14| Profesör

510 36 12
                                    

İyi okumalar!

***

Dakikalar bir bir uçurumun kenarından intihar için ölüme atlarken zaman, peşine düşmüş ölü ruhlardan kaçıyordu. Kaçarken de öyle hızlıydı ki insanoğlu ona yetişemiyor ve arkasından "Zaman ne hızlıymış!" diye ağıt yakıyorlardı. Oysa bilmiyorlardı ki zamanın boynuna dolanan ölü saatler onu bu kadar hızlandırmıştı.

Evan odadan çıkarken zamanın nasıl hızlı geçtiğinden habersizdi. Ancak Eleanora'yı duvar kenarına sıkıntıdan çökmüş bir hâlde bulana dek. Adımlarını ona doğru çevirdiğinde ayak seslerini duyan kız dibine çöktüğü duvar kenarından kalkarak Evan'a yaklaştı.

"Ne dedi?" diye sordu Eleanora onun karşısında durur durmaz. "İşe alındın mı Evan?"

Evan sırıtarak gözlerini Eleanora'ya çevirdi. "O onayı almadan bu odadan çıkmamakta kararlıydım Nell." dedi işaret parmağıyla Dumbledore'un odasının girişini göstererek. Eleanora sevinçle gülerek kollarını Evan'ın boynuna doladı ve elini ensesine yasladı. "İşe alındın yani? Tebrik ederim..."

Evan ellerini Eleanora'nın beline sararken "Kabul edileceğimden emindim." dedi kibirli bir sesle. Eleanora kendini hafifçe geri çekerek gözlerine baktı. "Ama nasıl? Dumbledore senin bir Ölüm Yiyen olduğundan emindir, nasıl kabul eder ki?"

"Ölüm Yiyen olduğumdan tamamen emin olsa bile elinde bir kanıt olamdan kimse beni bunun için suçlayamaz." Sırıtarak Eleanora'nın dudaklarına bakıp tekrar gözlerine baktı. "Kolumu kimse görmedi, saldırılarda kimse yüzümü görmedi. Söylesene, sence ben bir Ölüm Yiyen miyim?"

Eleanora kısık sesli bir kahkaha atarak "Tabii ki de değilsin!" dedi ve dudaklarını Evan'ın dudaklarına bastırdı. Evan bundan memnun kalarak başını sağa eğdi ve Eleanora'nın belini daha sıkı tutarak işin içine bir de dilini soktu. Eleanora'nın tırnaklarını ensesindeki saçların arasına batırması işleri pek yoluna koymuyordu.

"Ne halt ediyorsunuz burada?" İkisine yönelik bu sesle Eleanora kendini geri çekerek Evan'ı göğsünden ittirerek konuşana baktı. "Senin burada ne işin var?" diye sordu Felix abisine tuhafça bakarak. "Velimin sen olduğunu sanmıyorum."

Evan gözlerini devirerek "Her şeyi bölüyor bu da." diye mırıldandı Eleanora'ya doğru. Kız bıyık altı gülüp elini ağzına yasladı ve diğer eliyle acıtmayacak şekilde Evan'ın karnına vurdu. "Evan!"

"Sana diyorum." dedi Felix onlara doğru yaklaşarak. Evan'ın biraz önceki söylediği şeyi duymuş gibi huysuzca kaşlarını çatmıştı. "Niye buradasın?"

Evan, elini Felix'in omzuna yaslayarak "Eleanora sana anlatır. İşlerim var, gitmem lazım." dedi ve son kez Eleanora'ya bakarak göz kırptı. Sonra da yanlarından ayrılıp gitti. Felix gözlerini bir cevap beklercesine Eleanora'ya çevirdiğinde o da gözlerini oğlana çevirdi ve dudaklarını araladı.

"Evan artık burada KSKS profesörlüğü yapacak. Biraz önce de Dumbledore'dan onay aldı. Gerekli bir kaç kıvır zıvırdan sonra okulda işe başlayacak."

Felix kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırdığında Evan'ın böyle bir şeyden bahsettiğini hatırlamıyordu. Eleanora son kez ona boş bir ifadeyle bakıp yanından geçip gitti.

* * *

Salı gününün öğleden sonraki iki dersinden biri Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine aitti. Bir çok kişi Evan Rosier'ın yeni profesör olduğundan habersizken bu haberi ilk alan Slytherin binasındaki öğrencilerdi. Felix sağ olsun yakın arkadaşlarına Evan'ın burada profesörlük yapacağını duyurduğunda bir güne kalmadan tüm Slytherin'e ulaşmıştı bu bilgi.

Blood in the Water | Evan RosierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin