4

282 39 0
                                    

Yerinden kışkırtılarak kalkmış olan Kazutora, kendisiyle aynı hücreyi paylaşan çocukları da bir anda tetiklemişti. Elini Shoji'nın göğsüne koyarak kavga etmemesi için onu durdurdu. "Sorun yok, çocuklar. Pah-chin benim arkadaşım."

Pah-chin ani ve hızlı bir hamleyle Kazutora'nın kafasını koltukaltına sıkıştırdı ve onu götürdü. "Lan iki yıldır görüşemiyorduk. Gel bakayım, konuşalım biraz." Kazutora kendini geri çekmedi, ona direnmedi.

Hava soğuk olsa da buna aldırış etmeden, birlikte avluya çıkıp bir köşeye oturdular. Kazutora hala gözlerine İnanamıyordu, bir an için rüya gördüğünü bile düşündü ama her şey gerçekti. Çocukluk arkadaşlarından biri tam karşısındaydı, onun gibi ıslah evine girmişti.

Kısa bir süre kim ne dese bilemedikleri için konuşamadılar ama sonunda Kazutora onu gördüğü andan itibaren aklında olan soruyu sordu. "Ne bok yemeye geldin buraya?"

"Dallamanın tekini bıçaklayıp, teslim oldum ama hiç pişman değilim. Ne yazık ki geberemedi piç, beni üzen tek şey bu. Tabii onun hayatta olması işime yaramadı değil, cezamda indirim uygulandı. İki yıl kadar buralarda olacağım. Sende ne var ne yok?"

"On yıl." diye yanıtladı Kazutora. "On yıl ceza aldım..." Gözleri maziye daldı. Araba mezarlığı, Mikey ile kontrolsüzce kavga etmesi, Draken'in Hanma tarafından oyalanması, Baji'nin Kisaki'nin peşine düşmesi ve Kazutora'nın Baji'yı bıçaklaması. Beklenmeyenlerle dolu bir dövüş olmuştu. "Her şey kocaman bir hataydı. Utancımdan mı ölsem, pişmanlıktan mı bilmiyorum."

"Baji'nin öldüğünü gazeteden öğrendim ama sen olduğunu bilmiyordum, ihtimal de vermiyordum. Aklıma bile gelmedin, seni iki yıldır görmüyordum ki nasıl aklıma gelesin! Haberi gördükten iki gün sonra Peh-yan ziyaretime geldiğinde söyledi. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum hala, hangi olayı eşelesem altından en az bir arkadaşım çıkıyor. Sadece neden böyle bir şey yaptığını merak ediyorum. Baji ve sen kardeş gibiydiniz. Islah evinde kaldığın süre boyunca sana düzenli mektup yazardı. Her şey o kadar mantıksız geliyor ki! Meydandayken başkası mı sandın onu?"

Kazutora onca itirafta bulunmuşken yine yalan söylemedi. "Hayır, bıçakladığım kişinin Baji olduğunu biliyordum. Az önce de dediğim gibi, her şey kocaman bir hataydı. Keşke Mikey beni öldürmüş olsaydı, yaptıklarımdan sonra buna hakkı vardı. Ayrıca o zaman Baji'yi de kurtarmış olurdu ve benden kalıcı olarak kurtulurlardı."

"Senden kurtulmak istediklerini sanmıyorum. Küçükken de belanı arar dururdun zaten. Sana ve huyuna alışmış olmaları lazım. Anlamadığım bir diğer kısım ise Mikey sizinle nasıl dövüştü? Yani, nasıl karşı karşıya geldiniz? Toman iç savaşı gibi."

"Toman iç savaşı gibi değil, Toman iç savaşı zaten... Ve yine benim hatam. Kavgadan bir gece önce Draken beni yanına çağırdı ve geri çekilmemi söyledi. O bunun bir iç savaş, kardeş kavgası, olduğunun farkındaydı. Öğrendiğim kadarıyla, Mikey de Baji'yle dövüşmek istemiyormuş. Draken'i dinlemedim ve olan oldu. Draken demişken, duruşmadan birkaç gün önce ziyarete geldi ve Mikey'den mesaj getirdi... Kazutora sonsuza kadar Toman'ın bir parçası olacak... Seni affediyorum. Böyle demiş."

"Ve buna rağmen berbat bir halde görünüyorsun. Neden? Yaptığın ağır bir şey. Mikey yine de sana karşı merhametli ve affedici davranmış ama surat asıyorsun. Alınma ama buna hiç hakkın yok."

"Orası öyle!" diyerek durumu kabullendi Kazutora. "Ben sadece- affedildim ama hiç de öyle hissetmiyorum. Mikey'nin bu sözleri laf olsun diye mi yoksa yürekten mi sarf ettiğini merak ediyorum sadece... Islah evi terapisti herkes için ayrı ayrı mektup yazmamı tavsiye ediyor ama o ne yazacağımı bilmiyorum ve açıkçası, okuyacağına hiç ihtimal vermiyorum."

Days Are Numbered 卍 Kazutora HanemiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin