Days Are Numbered 卍 Kazutora Hanemiya

5

Tetta Kisaki. Kazutora'nın yeni dönem kötü anılarının senaristi, baş belası çocuk; en yakın arkadaşının ölümüne sebep olan kişi... Tabii ki sadece onu suçlamıyordu ama onun sinsi bir yılan olduğunu da biliyordu. Onun için üzülmedi ama ne garip ki sevinemedi de.

"Nasıl olmuştu?" diye sordu kendi kendine mırıldanarak ve kendini düşünmeye sevk etti. "Nasıl oldu da ben ona kandım? Kör müydüm? Akıl, mantığım neredeydi?" O günler ister istemez gözünün önüne geldi.

Yeni tahliye olduğu ve dış dünyanın tadını çıkarmaya çalıştığı günlerden biriydi. Sokakta dolaşırken bir anda yanına biri buğday tenli, diğeri de dikkat çekici bir şekilde uzun boylu iki kişi gelmişti. İkisini de tanımıyordu ve yeni birileriyle tanışma hevesinin de olmadığı bir dönemden geçiyordu.

Yaklaşırlarken uzun olan, diğerine "Dikkatli ol!" dedi, Kazutora duyamaz sanmıştı muhtemelen ama zor da olsa duymuştu. "Akli dengesinin gelgitli olduğu söyleniyor. Eleman iki yıl ıslah evinde kalmış."

Gözlüklü olan Kazutora'nın ismini seslenince, çocuk yüzünde şaşkın bir ifadeyle onlara döndü. "Ha?" Onları daha önce hiç görmediğine emindi ama ismini biliyorlardı. Bir an için acaba başkasına mı seslendi, diye düşündü ama civarda ismi Kazutora olabilecek başka kimse yoktu ve uzun olanın ondan bahsettiğinden emindi. "Ne istiyorsunuz?" diye sordu bu sefer, onları terslercesine.

"Arkadaş olabiliriz." dedi gözlüklü çocuk ve kolunu Kazutora'nın omzuna koydu. "Anlaşabileceğimizi düşünüyorum. İsmim Tetta Kisaki. Bu da Shuji Hanma."

"Garipsiniz." diye karşılık verdi Kazutora, onlardan hoşlanmamıştı. "Kimse öylece yol kesip, bir anda arkadaş edinmez. Anaokulunda mıyız amına koyayım!.. Söyleyin, benimle derdiniz ne? Islah evinde ağzına sıçtığım sik kırıklarından birinin intikamını mı almaya geldiniz? Eğer öyleyse, aynısını yaşayacağınızı garanti ederim."

"Lan harbiden de taşaklıymış." dedi Hanma gülerek. "Tam da aradığım adam. Götünü kollayan bir çeten falan yoksa, seni Valhalla'da görmek isterim. Artık boş laf sıkmayan kimse kalmadı. Herkes çakma serseri." 

Bu konuşma Kazutora'nın hoşuna gitmeye başlamıştı. "Haklı olabilirsin... Valhalla mı dedin? Bir çetemin olmadığı bu günlerde sırtımı yaslayabilmek iyi olurdu aslında. Vizyonunuz ne? Boş boş dolaşıp, millete dadanıyorsanız, bu velet eğlenceleriyle hiç işim olmaz." 

"Toman'ı duymuş muydun?" Bu soru üzerine Kazutora iyice dikkat kesildi. "Tokyo Manji Çetesi. Lideri Mikey diye bilinen Manjiro Sano. Götü kalkıklar çetesi; kendilerini bir bok sanıyorlar. Bizim amacımız Toman'ın içinden geçmek ama önce senin gibi harbi harbi delikanlıları bünyemize toplamamız gerekiyor."

"Bunu duyduğuma sevindim." dedi Kazutora, hedefine giden yolda önüne kırmızı halı serilmiş gibi hissederken. "Valhalla... Çetenize katılırım ama tek bir şartım var. Manjiro Sano'yu ben öldüreceğim." 

Bu anlaşmanın üzerinden kısa bir süre sonra Kazutora, Valhalla ceketini aldı ve hem Kisaki hem de Hanma ile daha sık zaman geçirmeye başladı. Onlarla kaynaştığı bir arada ise "Asıl sorun Mikey değil." dedi Kisaki. "Baji'nin de ortadan kaldırılması gerekiyor. En az Mikey kadar o da baş belası. Onu saflarımıza katsak dahi çifte ajancılık oynayabilir. Onu öldürebilir misin?"

"Ba-Baji'yi mi?" Kazutora kısa bir kekeleme atağından sonra tepkisini koydu. "Baji'yi öldürmemi mi istiyorsun? O benim arkadaşım yahu! Neden öldüreyim onu, mal mısın? Mikey geberse yeter, diğer ölümler gereksiz olur." 

"Baji mi arkadaşın?" dedi Kisaki ve güldü. "Seni yeterince savunamayan insandan arkadaş mı olur? Ona bağımlı gibi değer vermeyi kes artık, o buna layık değil. Eski bağımlılıklarından kurtulmak istemez misin? Ayrıca Baji'den de kurtulmadan tam olarak Toman'ın içinden geçmiş sayılmayız. Mikey'yi öldürmek özel isteğin olduğu için ona lafım yok ama Baji'yi de aradan çıkarırsan hiç fena olmaz. Bir şekilde senin suçunu üstlenecek birilerini de buluruz. Adını lekelemeye çalışan olursa da iftira olduğunu söyleriz ama güven bana, kimse sana bok atamayacak. Daha polis sirenini duyduklarında çil yavrusu gibi dağılıyorlar."