İyi okumalar!
***
Ayın ışığı pencereden içeri vurduğunda karanlığı aydınlattı; aydınlattığı yerde yeniden doğan bir ruhun ilk günahı yazıldı. Sonra ay ışığı bulutların ardında kaldı; içerisi tekrar zifir karanlığına döndü ve yeniden doğmuş ruhun kalıntıları duvarın bir köşesine sindi ama asla gitmedi.
Kalıntılar ışığı bekledi, karanlıktan kurtulmayı bekledi ama bir daha o duvar köşesinden kendini belli etmedi; edemedi. Doğduğu an günaha bulanan ruhun kalıntıları aydınlığa kavuşmayı bekledi ancak ne bir daha ışığını gördü, ne de ışık bir daha onun üzerine parladı.
Eleanora, pencere kenarında otururken bakışları camın arkasındaki aydaydı. Henüz yarım ay evresineydi ve havadaki bulutlar yüzünden pekte kolay görünmüyordu. Bir kolunun dirseğini oturduğu hilal şekilindeki büyük koltuğun sırt kısmına yaslayarak yanağını avucuna bastırdı. Bulunduğu mekandan gelen sesler kulağını kanatmak üzereydi.
"Karanlığa!" Oturduğu masadan yükselen sesle onlara bakma zahmetinde bulunmadan ayı izlemeye devam etti. Bir çok bardağın tokuşturma sesi geldiğinde kahkahalar havada uçuştu.
Belinde bir el hissettiğinde başını çevirerek arkasındaki kişiye baktı yorgun gözlerle. "İyi misin? Biraz solgun görünüyorsun." Evan ona arkadan iyice yaklaşarak bir elini karnına bastırdı. Dudaklarını saçlarının üzerinden ensesine bastırınca derin bir nefes alarak gözlerini yumdu.
"Bana her dokunuşunda rahatlıyorum." diye mırıldandı gözleri hâlâ yumulu bir şekilde Eleanora. Bu küçük itirafı Evan'ın dudaklarında küçük bir gülümseme yaratmıştı. Elini Eleanora'nın çenesine attı ve kafasını kendisine doğu çevirdi. Dudaklarına eğilerek yumuşak bir öpücük bıraktığında Eleanora üzerindeki tüm gerginliğin bir anda tuzla buz olduğunu hissetmişti.
Evan yavaşça geri çekildiğinde bu sefer Eleanora hafifçe gülümsemişti. "Seni seviyorum."
Bazen dudaktan çıkan sözleri geri almak imkânsız olurdu.
Evan kadar Eleanora da şaşkındı o an. İkisi de seslerini çıkarmadan birbirlerinin gözlerinin içine bakmaya devam ettiler. Evan yutkundu, Eleanora yutkundu; ikisinin de bariz bir şekilde bunu beklemedikleri ortadaydı. Eleanora henüz içinde adını koyamadığı duyguları kabullenememişken nasıl bir anda söylediğine aklı almıyordu.
Evan ise zaten okulun son yılları boyunca bu sözü duymak için çabalayıp durmuştu. Duyamamıştı o zamanlar belki, ama duymasına gerek kalmamıştı çünkü görevini yerine getirmişti. Fakat şimdi bu iki kelime Eleanora'nın dudakları arasından çıktığında, kendi kendine bir şeyleri yaptıktan sonra karşılığını uzun bir zaman sonra almış gibi hissetti. Ama bu his çok rahatsız ediciydi.
Eleanora üzerindeki şaşkınlığı çok çabuk atıp beklentiyle Evan'ın gözlerine baktı. İki kelimeyi onun da dudakları arasından duymak için kalbi göğüs kafesini parçalayacak gibi hızlı ve sert atıyordu.
Fakat beklediği gibi olmadı.
Evan onun gibi o iki kelimelik cümleyi kalbine fısıldamak yerine karşılık olarak tutkuyla dudaklarından öptü. Eleanora bir elini yanağına yaslayarak gözlerini yumdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood in the Water | Evan Rosier
FanfictionLord Voldemort, Evan Rosier'a bir görev vermişti ve Evan Rosier, görevini başarıyla tamamlamakta son derece kararlıydı. * evan rosier x fem!oc written by; marcelinedreamss ⤻asıl başlangıç: 19.11.2021 ⤻asıl bitiş: 21.03.2022 •Tamamlandı• Yeniden ya...