25. Bölüm

2.3K 191 66
                                    

Jimin yavaşça gözlerini açtığında eşinin hala yatakta olduğunu fark etmiş ve sevinmişti. Günlerdir ondan ayrı uyanmanın ardından bu ona iyi gelmişti. Bir müddet eşinin kucağında yattıktan sonra dün gece olanlar aklıma gelmişti. Onlar birlikte olmuştu. Jimin gitgide kızardığını hissederken saçlarına konan öpücükle kendisine gelmişti.

"Ne düşünüyorsun güzelim daldın gittin?"

Demişti Jungkook. Yeni uyandığı için sesi daha kalın ve boğuk çıkıyordu. Jimin eşine baktığında daha da çok kızarmıştı.

"Hani konuşacaktık. Şu anda konuşacak halim bile kalmadı."

Demişti Jimin. Jungkook ise gülümsemiş ve Jimin'e daha sıkı sarılıp:

"Ağızlarımızla değil de vücutlarımızla konuştuk ya güzelim."

Demişti. Jimin ise gözlerini devirmiş ve

"Ciddi ol Jungkook. Benim sana anlatmam gereken bir şey var. Ben bunu senden saklayamam. Ay dursana nereye götürüyorsun beni. Şurada ciddi bir şey konuşacağım."

Demişti. Jungkook ise yataktan kalkmış ve konuşan eşini kucağına alıp banyoya doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Hayatım şu anda tek duyduğum şey cik cik sesleri. Sanki bir civciv senine benziyor. Sen de duyuyor musun?"

Demişti. Bu onun kendince şu anda bu konuları konuşmak istemiyorum deme şekliydi. Eşiyle güzel bir sabah geçirmek istiyordu. Annesinin ölümünü atlatabilmesi için buna ihtiyacı vardı. Jimin, Jungkook'un dediğiyle kaşlarını çatmış ve

"Bana civciv mi diyorsunuz bay tavşan. Çok alındım. Çok gücendim."

Demişti dudaklarını büzerek. Jungkook ise büzülen dudaklarına bir müddet bakmış ve hemen bir öpücük koymuştu. Jimin ise acıyla geri çekilmişti.

"Çok acıdı. Niye acıdı?"

Demişti. Jungkook ise gülümsemişti.

"Neden acıdı acaba? Sen kendini hiç aynada gördün mü?"

Demişti. Jimin ise başını olumsuz anlamda sallamıştı. Jungkook banyoya gitmekten vazgeçmiş ve odalarında ki boy aynasının karşısına geçip Jimin'i kucağından indirmişti. Jimin ise gördükleri yüzünden ağzı açık kalmıştı.

"Jungkook inanmıyorum sana. Biz birlikte olmamışız ki sen beni yemişsin sadece. Ben yemek miyim Jungkook ya?"

Diyip bağırmıştı. Jungkook ise gülümsemiş ve

"Dün gece öyle demiyordunuz beyefendi. Jungkook daha hızlı ol. Jungkook durma. Jung-"

Jungkook konuşurken Jimin arkasını dönmüş ve eliyle ağzını kapatmıştı.

"Tamam sus. Devam etme. Ayrıca biz neden hala çıplağız?"

Demişti. Jungkook ise gülümsemiş ve eşinin aynadan vücudunun arkasına bakmaya başlamıştı.

"Jimin sanırım tek yediğim yer orası değil."

Demiş ve aynayı göstermişti. Jimin ise arkasını dönmeden başını çevirip vücuduna bakmıştı. Jimin'in ağzı açılırken Jungkook pişman olmaya başlamıştı. Eşinin vücudunda ısırdıklarına dolayı kızarıklıklar ve morluklar vardı. Tüm vücudu izlerle kaplıydı. Kalçası ise kıpkırmızıydı. Jimin şaşkınca kendisine bakarken:

"Ben de diyorum ki niye her yerim ağrıyor. Bu kimin vücudu ya? Jungkook kalçama baksana kıpkırmızı olmuş."

Demişti. Jungkook ise eşine sarılmış ve boynunu öpüp:

INESTIMABLE/JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin