İyi okumalar!
***
Soğuk havanın, Eleanora'nın tenine her dokunuşunda sarışın cadı titreyerek üzerindeki kabanına biraz daha sarılıyordu. Hafif bir rüzgâr keskin bir soğukla vücuduna çarptığında sabrının taştığını hissetti ve asasını cebinden çıkartarak efsunlu sözleri fısıldadı. Biraz sonra sıcak, soğuğu def ederek bedenini kapladı.
Vücudu gevşeyip rahatladığında beklediği kişinin onu geciktirmesi sinirlerini geriyordu. Hayatta en nefret ettiği eylemlerden birisiydi beklemek. Kendisi dakik bir insan olduğu için çevresindeki insanlardan da öyle bir performans bekliyordu.
Kısa bir süre sonra yere basan adım sesleri kulağına geldiğinde içinden sonunda diye düşünmüştü. Arkasını dönerek kendisine doğru yürüyen çocuğa baktı. Baştan aşağı, her zamanki gibi simsiyah giyinmiş, kötü çocuk havalarına bürünmüştü. Eleanora düşündüğü şeyle gülümsemesine zor zapt oldu.
"Bu soğuk havada, seni bekletmeme rağmen hâlâ buradasın." dedi Evan karşısında durduğunda. Elini kalın kabanının ceplerine sokarak sırıttı. "Bu bana mı özel, yoksa genel olarak mı böylesiniz Bayan Rhodes?"
Eleanora gözlerini devirirken suratında oluşan sırıtışa engel olamamıştı. "Sana özel değil. Alınma ama, tam şu an sen gelmeden önce gidiyordum."
Evan ona etkileyici bir bakış atarak "Ama geldim sana Eleanora." diye mırıldandı. "Sen gitmeden geldim."
Eleanora bir anda kıkırdadığında Evan gözlerini kırpıştırarak ona baktı. Sarışın cadı elini ağzına bastırarak gülüşünü saklamaya çalıştı fakat başarılı olamamıştı. "Kusura bakma Evan, ama bazen kurduğun bu cümlelere çok gülesim geliyor..."
Evan kaşlarını havaya kaldırdı. Bir anda elini Eleanora'nın beline atarak kızı kendine çekti. Bu sefer Eleanora ona gözlerini kırpıştırıp şaşkınlıkla ona bakınca Evan yüzüne yaklaştı. "Ama gözlerin aksini söylüyor gibi Eleanora." diye mırıldandı. Yeşil gözlerini kısarak kıza biraz daha yaklaştığında burunlarının uçları birbirine değdi. "Gözlerinde oluşan ifade, sözlerimden o kadar hoşnut olduğunu gösteriyor ki..."
Eleanora'nın dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Ben hoşnut olmadığımı söylemedim ki Evan." Başını yana doğru eğerek Evan'ın gözlerine daha dikkatli baktı ve ellerini çocuğun geniş omuzlarına yerleştirdi. "Cümlelerine gülesim geliyor, komik olduğu için değil, sana uymadığı için."
Evan burnunun ucunu Eleanora'nın burnunun ucuna sürterek bedenini biraz daha yakınlaştırdı ona. Kısık gözleri, yoğun yeşillikleri ve dudaklarındaki kıvrım... Hepsi Eleanora için Tanrı'nın yaratırken üzerinde en çok emek verdiği birer değerli parçaydı. "Neden bana uymuyormuş?"
"Sen kendinden haberdar değil misin Evan?" Bu bir soru değildi. Bu bir itiraftı. Evan'a bakınca ne gördüğünü itiraf ettiği bir cümleydi. "Sana bakınca insanların ne gördüğünü düşünüyor musun?"
Evan başını iki yana salladı. Burunlarının ucu sürtündü. Tekrar. "Kimsenin düşüncesi umrumda değil."
Eleanora, anlık gelen bir cesaretle elini Evan'ın ensesine atarak parmaklarını kısa saçların arasında gezdirdi. "Peki benim düşüncem de umrunda mı?" diye sordu kısık sesiyle.
Evan'ın dudağı yukarı kıvrıldı. "Siktir et düşünceyi, baştan aşağı sen umrumdasın." Saniyeler sonra Evan'ın dudağı Eleanora'nın dudakları üzerindeydi.
Eleanora, dudakları üzerindeki baskıyla gözlerini yumdu. Gözlerini yumduğunda bambaşka bir yerde açtı sanki gözlerini. Karanlıktı, kimse görünmüyordu, ama o hissediyordu. Kalbi üzerinde gümleyen o hissi, en yoğun şekilde hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood in the Water | Evan Rosier
FanfictionLord Voldemort, Evan Rosier'a bir görev vermişti ve Evan Rosier, görevini başarıyla tamamlamakta son derece kararlıydı. * evan rosier x fem!oc written by; marcelinedreamss ⤻asıl başlangıç: 19.11.2021 ⤻asıl bitiş: 21.03.2022 •Tamamlandı• Yeniden ya...