İyi okumalar!
***
Haftanın ilk günü oldukça sakin ve olaysız geçerken Eleanora İksir dersliğine doğru ilerliyordu. Sol viyadük kulesinde bulunan dersliğe yaklaştıkça daha da net duyduğu yüksek sesli konuşmalar ve bunun yanında atılan kahkahaların Çapulcular adlı gruptan geldiği âsikardı.
İçeriye girerek kimsenin yüzüne bile bakmadan orta sıralardan birine oturdu. Çantasını yan tarafına koyarak kimse oturmasın diye erkenden önlemini aldı ve kitabını çıkararak muhtemelen işeleyecekleri belirli konulara göz atmaya başladı.
Fakat en arka sıralara kurulmuş şu Gryffindor'lu popüler grup, göz attığı konuları anlamasında pek yardımcı olmuyordu.
"Bu sefer onlara öyle bir şaka yapmalıyız ki uzun bir süre etkisinden çıkmamalılar." diyordu James Potter. Gryffindor'un ve neredeyse tüm kızlarının ona hayran olduğu yakışıklı çocuk. Muhtemelen Slytherin hakkında konuşuyordular.
"Bence binanın içine yönelik bir şeyler yapalım derim." Bu da Sirius Black'ti. James ile ayrılmaz ikili olan, uzun saçlı, gri gözlü ve Black ailesinden atılmış olan diğer bir yakışıklı oğlan. Eleanora ile uzaktan akraba sayılırlardı ve Eleanora emindi ki onun bundan haberi bile yoktu. "Erkekler yatakhânesine, tüm odalara tek tek tezek bombası koyalım, ne dersiniz?"
"Bu şaka eskidi dostum." dedi Peter Pettigrew. Bu çocukta aralarında en sıska ve en korkak olandı. Göz ucuyla onlara bakan biri Peter'a baktığında onun sadece arkadaş şişirmeleriyle havaya girdiğini anlayabilirdi. "Tezek bombalarını onlarca kez kullandık. Farklı bir şeyler denesek daha iyi olmaz mı?"
Yavaş yavaş dolmaya başlayan derslikle birlikte gürültülü sesler yüzünden Eleanora onları zar zor duymaya başladı. "Bence en iyisi hiç bir şey yapmayın." dedi Remus Lupin. Eh, bu da grubun annesi olmalıydı. Hani şu aklı başında olan, sessiz ve diğerlerinin arkasını toplayan cinsten.
Sonra aralarından biri büyük bir kahkaha patlattığında diğer bir çok kişi gibi Eleanora da kendini tutamayarak göz ucuyla onlara baktı. James öyle bir kahkaha atıyordu ki en sonunda burnundaki gözlük yere düştüğünde anca susabildi. Remus onun bu hâline umutusca gülüp başını iki yana salladı ve yere eğilerek James'in gözlüğünü aldı.
Tekrar dikleştiğinde Eleanora ile göz göze geldi. Eleanora hemen önüne döndü. "Sağ ol Aylak." dedi James. Remus'un elinden gözlüğünü alıp tozlanan kısımlarını pantolonuna sürtüp tekrar gözüne taktı.
Neredeyse tüm öğrencilerin geldiği dersliğin kapısı aralandığında içeriye Lily Evans girdi. Kızıl saçları peşinden dalgalanarak onu takip ediyordu. Kız bir hâyli telaşlı görünüyordu, Horace Slughorn'un henüz derse girmediğini fark edince rahat bir nefes aldı.
Hızlı adımlarla Marlene'nın yanına oturarak çantasını yanına bıraktı. Fark etmese de arkasında oturan Peter ile James yer değiştirmişti.
"Tanrım, geç kaldığımı sandım." dedi Lily kitabını çantasından çıkartırken. Bir yandan da Marlene'a neden geç kaldığını anlatıyordu. "Dersliğe doğru gelirken iki Slytherin'li yolumu kesti. O aptallar yüzünden az kalsın geç kalıyordum."
James onları gizliden gizliye dinlerken Lily'nin sarf ettiği cümlelerle kaşları yavaşça çatılmıştı. Yanında oturan Sirius ile kısa bir an göz göze geldiğinde onun da bu sözleri duyduğunu anladı. Arkadan Lily'nin omzunu dürttüğünde kız saçlarını savurarak ona döndü. "Yolunu kesen Slytherin'liler kimdi, Lily?"
"Boşversene James." dedi Lily geçiştirmeye çalışarak. James onun ağzından kendi adını duyduğunda midesi heyecanla kasılmıştı. "Gerçekten, o aptallarla vakit harcamak saçma olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood in the Water | Evan Rosier
FanfictionLord Voldemort, Evan Rosier'a bir görev vermişti ve Evan Rosier, görevini başarıyla tamamlamakta son derece kararlıydı. * evan rosier x fem!oc written by; marcelinedreamss ⤻asıl başlangıç: 19.11.2021 ⤻asıl bitiş: 21.03.2022 •Tamamlandı• Yeniden ya...