23. Bölüm

2.3K 203 190
                                    

Jungkook kolları arasına bayılan sevgilisini kucağına almıştı. Halk korkarak kucağında ki sevgilisine bakıyordu. Veliahtın kolayca kara büyü yapabilen kara cadılardan olması halk için iyi değildi çünkü onlar kraliçe Jeon'u da siyah cadı sanıyorlardı.

Jungkook arabaya doğru adım attıkça halk geri adımlıyordu. Bu durum onu sinirlendirmişti. Eşi bir yaratık değildi. Ona bu muameleyi yapamazlardı. Jungkook sevgilisini arabaya götürürken tüm halk gökyüzüne dönmüştü Jungkook'da dahil. Gökyüzü yıllar sonra ilk kez kara bulutlardan kurtulmuş, mavi gökyüzünü görmüşlerdi. Küre yeni sahibine geçmişti. Jungkook kucağında ki sevgilisine dönmüş ve gülümseyerek onu arabanın ön koltuğuna bırakmış ve emniyet kemerini de takıp kapıyı kapatmıştı. Sonrasında ise sağlık görevlilerinin ilgilendiği annesinin yanına gitmiş ve onu da kucağına alıp arabaya bindirmişti. Annesini burada bırakamazdı. Halk ondan nefret ediyordu ve artık kraliçe olmadığı için ona saldırabilirlerdi.

Jungkook'da sürücü koltuğuna geçtiğinde kolunda ki saatinden çalışanlara geleceklerini söylemişti. Şifacılar onları bekliyordu. Jungkook hızlı hızlı arabayı sürerken halk kraliyet arabasını görünce geri çekiliyordu. Kral kısa bir sürede saraya varmıştı. Kendisi eşini kucağına almış aceleyle odalarına götürürken diğer çalışanlar da annesiyle ilgileniyordu. Bazı şifacılar Jimin ile bazıları da ana kraliçe ile ilgilenmeye başlamıştı. Jungkook baygın yatan eşine bakarken şifacılar gerekenleri yapıyordu. Yeni kraliçe büyüyü kaldıramamıştı. Her ne kadar ana kraliçeye olay anında müdahale edilse de alanda ki şifacılar Jimin'den korktuğu için ona yaklaşmamışlardı. Jungkook'da onlar müdahale etmeden ikiliyi saraya getirmişti. Bu yüzden kraliçenin durumu daha iyiydi. Jimin ise zor nefes aldığı için buhar takılmıştı. Nabzı ise düşüktü. Şifacılar kraliçe ile ilgilendikten sonra krala dönmüş ve

"Yakında toparlanır efendim. Korkmayın."

Demiş ve odadan çıkmışlardı. Jungkook ise baygın olan eşinin yanına yatmış ve elini tutmuştu.

"Eğer böyle bir hayatımız olmasaydı çok daha mutlu olurdun değil mi Sevgilim? Hiç hak etmiyorum güzelliğini, kalbini, sevgini ... Sadece acı çekmene neden oluyorum sevgilim ama bitti. Söz veriyorum sana bitti bu sondu artık canın yanmayacak güzelim. Artık kimse sana zarar vermeyecek, ağlatamayacak."

Demiş ve eşinin saçlarını öpmüştü. O sırada ise elinde bir baskı hissetmişti. Sevgilisi uyanıyordu. Jimin yavaşça gözlerini açmış ve etrafı incelemişti. Jungkook sevgilisine bakmış ve

"Bebeğim iyi misin? Ağrın veya acıyan bir yerin var mı?"

Demişti. Jimin'in ise gözünden bir damla yaş düşmüştü. Jungkook telaşla eşinin göz yaşını silmişti. Jimin ise oturmak için kalkmaya çalışmıştı. Jungkook eşini destekleyerek kalkmasına yardımcı olmuştu. Jimin sırtını yatak başlığına yaslamış ve ağzında ki buhar maskesini çıkartmaya çalışmıştı. Onu çıkartacak gücü bile kendisinde bulamamıştı. Jungkook dikkatli bir şekilde eşinin elinden maskeyi almış ve çıkartmıştı. Jimin kendisine bakan eşine bakamadan gözlerini kapatmıştı. Çok yorgun hissediyordu. Jungkook sevgilinin yanağını okşadı ve şifacıları çağırmak için odadan çıktı. Jimin ise yavaşça gözünü açmış ve duvara bakmıştı.

"Bitmedi sevgilim. Daha yeni başlıyor her şey."

Diye fısıldamıştı. Bayan Jeon'un babasını öldürdüğünü öğrendiğinde öldürecekti Bayan Jeon'u, Jimin ancak tanrılar onunla konuşmuştu. Jimin ise yapmamak için gelecekten bir an görmek istemişti. Ona gösterilen an ise Jimin'i çok üzmüştü.

➕➕➕➕➕➕➕➕➕

Jimin yavaşça kolunu açmış ve kan almalarına izin vermişti. Günlerdir halsizdi ve şüphelendiği şeyler vardı. Sabah uyandığında ise yaptığı kahvaltıyı kusmuştu. Yemek yiyemiyordu. Bu olanları Jungkook fark ettiği anda ise hemen şifacıyı çağırmıştı.

INESTIMABLE/JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin