23

154 24 65
                                    

Bu çalışmaya canon olarak devam etmeyi çok isterdim, niyetim öyleydi ama allahın belası ruh emici Ken adam mangaka kişisi hafta başına 5 panel attığı için mangada şuradan şuraya gidemiyoruz ve haliyle finali göremiyoruz.
Haftalarca yeni bölüm gelmemesinin sebebi de buydu. Belki Ken adam biraz toparlar da sonu az çok belli olur diye biraz bekledim.
Daha beklememe gerek yok diye düşünüyorum çünkü adama kalsak yaza anca biter hatta belki bitmez.
Bu nedenden kaynaklı bu bölümden itibaren çalışmam, manganın 246.bölümünün sonrasından bağımsızdır.
İyi okumalar dilerim 💜
----------------------------------------------

Kazutora anılarını gözünün önünden çekmekte zorlanıyordu. Hayatı boyunca çok kaliteli arkadaşlar edinmişti, aşık olmuştu, küçük bir kardeşi olmuştu, lider olmuştu, savaşmayı öğrenmişti; düşmanları olmuştu, kullanılmıştı, ölümcül yaralar almıştı, can almıştı, ihanet etmişti, iki kez ıslah evine girmişti...

Tekrar düşündüğünde tüm bunların henüz yirmi yaşındaki bir genç için ne kadar fazla ve yorucu olduğunu fark etti. Yaşıtları bunları yaşamazdı, kimse yaşamamalıydı; bu normal değildi. Serseriler için bile!

Nakil aracı durup da görevliler ayaklandığında, Kazutora da yavaşça ayağa kalktı. Ani hareketlerin gardiyanları rahatsız ettiğini bildiğinden sakince ilerleyerek onlara ayak uydurdu. Böylece cezaevine ilk adımlarını attı.

Bundan sonraki beş yılını nasıl geçireceğini bilmiyordu. Buradaki insanlar ıslah evindeki çocuklar gibi değildi, bunlar harbi harbi suçlulardı hatta bazıları suç makineleriydi. Çocuk demişken, Daisuke tahminen bir saattir özgürdü. Kim bilir nereye gitmişti, neler yapmıştı!

Tabii şimdilik Kazutora için Daisuke'yi düşünme sırası değildi. Cezaevi hayatına giriş yapması gerekiyordu. Tulumunu aldı, içeride dolaşmaya başladığı andan itibaren kelepçelerinden kurtuldu ve hücresine götürüldü.

Yeni programına göre artık okul yoktu. Güne sabah sporuyla başlanıyordu ve ardından kahvaltı ediliyordu. Yine tüm işi mahkumlar yapmak zorundaydı; yemek, düzen, temizlik... Tüm bunlara alışabilirdi. Kazutora için tek sorun insanlardı.

Hücreye girdiği anda tüm bakışlar üzerine dikildi. Burada, ıslah evindeki hücresinden daha çok insan vardı hatta yataklar ranzaydı. Yedi yıl boyunca duvar dibinde yattığı için yine duvar diplerindeki dört yatağa baktı ama hepsinin sahibi vardı. Biçare eşyalarını ikinci sıradaki alt yatağa koydu.

Kısa bir tanışma faslından sonra Kazutora'nın kalbi ağzında atmaya başladı. Burada çeşitli hikayeler vardı ama herkes bir nedenden ötürü gelmişti: suç işlemek. Kimisi hırsızlık yapmıştı, kimisi birilerini dolandırmıştı, kimisi birilerini yaralamıştı, kimisi sırf borcu yüzünden demir parmaklıkların ardındaydı...

"Seni buralara düşüren nedir, Kazutora-kun?" diye sordu yeni hücre arkadaşlarından biri. Kazutora'nın öğrendiği kadarıyla bu adam otuz beş yaşındaydı ve yaralanmayla sonuçlanan bar kavgası yüzünden buradaydı.

"Benim mi?" Kazutora tabii ki sorunun kendisine sorulduğunu biliyordu ama bir an için afalladı. Ne diyebilirdi? Arkadaşına ihanet ettiğini mi söyleyecekti? O vakit onu güvenilmez bulurlardı ama ona göre, yalan da değildi. En yakın arkadaşının ölümüne kasten sebep olmuş biri ne kadar güvenilir olabilirdi.

"Sen tabii!" Bunu söyleyen hücre arkadaşı kırklı yaşlarının ortasındaydı ve borç harç yüzünden içerideydi. "Burada senden başka çaylak var mı ki, oğlum? Söylesene, kaç yaşındasın?"

"Yirmi." diyerek yanıtladı Kazutora ve acı acı tebessüm etmeye çalıştı. "Tam yirmi yaşındayım. Islah evi geçmişim var. Yani, aslında yedi yıldır içerideyim. Bir ara çıkıp, dışarısını görmüştüm ama başıma yine bela aldım... İki yıl arayla iki canı aldım. Pişmanlık fayda etmiyor tabii."

Days Are Numbered 卍 Kazutora HanemiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin