleanora'nın eline attı ve parmaklarını kavrayarak arkadaşını kendi etrafında döndürdü. "Mutlu noeller..." dedi yüzündeki ince gülümsemeyle. Eski İngiliz filmlerinden fırlamış gibi bir hâli vardı. "Mutlu noeller, mutlu noeller!"

Eleanora gözlerini devirirken aynı zamanda arkadaşının bu şapşal hâline de gülüyordu. "Rahat dur Karmen." Elini arkadaşının elinden çekerek kalın cüppesinin ceplerine koydu. Karmen kıkır kıkır gülerek omuz silkti. "Ne yapayım Nell?" dedi yüzündeki gülümseme büyürken. "Noel'i çok sevdiğimi biliyorsun, yerimde duramıyorum!"

Karmen'in omzunun arkasından, ileriye doğru bakıp sırıttı. "Profesör McGonnagall burada iken her an yerinde durmalısın." Karmen gözlerini iri iri açarak arkasını döndü. Profesör McGonnagall yanlarına yaklaştığında Karmen boğazını temizleyerek Eleanora'nın yanına gitti. "Profesör McGonagall." dedi Karmen kadını selamlayarak.

"Bayan Rhodes," dedi Eleanora'ya bakarak, sonra da Karmen'e baktı. "Bayan Dainty. Bina başkanınız Profesör Flitwick sizin gibi Hogwarts'ta kalan bir kaç Ravenlaw'lıyı Giriş Salonu'na davet ediyor..." Karmen gözlerini kırpıştırdı, "Neden ki?"

McGonagall, çatılı kaşlarla ve sert yüz ifadesiyle ona dik dik baktı. "Bunu, oraya gidince öğrenirsiniz, Bayan Dainty."

Karmen gözlerini kaçırdı. "Özür dilerim..." diye mırıldandığı sırada Eleanora gülümseyerek söze girdi. "Haber verdiğiniz için teşekkür ederiz Profesör. Mutlu noeller." Profesör hafif bir baş selamıyla yanlarından geçip gittiğinde Karmen rahat bir nefes verdi.

"Sence Flitwick neden çağırıyor?" diye sordu Karmen kollarını göğsünde birleştirirken. Eleanora omuz silkti, yürümeye başladığında Karmen'de ona yetişti. "Bilmiyorum. Ama bizi koridorları süsletmek için çağırıyor olabilir. Geçen sefer öyleydi çünkü." Karmen başını sallayarak "Olabilir." diye katıldı arkadaşına.

Daha da konuşmadılar. Giriş Salonu'na varana kadar Eleanora hep sırtının ürperdiğini hissetti. Sanki biri onu izliyordu. Ama her seferinde etrafına göz gezdirdiğinde kimseyi de görmüyordu.

Giriş Salonu'na vardıklarında gözlerine çarpan grupla adımlarını oraya çevirdikler. Profesör Flitwick'in kısacık boyu, onlar oraya yaklaştıkça daha da kısalıyordu sanki. Flitwick onları fark ettiğinde dişlerini göstererek gülümsedi. "Biz de son olarak ikinizi bekliyorduk, hanımlar!"

"Geçin, söyle geçin!" Eleanora adama tuhafça bakarak Karmen ile diğer bir kaç öğrencinin yanlarına geçtiler. Küçük boylu Profesör, ellerini kavuşturarak başını kaldırdı ve kendinden bir hâyli uzun olan öğrencilere bakarak direkt konuya girdi. "Öncelikle benimle beraber dün noel süslemelerini yerleştirdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Sizi buraya topladım, çünkü fark ettim ki baykuşhâneyi süslememişiz!"

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin