10. Bölüm / Kurban

72 41 7
                                    

Oturduğum yerden sendeleyerek ayağa kalktım. Bu benim için çok zordu. Aylarca içimde şiddetini arttırarak süren deprem sonunda amacına ulaşmış beni bir yıkıntıya çevirmişti. Bedenimin acı yükünü taşımakta zorlanan dizlerim bükülmüş beni doğrultmakta güçlük çekiyordu.

Kadının cebinden çıkarttığım sigara paketinden tüm sigaraları alıp koltuğun üzerine bıraktım. Bu gece sahip olabileceğim her türlü zehire ihtiyacım vardı.

Kadını sürükleyerek aklıma gelen en mantıklı yere, titreyen ellerimle küvetin içine yerleştirdim.

Kadını sürükleyerek aklıma gelen en mantıklı yere, titreyen ellerimle küvetin içine yerleştirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Az önce kadından sigara yakmak için aldığım çakmağı, cebimden çıkarıp elime aldım. Şimdi yakmam gereken oydu. Yakalanmam an meseliyken tereddüt edemezdim. Çakmağın ucundaki küçücük alev, banyonun içindeki suçluluğu aydınlatarak bir başlangıca işaret etti. Kadının parçalanmış kıyafetlerinin bir ucundan tutup tutuşturdum. Banyo duvarının kenarına çökerek cesedin yanışını seyretmeye başladım. Beton zeminin soğukluğu vücuduma işliyorken çakmağın alevi paramparça olmuş pantolonu yakmaya başlamıştı. Sırtımı dayadığım banyo duvarının bana lanet okuduğunu duyuyordum. Ama ne yapabilirdim? Gözlerim akıtamadığı yaşlarla birlikte yüzü parçalanmış ölü kadına bakarken ateşin tutuşturduğu pantolonun alevi kadının bluzuna ulaşmıştı. Küvetin içinde kızıl bir dans cereyan ediyordu. Kadının kıyafetleri alevler içinde titriyordu. Yanan yırtık, kanlı kumaşlar bedenin etrafında alevin gölgesiyle ölüm dansını oluşturuyordu. Alevler kadının derisine ulaşıp yanık et kokusunu banyoya yaymaya başlamışken yanmış deriden yükselen duman usulca odaya doluyordu. Çaresizce ateşin yavaş yavaş yayılmasına tanık oldum. Alev, derinin yanışına takiben ete nüfuz etmeye çoktan başlamıştı. Küvetin içinde kadının saçlarından eser yoktu. İnsan etinin acı dolu yanışı odayı vahşetle doldurdu. İzledikçe ürperiyor ve içimi bir dehşet kaplıyordu. Titreyen ellerimle beton zeminden kuvvet alarak içeriye dönüp bir dal sigara alıp tekrar banyonun köşesine yığılırcasına çöktüm. Sigarayı tutuşturup etin dumanıyla zehirin dumanını karıştırıp acıyı ciğerlerime çekmek istiyordum. Ruhların yakarışları kulaklarımda yankılanıyordu. Kadının ruhunun acı yakarışları, yanık etin korkunç kokusuyla buluşup bulantı dalgaları oluşturuyordu. Et kızarıyor, kabarıyor, şişiyor, patlıyor, boşalıyor, kararıyordu.

Alevlerin yükseldiği odanın içindeki suçlu sessizliğin içinde dururken, içimdeki fırtınanının, bedenimi banyonun duvarları arasında çarpa çarpa savurmak istediğini biliyordum.

Alevlerin hüzünlü çırpınışları, cesedin gölgesiyle hüzünlü dansını harlayarak sürdürüyor, banyonun her köşesini sarhoş ediyordu. Gözlerim, kadının yanışını izlerken kararıyor bu cinayeti görmeyi reddediyordu.

Kurban o muydu yoksa ben miydim seçemiyordum. Ellerimdeki kan kurumuş, şimdi soğukla sıcak arasında gidip gelen banyomun zemininde canımı yakıyordu.

Ellerim kan kırmızısı olmak ve morarmak konusunda arada kalmış iki renge birden bürünmüştü. Kirlenmiştim.

 Kirlenmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İsimsiz| Kat: 101 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin