3

339 42 20
                                    

Ziyaret için ayrılan sürenin sonuna geldiklerinde Draken ile Takemichi, görevlilere zorluk çıkarmadan odayı terk ettiler. Kazutora ise... O da uyumlu olmak istiyordu, görevlileri uğraştırmak istemiyordu ama Draken'in sözlerinin acısı içine oturmuştu.

Hüngür hüngür ağlarken, onu zorla oturduğu yerden kaldırıp, hücresine götürdüler. İşte bu an, iki haftalık çabasının boşuna gittiği andı. Diğer çocuklar onu ağlarken görmüşlerdi ve her an cüretkar kişiler tarafından otoritesinin sorgulanabileceğini biliyordu. Hele bir de bu durum diğer hücrelerdeki çocuklara yayılırsa!

"Beni dinleyin, hemen dikkatiniz dağıldı be!" diye bağırdı Shoji, diğer çocuklara. "Size şu E8 sorunundan bahsettim-" Kaşla göz arasında eliyle işaret ederek Kazutora'ya gitmesini ima etti. "Şimdi, bizim için önemli olan onları sahiden de sorun olarak görüyor muyuz?"

Kazutora başını hafifçe sallayarak arkadaşına teşekkür ettikten sonra duş aldı ve toparlanmış bir halde diğerlerinin yanına geri döndü. Bir süre onlarla sohbet etmeye çalışarak kafasını dağıttı. Ayrıca böylece hücredeki ağırlığı da diğer çocuklar tarafından hissedilmiş oldu.

Aynı günün sonunda, ışıklar söndürülmeden bir süre önce Shoji'yi tek başına yakaladı ve aklındaki soruyu sordu. "E8 sorunu ne? Harbi harbi bir sorunumuz mu var?"

"E8'deki elemanlar." diye yanıtladı Shoji, göz devirerek ve kafasıyla kapıya doğru işaret ederek. "Biraz arızalı tipler, abi ama alışık olmadığımız profil değil. Dört erkek ve üçü iri yarı, insan azmanı tipler. Özellikle küçükleri korkutup haraç topluyorlar. Bize sataşmazlar herhalde. En azından bir süre boyunca."

"Ben mahkemeye çıkana kadar rahat dursunlar yeter." dedi Kazutora "Sonra gerekirse icabına bakarız. Islah olmak istiyorum dedim diye de burada İsa'nın çilesini çekecek halim yok, değil mi? Hiç birkaç piçe kendimi ezdiremem. Dışarıda bile işler öyle yürümüyor."

Bir hafta sonra Kazutora mahkemeye çıktığında ister istemez heyecan yaptı. Ceza almadan kurtulamayacağını biliyordu ama en azından biraz da olsa indirim alabilmek istiyordu. Tabii suçu kasten adam öldürmek olunca işler pek de hayal ettiği gibi gitmedi.

Avukatıyla birlikte sessiz sessiz otururken gözünün önünde on üç yaşında çıktığı mahkeme canlandı. Baji de yanındaydı ve birazdan, Kazutora tüm suçu üstlenince, serbest kalacaktı. Karar anına kadar el ele tutuşmuşlardı ama şimdi kendi ellerini birbirine kenetlemek dışında yapabilecek hiçbir şeyi yoktu.

Başını kaldırıp etrafına bakındı. Annesi mahkemeyi izlemeye gelmişti, aynı şekilde Draken de. Baji ailesi davacı olarak orada bulunuyorlardı, tıpkı zamanında Sano ailesinin davacı taraf olması gibi.

Bu onun için utanç anıydı zira Kazutora hayatında sadece iki kez mahkemeye çıkmıştı ve ikisinde de yakın arkadaşlarının aileleriyle karşı karşıya gelmişti. Burada geçirdiği her saniye ıstırap gibi geliyordu.

Neyse ki duruşma, Kazutora'nın itirafçı olması sebebiyle çok uzun sürmedi ve on yıl hapis cezası alarak duruşmanın sonunu getirdi. Kötü hissediyordu; hem kendi hem Baji hem de diğer herkes için çok üzgündü ama yüzü sanki hisleri ve duyguları alınmış gibi ifadesizdi.

Kazutora'nın annesi ağladı, aynı şekilde Keisuke'ninki de. Baji ailesinin hırslı avukatı bu cezayı çok az bulduğu için memnuniyetsizdi ama davalının çocuk olduğunu bildiğinden cezanın artırılması için itiraz hakları olmadığını söyledi. Draken ise biraz üzüntü, biraz hayal kırıklığı, biraz öfke ve biraz da kafa karışıklığıyla duruşma salonundan çıktı.

Bu süreç içinde en tepkisiz görünen ve sessiz kişi Kazutora'ydı. İtiraz etmeden, ağlayıp, bağırıp çağırmadan yanına yaklaşan memurlara ellerini uzattı ve kelepçeleri takıldıktan sonra onların eşliğinde duruşma salonunu terk etti.

Days Are Numbered 卍 Kazutora HanemiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin