Jimin prensin Matmazel Noir'i bilmemesine şaşırmıştı. Bütün çocuklara öğretiliyor sanıyordu. Arkadaşına dönmüş ve
"Matmazel Noir bir kurban. O bize insanların gerçek yüzünü gösteren bir kahraman.Onu gerçekten bilmiyor musun?"
Jungkook ise daha da şaşırmış bir biçimde arkadaşını dinliyordu.
"Hayır bilmiyorum. Bir kahraman olsaydı duyardım. Babam bana bütün kahramanları anlatırdı. Onların hepsini tanırım çünkü bir prens olarak bunları bilmem gerekir."
Demiş ve düşünmeye başlamıştı.
"Adı ne demiştin o kahramanın?"
"Matmazel Siyah. Bana annem anlatıyordu. Tüm vücudu yanmış bu yüzden derisi siyahmış. İnestimable türünde siyah tenli kişiler gibi değilmiş ama beni yanlış anlamayın prensim.Derisi İnes* derisi gibi değilmiş.Kralımızın size anlatması gerekirdi.O bir kahraman."
Demişti küçük çocuk. Prens ise o an hatırlar gibi olmuştu.
"Derisi mi yanmış?"
Küçük çocuk ise cevap vermişti.
"Evet prensim. İnsanlar onu yakmış. Saçlarını sonrasında ise tüm vücudunu yakmışlar ancak o dönemki kralımız onu kurtarmış insanların elinden. Kralımız onu güvenli bölgeye götürmüş. O bir kahraman. İnsanların gerçek yüzünü unutanlara tekrar hatırlattı."
O sırada prens Matmazel Siyah'ı hatırladı ve küçük çocuğa dönüp sinirle bağırdı.
"Ona nasıl bir kahraman diyebilirsin. O bir hain. Eşine ihanet ettiği için dünyaya yollandı. O bir canavar. O insanlardan da kötü. Eşine ihanet eden birine nasıl kahraman dersin. Bu senin için bir kahramanlık mı?
Babam bana anlattı. Eşi aylarca komada kalmış. O délicat bir başkasından bebek yapmış. Bu nasıl kahramanlık olabilir."
Demişti. Küçük çocuk ise prens ona bağırdığı için ağlamaya başlamıştı. Bugün neden herkes ona bağırıyordu? Çalışanlar ve kraliçe ise prensin bağırışlarına koşarak gelmişlerdi.
"Bu sana güzel mi geldi cidden? Eşini aldatan biri nasıl kahraman olabilir? Eşi ölmek üzereymiş. Kahraman böyle mi olur? Söylesene ileride senin yüzünden ölürsem kahraman mı olursun?"
Kraliçe ise oğlunun ne dediğini bir türlü anlamıyordu. Küçük çocuk hemen söze atlamıştı
"Prensim onlar nasıl sözler. Ben size neden zarar vereyim. Ayrıca aldatmak ne demek? Neden bu kadar kızdınız? O kötü biri miydi? Ayrıca siz ölürseniz ülkemize ne olur?"
Demişti. Henüz eş kelimesini yeni yeni öğrenen bu çocuk yeni bir kelime daha öğrenmişti. Aldatma. Bu kelimenin kötü şeylere neden olduğunu ise prens ona bağırdığında anlamıştı. Prens hala sinirliydi. Babası ona Matmazel Siyah'ı anlatmıştı. Ağlayarak, onun bir canavar olduğunu asla unutmamasını söylemişti ona.
"Ona bir daha kahraman demeyeceksin. Onun adını bile bir daha anmayacaksın. Bu sana ilk emrimdir. O bir cani."
"Prensim bilmiyordum. Bana bir kahraman olarak tanıtıldı. Özür dilerim."
Demişti ve bu prensten ilk özür dileyişi olmuştu çocuğun. Bilmediği bir şey için özür dilemişti ilk kez. O sırada kraliçe daha fazla dayanamamış ve
"Bu bağrışmanın nedeni de nedir? Sizin saygınız yok mu bütün Saray bağrışmalarınızı duydu. Niye bağırıyorsunuz prensim neden bu öfkeniz?"
Demişti kraliçe. Prens ise annesine dönmüş ve
"Matmazel Noir. Bağırmamın nedeni o kadın. Gelmiş bana o bir kahraman diyor. Eşini aldatan bir ines nasıl kahraman olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INESTIMABLE/JİKOOK
FanfictionPrens Jungkook'un eşi tüm gezegende aranıyordu. Gezegende ne kadar délicat varsa hepsi saraya toplanmıştı. Prensin eşi ise sarayın zindanında unutulan melez çocuktu. /Yepyeni bir tür bu yüzden birinci bölümü dikkatli okuyun./ /İzinsiz (ç)almayın b...