21. Bölüm

2.8K 245 247
                                    

Öncelikle bölüm çooook uzun bu yüzden bir sürü yorum istiyorum. 200 yorum olduğunda diğer bölüm gelecek.

Jungkook başına bırakılan taçla birlikte ayağa kalkmıştı. Halk ise eğilmişti. Jimin ve kraliçe dışında herkes eğilmişti. Geleneklere göre kralın önünde bir tek eşi ve annesi eğilmeden durabilirdi. Annesi onun doğmasını sağlamıştı. Kutsaldı. Bu yüzden anneler oğullarının önünde eğilmezdi. Bir de eşleri eğilmezdi. Aynı seviyedeydiler tanrıların gözünde. Bu yüzden eşlerin de eğilmesi uygun görülmezdi.

"Kalkabilirsiniz."

Demişti Jungkook halkına. Jimin ise gururla bu anı izliyordu. Jungkook uzun yıllardır bunun için eğitilmişti. Halk onun tahta geçişinden memnundu. Sonra Jungkook annesine dönmüş ve başında ki tacı düşmemesi için Jimin'e verip annesinin önünde eğilmişti. Annesi ise sinirle ona bakıyordu. Jungkook ayağa kalkıp biraz eğilmişti. Jimin yine tacı eşinin başına geri takmıştı.

"Kraliçem tahta geçirdiğime göre ilk emrimi veriyorum. Tacınızı ve küreyi zorluk çıkartmadan bize teslim edin. Aksi takdirde savaşmaktan çekinmeyeceğiz."

Demişti. Halk ise şaşkınlıkla bir krala bir de kraliçeye bakıyordu. Kraliçenin sinirlendiği belliydi. Ülkelerinin zor günler geçireceğini anlamışlardı. Kraliçe etrafına bakmış ve

"Arabamı hazırlatın. Bu saçmalığa daha fazla katlanmayacağım. Küreyi ve tacı istiyorsanız savaşmaya hazırım ancak Tanrıların bana sunduğu bu gezegeni size bırakmayacağım. Hele de Jimin'e asla."

Diye bağırmış ve önünü açan halk sayesinde arabasına binip saraya doğru yola çıkmıştı. Buna asla müsaade etmeyecekti.

Jungkook ise giden annesini pek umursamamış ve halka dönüp:

"İstediğiniz kadar eğlenin bugün ama çok yorulmayın. Eşim kraliçe olduğunda daha büyüğü düzenlenecek. O zamana da enerjinizi saklayın."

Demiş ve gülümsemişti. Jimin ise gülümseyerek halkı izliyordu. Halk ise kraliçenin ardından evlerine dağılmaya başlamıştı. Bir felaketin olacağını sezmişlerdi. Alan boşaldıkça Jimin eşine dönmüş ve endişeyle:

"Gidiyorlar. Bizden memnun kalmadılar. Jungkook bana destek çıkmayacaklar."

Demişti. Jungkook ise sevgilisine sarılmış ve

"Senin yanında ben ve tanrılar var. İsterlerse bütün gezegen onun yanında olsun biz senin yanındayız."

Demişti. Jimin ise tatmin olmamıştı. Endişesi büyüyordu. Halk olmadan o da olmazdı. Herkes neredeyse evlerine girmişti. Jimin ve Jungkook ise orada kalan birkaç kişi için orayı terk etmemişlerdi ancak keşke terk etseydiler. Sahnede ki birkaç ekran devrilmiş, feci şekilde yağmur yağmaya başlamıştı. Orada olan kişiler de evlerine gittiğinde çalışanlarla birlikte kral ve eşi saraya dönmüşlerdi. Jungkook aşırı derecede sinirliydi. Sadece Jimin'in tarafında ki ekranlar düşmüştü. Bunu da annesinin yaptığını anlamıştı. Annesi eşine dokunamadan onu öldürmeye çalışıyordu. Saraya döndüklerinde Jungkook eşine dönmüş ve

"Odamıza git Jimin. Devrilebilecek veya sana zarar verebilecek her şeyden uzak dur. Hemen geleceğim güzelim."

Demiş ve eşinin dudaklarına bir öpücük bırakıp oradan ayrılmıştı. Jimin ise Jungkook'un dediğini yapmış ve odaya gidip beklemeye başlamıştı.

Jungkook sinirle annesinin odasına ilerlemiş ve kapıyı izin almadan açmıştı. Annesi küreyi kucağına almış ve öylece duruyordu. Jungkook sinirle annesine bakmış ve

"O ekranları sen devirdin değil mi? Jimin ile savaşmak zorunda kalmamak için yaptın değil mi?"

Demişti. Annesi ise konuşmuyor sadece kürenin üstünde parmaklarını gezdiriyordu. Bu ise gezegende birçok yere zarar veriyordu. Jungkook annesinin ona bakmayışına sinirlenmişti.

INESTIMABLE/JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin