2. Bölüm / Anne!

192 51 23
                                    

Yüzüm benden alındığında ve hatta çalındığında 6 yaşındaydım. Devrimin son zamanlarını allak bullak görüntüler şeklinde silinmiş örüntülerle hatırlayabiliyorum. Direniş gösteren herkes katledilmişti. Direnişçilerden birisi de annemdi. Annem benim yüzümü vermek istemediği için kafasına sıkılan tek bir kurşunla öldürülmüştü. Üstüne bir de tam 14 büyük adamın saldırısına uğramıştı. Henüz 6 yaşımdayken bu durumu böyle nitelendirmiştim ancak büyüdüğümde işler değişti. Annem 14 erkek müsveddesinin tecavüzüne uğramıştı. Bende yüzüm alınırken gözlerimden akabilecek olan son gözyaşlarımı annem için döküyordum.

Babam, devrim askerleri gelmeden çok önce kaçıp gitmişti evden. 6 yaşımdan bu yana onu hiç görmedim. Beni ve annemi bu cani dünyasına terk edip gittiği ve tek başımıza bıraktığı için onu hala affedemedim. Ölen annem değil o olmalıydı diyorum. Annemin yüzünü artık unutmaya başladığım için kendime de öfkeliyim. Zaten babamı görsem tanıyabilir miyim onu bile bilmiyorum.

Devrimin üstünden 20 sene geçti. Gelecek günlerde büyük patronlar kendilerine bir ziyafet çekecekler. Aslında halktan birisi olarak bilmem imkansızdır ancak işim sebebiyle biliyorum işte. Yöneticiye gelen postalarını ona iletmek ve sonrasında tüm postaları yok etmekle görevliyim. Vatandaşların yöneticileri ve yöneticilerin bağlı bulunduğu hizmet binalarının olduğu karmakarışık, anlamsız bir sistemin parçalarıyız.

Birkaç kurallar zinciri de var elbette bu kokuşmuş sistemin içinde;

• Vatandaşların yani devrim sonrası isimsizlerin birbirlerine eski adlarıyla hitap etmeleri yasak,

•Hakkını vererek sevişmek, seks yapmak, yakınlaşmak ve üremek hepimiz için yasak. Tabii büyük patronu saymazsanız.

•Karşılıklı konuşmak ve iş harici özel görüşmeler, posta göndermek yasak.

• Maskesiz dolaşmak yasak. İnsanlar her sabah evlerine gönderilen maskeleri takmak zorunda.

•Sadece kendiniz duyabileceğiniz şekilde müzik dinlemek yasak. Şarkı söylemek aklınızın ucundan geçemez. Teknolojinin sistem dışında kullanımı yasak. Devrimin ilanından sonra insanlığın buluşları da yok edildi.

•Evde kamera olmaması yasak. Evimdeki tek kör nokta banyo küvetinin tam içi. Tuvaletimde bile klozetin her yanı kameraların görüş alanında.

•Eğitime 4

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Eğitime 4. Sınıftan sonra devam etmek yasak. Büyük patrona göre yaşamak için o kadar bilgi yeterliymiş. Çalıştığınız fark edilirse affedilmiyor.

Son yıllarda küçük çocuk görmek ve hatta insanları görmek imkansızlaştı. Üremek yasaklandığından beri yeni doğumlar gerçekleştirilmiyor. Zaten 4. Sınıfa kadar eğitim veren okullar bu sene son mezunlarını verecek.

Daha bir dolu yasak saymak zor olmaz.

20 senedir sürekli yeni yasaklar gelmeye devam ediyor. Her şey o kadar yasakki hepsini akılda tutmak imkansızlaştı artık. İnsanlar hiçbir şey yapmıyorlar. Hayat yok. Ev, iş, ev, iş... Sistemin kanlı canlı, etli kemikli robotlarıyız artık. Sokakta yürümeyi özlüyor insan. Evimizden iş yerlerine asansörlerle gidiyoruz. Kimseyle karşılaşmıyoruz denebilir. "Günaydın!" Diyerek el sallayabileceğimiz bir komşuluğumuz yok. Kendimize ait hiçbir şeyimiz yok. İnsanlık yok edildi. Hiçbirimizin kimliği yok, yüzü yok, çoğumuz konuşmamaktan dilimizi unuttu bile belkide. Bir toplum sadece devrim uğruna yok edildi.

İsimsiz| Kat: 101 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin