17| Kurnaz

311 39 0
                                    

İyi okumalar!

***

Eleanora, okuduğu kitabın arasına bir ayraç koyarak kaldığı yeri belirledi ve yavaşça dikleşerek çalışma masasında göz gezdirdi. Tam bu sırada midesinden çıkan seslerle aç gözlerini devirdi. Açolduğunun farkındaydı ancak gidipte aç midesini dolduracak kadar kendisini iyi hissetmiyordu; aksine oldukça halsiz ve üşengeç hissediyordu.

Tekrardan karnı guruldadığında gözlerini kocaman açarak başını eğdi ve karnına baktı. "Ne olurdu da sabah yemeği sana yetseydi?" Gözlerini devirerek sandalyeden kalktı ve kapıyı açarak koridora çıktı. Hemen merdivenlerden aşağı inerek sağa döndü ve mutfağa girdi.

"Lanet olsun Wicker! Seni küçük sıçan seni... Bu yemekleri nasıl yapmışsın sen? Milföy hamuru çiğ kalmış ve dana bonfilenin bazı kısımları yanmış! Nasıl misafirleri ağırlayacağız biz?"

Mutfaktan içeri girer girmez annesinin ev cinleri Wicker'ı azarladığını görünce kaşlarını ister istemez çatarak tezgâhın üzerindeki çeşit çeşit yemeklere baktı. O içeri girdiğinde annesi Amaia da ona dönmüştü. "Sen hâlâ hazırlanmadın mı?" diye sordu kaşları çatılı bir hâlde.

Tekrar Wicker'a döndü ve, "Wellington bifteklerini tekrar yap ve eğer tekrar yakıp çiğ bırakırsan, işte o zaman fena olur." dedi. Ardından Eleanora'nın yanından geçip salona ilerledi. Eleanora onun arkasından gözlerini devirip üzgün gözlerle yere bakan Wicker'a yaklaştı. "Sen üzülme Wicker," dediğinde ev cini kocaman gözleriyle ona baktı. "Kim bilir yine neye sinirlenmiştir de acısını senden çıkarıyordur. O yanık dediği biftekleri ben yerim, çok güzel duruyorlar hem ve bana kalırsa abarttığı kadar yanık değil."

Wicker, kocaman gülümseyerek yerinde zıpladı ve küçük bir alkış tuttu. "Wicker teşekkür ediyor Küçük Hanım. Yanmış biftekleri yemeyin efendim, Wicker size daha güzellerini yapar!"

Eleanora hafifçe gülümseyerek elini iki yana salladı. "Hayır, hayır. Sen işini yap, ben yerim bunları."

Wicker minnetlerini sunarak işine döndü. Eleanora ise dirseğini tezgaha yasladı ve ağırlığını bir bacağına vererek Wellington bifteği denilen biftekten bir parça alarak ağzına attı. Midesi adeta bayram ederken devamını da getirdi.

Birkaç dilim yedikten sonra Amaia içeriden ona seslendi. Eleanora gözlerini devirerek ağzındaki lokmayı yuttu ve elini muslukta yıkayıp mutfaktan çıktı. Salona doğru ilerlerken aynı zamanda annesinin söylenmeleri ona eşlik ediyordu.

"Ne bu hazırlık anne?" dedi söylenmelerini keserek.

Amaia oturduğu kanepede bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslandı. "Ne hazırlığı olacak? Kutlama hazırlığı elbette. Gidip hazırlan hadi, çabuk ol."

"Kutlama mı?" diye sordu Eleanora diğer kanepeye oturarak. "Ne kutlaması bu?"

Amaia alayla sırıtarak yüzüne düşmüş bir saç tutamını baş parmağıyla geriye attı. "Tabii ki de senin safkan statülerine uymanın kutlaması Nell!" dedi coşkulu bir sesle. Eleanora ona boş bir ifadeyle bakınca ellerini iki yana açtı. "Mugglelar'a ilgin alakan kalmadı bakıyorum. Bunu kutlamayıp da ne yapacağız?"

Eleanora ona tüm soğukluğuyla bakarken Amaia bundan hiç etkilenmiyormuş gibi aptalca sırıtıyordu.

"Bunu nasıl düşünürsün anne?" dedi üzgün bir ifadeyle ellerini dizlerinde birleştirerek. "Bir Muggle ile beraberken nasıl onlara karşı bir ilgimin olmadığını söylersin?"

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin