Hoş geldin dayağını yiyen Kazutora bir süre tuvaletten çıkamadı. Kapağı kapalı klozete oturmuş, ayağıyla kabin kapısını tutuyordu ki kimse birden bire paldır küldür içeri dalamasın.
Cehenneme geri dönmüştü ve bu sefer her şeyi sil baştan yaşamak daha dayanılmaz geliyordu. Tek elinin avucunu alnına yasladı, parmaklarıyla saç diplerini kavradı. Saçları çekildikçe gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Sinirle kapıyı tekmeledi. Alışması gerekiyordu ama o kendini öldürmek istiyordu.
Toparlanarak tuvaleti terk etti. İnsanlar tuvalette ağladığını veya sinir krizi geçirdiğini tahmin edebilirlerdi ama yüzünde bunu kanıtlayacak hiçbir belirti yoktu. Kimsenin yüzüne dahi bakmadan yatağına oturdu.
Bir süre sonra sıkıldı, zaman geçmek bilmiyordu, ayakkabılarını çıkararak yüzü duvara dönük olacak bir şekilde uzandı. Yaptıklarından o kadar pişmandı ki, duyguları canını yakıyordu. Ölmek istiyordu.
Az önce ona dayak atan çocuk, Aki Shoji, yanına gelip kulağına eğilerek fısıldadı. "Hadi ama! Bana kızmadın, değil mi lan? İlk gün böyle şeyler olur. Gelenektir. Aramızda geçen ise... Arkadaşlığın tuzu biberi diyelim." Kazutora'ya temas edince irkildi. "Çok soğuksun. Üşüyor musun?"
Kazutora cevap veremiyordu, dudakları büküktü. Gözyaşlarını bir kez daha tutamadı. Sessizce ağlarken, Shoji üzerini neredeyse yüzüne kadar örttü. "Aa- şey- neyse- istersen sonra konuşuruz ama kimse seni böyle görmesin. Kolay lokma sanırlar."
Ruhsal yorgunluğu Kazutora'nın sadece bedenine değil, gözlerine de çöktü. Diğer çocukların yanına giden Shoji'nin sesini duyunca, onları dinledi. "Akşam nezarette kafasını sikmişler, başı ağrıyormuş... Eskiler Hanemiya-sama'yı iyi bilirler, o yüzden yenileri uyarıyorum. Üzerine gitme cesaretinde bulunmayın, tersi pistir ona göre."
"Niye geri dönmüş ki bu çöplüğe?" diye sordu eski çocuklardan biri. "Bahsettiği, öldüreceğim öldüreceğim dediği bir eleman vardı, yabancıydı galiba, onu mu öldürmüş çıktığı gibi? Aslında çok da şaşırmadım, kafayı takmıştı zaten herife."
Shoji, eski ama yeni hücre arkadaşları hakkında gelen soruları çarçabuk def ederken Kazutora ise Shoji'nin diğer çocuklarla onun arasında ördüğü güvenlik duvarına güvenerek gözlerini kapattı.
Uyumadı, o vicdan azabıyla hala nefes alabiliyor olması bile mucizeydi, akşamüstü Shoji tekrar tepesine çöktü. "Akşam yemeğine gelmeyecek misin? Sabahtan beri hiçbir şey yedin mi?"
"Geliyorum." diye mırıldandı Kazutora ve yattığı yerde doğruldu. Yirmi dört saatten uzun bir süredir ağzına lokma koymadığını ve tüm yemek tekliflerini geri çevirdiğini daha yeni fark ediyordu. Kalktığında gözleri karardı ama kısa sürede toparlayarak yürüdü. Birkaç adım sonra tekrar gözleri karardı ancak bu sefer toparlayamadı ve bayıldı.
Koluna iğne girdiğini hissedince gözlerini araladı. Daha önce buraya pek geldiği söylenemezdi ama revirde olduğunu biliyordu. Başında Shoji, gardiyanlardan biri ve ıslah evinin sağlık görevlisi dikilmiş ona bakıyorlardı.
"Ben-" dedi Kazutora. "Bayıldım galiba, değil mi?.. Hala başım dönüyor. Lanet olsun! Rezil oldum! Bunun için üzerime gelecekler." En son bir gün önce Mikey'nin tekmesini kafasına yiyince bayılmıştı ama o durumu daha farklı görüyordu. O kavgaydı ama şimdi zayıflık gösterdiğine inanıyordu.
"Merak etme," dedi sağlık görevlisi. "Islah evindeki ilk gününde açlıktan bayılan ne ilk kişisin ne de son kişi olacaksın. Genelde stresten açıklıklarını hissetmiyorlar ama eninde sonunda vücut kendi kendini tüketmeye başlıyor... Tahminen kaç saattir yemek yemedin?"
![](https://img.wattpad.com/cover/293384975-288-k310231.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Days Are Numbered 卍 Kazutora Hanemiya
FanfictionPolisler etrafını çevrelediğinde, Kazutora sorun çıkarmak istemediğini ima edercesine ellerini kaldırdı ve sakince teslim oldu. Gözleri donuk bakarken ilk kez itiraf etti. "Onu ben öldürdüm... İsmi Keisuke Baji." BAŞLANGIÇ TARİHİ: 02.12.2021 FİNAL T...